"Gerçekten" haber verir 08 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

S. Bahattin YAŞAR

İnsan sorusu kadardır



Her sonucun bir sebebi var

Haftada, 1000’i aşkın gençle görüşüyorum. Uygun donanınım olmaksızın, onlara ulaşmak zor. Her biri, bir hikâyenin kahramanı. Gençliği kazanmak, bir rastlantı değil. Her kazanım bir takım esaslar, her kayıp da ihmaller içeriyor. Her sonucun bir sebebi mutlaka var.

Gençlik, soran ve sorgulanan bir dönem. Gençlerle gençleşiyor insan.

Bana bir soru sorar mısınız?

Gençlerle bir eğitim saatinin sonundayız. Aniden, onlara dönüyorum ve ‘Arkadaşlar! Bir cümlelik bir kâğıt çıkarın. Çok önemli bir yazışma yapacağız. Sizden, orijinal, konusu serbest, beni çalıştıracak, bir soru istiyorum. En güzel soru mükâfatlı.’ diyorum. Herkes şaşkın. Şaşkınlık, sonra arayışa dönüştü. Ve arayış sessizliğe…

Muhteşem bir soru aranıyor!

İnsanın sorusu,

yaşadıklarındandır

Herkes pür dikkat düşünüyor. Zihinler çok yoğun bir koşuşturmaca içerisinde. Memleketine, sevdiğine, derdine, neşesine gidenler hemen yoruldu.

Ben de, arayışın davranışa dönüşümünü izliyorum. Başlarını sağa sola sallayanlar, gözlerini avuç içleriyle kapatanlar, dalıp gidenler hepsi muhteşem soruyu aramanın yansımaları.

Arayış, yavaş yavaş kalemleri işletmeye başladı. Herkes, soru sormanın kolay olmadığını anlıyordu. İnsanlar, sorusu kadardı.

Sorularla baş başa kaldım

Yazma faaliyeti bittiğinde, yüzlerce soruyla baş başa kaldım. Ne var ki, bunu ben istemiştim. Tabiî soru arayışı, gençleri yormuştu. Faaliyet kimini neşelendirmiş, kimini de kaygılandırmıştı. Gençlerden biri, kulağıma eğildi ve; ‘Keşke bu faaliyeti hiç yapmasaydınız’ dedi. Ben de, ‘Gerçeklerden kaçamazsın’ dedim.

Soru arayışı onu sarsmıştı. Soru, sadece soru olarak kalmıyordu.

Sorular, içinde pek çok gerçekleri taşıyordu.

Her şey soruyla başlayıp,

soruyla bitiyor

‘Soru’ deyip geçmemeli; sorular, sadece bir sorudan ibaret değiller, içinde çok şeyler var onların, içinde cevap taşıyorlar.

Evet, insanı tanımanın güzel yollarından birisi de, ondan bir soru almaktır.

Gençlerden gelen bu yüzlerce ‘soru’, yüzlerce ‘sorun’ içeriyordu.

‘Neden, soru istiyorsunuz?’, ‘Ben neden soru soramıyorum?’, “Sormak istediklerimi neden soramıyorum?’, ’Nereden beslendiğinizi merak ediyorum?’, “Sorumu size verirsem, gündemimi vermiş olmaz mıyım?’, ‘Soru, cevaba ulaşmanın vesilesi mi yoksa?” gibi yüzlerce dikkat çekici soru vardı kâğıtlarda.

Sorular, geçmişten, gelecekten, gündemden oluşuyor. Her türden soru var, tıpkı insan sayısı kadar; çok ciddî, gayr-i ciddî, suya sabuna dokunmayan, taşı gediğine koyan… her türden var.

Her şey soruyla başlıyor, soruyla bitiyor. Sorusu olmayanlar, sorunlu.

Nitekim bütün buluşlar, ciddî soruların sonundadır.

Sorusu olmayanın,

bulacağı bir şeyi yoktur

Her ‘neden’, bir sonuca; her ‘nasıl’, bir arayışa taşıyor insanı.

Soru, insanın düşünce haritasını ortaya koyuyor.

Her insan sorusunun bulunduğu yerdedir.

İnsan, sorularda bulur kendini

Haftanın sonuna geldiğimde bini aşkın soru içerisindeydim. Sorular şaşkına çevirmişti beni. Çalışmam gereken çok soru olduğunu anlıyordum.

Soruların zenginliği, çeşitliliği, renkliliği ve muhtevası, beni soruları daha ciddî ele almaya itti. Her sorunun, bir çalışma konusu olduğunu anlıyordum.

“İnsan necidir? Nereden gelip, nereye gidiyor?” soruları, insanlık tarihi kadar eski. Bu sorular tarih boyunca değişik cevaplar buldu, ama cevap bitmedi.

Soruyla, sorguyla Rabbini buluyor insan. Yaratıcı da, ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ diye, soruyla, Kendisine ulaşılmasını murad ediyor.

İbrahim (as) gibi, doğru soru ve sorgu Yaratıcıya ulaştırır kulu.

Soruya, bir soru

daha sorulmalıdır

Soru, niteliğiyle anlamlıdır. Her soru hakikate götürmez insanı. Burada niyet ve nazar, belirleyicidir. Yani sathi, tebei, derinliği olmayan, yüzeysel bakışlar ve niyetlerle sorulan sorular, bazen insanı batıla ve dalâ,3lete taşır. Onun için soru karşısında alınan her cevaba, bir soru daha sorulmalıdır.

Sorular, böylece geliştiriyor, eğitiyor insanı. Sorusu arttıkça, arayışı artar insanın. Arayışı artınca da, kitaplara olan yakınlığı.. Zaten insanı kitaplara götürmeyen, sarsmayan soru, etkisizdir. Soru, kitaplardan doğup gelir. Kitaplar, sorulara verdiği cevapla anlamlıdır.

Hasılı, kitaplar hayatta; hayat, kitaplardadır. Her soru, kitaplara adrestir.

08.11.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.11.2008) - İnsan neden günah işler?

  (26.10.2008) - Şahs-ı mânevî, ‘müsbet hareket’le yaşar

  (18.10.2008) - Şahs-ı manevî nerede başlayıp, nerede bitiyor?

  (11.10.2008) - “Bütün vazifeleri şahs-ı mânevîye bırakmak”

  (05.10.2008) - Mezarlıklar, işi yarım kalmış insanlarla dolu

  (20.09.2008) - Menhus ve bereketsiz bir para

  (20.09.2008) - Menhus ve bereketsiz bir para

  (13.09.2008) - Sonuç, çabanız kadardır

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır