"Gerçekten" haber verir 20 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Ali FERŞADOĞLU

İnkârcı filozofların iddiâları delil olamaz!



Ateist profesörlerin, filozofların, Allah’ı inkârla ilgili iddiâlarının bir kıymeti, değeri yoktur. İspat edenlerin sözleri ilmen ve aklen geçerli; inkâr edenlerinse—sayıları ne kadar çok, kariyerleri ne kadar yüksek olursa olursa olsun—geçersizdir. Çünkü;

1- Artık, “kaziye-i makbûle” denilen büyük zâtların sözlerini “delilsiz” kabul etme anlayışı, metodu; aklın, ilmin fevkalâde inkişaf ettiği günümüzde geçersizdir. Şu prensipleri de dikkate almalıdır:

Kim bir şeyle çok meşgul olursa, diğerlerinde ekseriyâ gabîleşir (uzaklaşır, akıl erdiremez). Maddiyât ile çok meşgul olan, mâneviyatta gabileşir ve sathî olur. Maddede ihtisas sahibi olanın sözü, mâneviyâtta geçersizdir. Maddî meselelerde mahareti olanın mâneviyâtta hükmü delil olmadığı gibi, çok defa sözü dinlenilmeye dahi lâyık değildir.1 Meselâ, bir hasta; “Falanca, ilim adamıdır” diyerek doktor yerine yüksek jeofizik mühendisine müracaat ile gösterdiği ilâcı kullansa; akrabasına tâziye vermeye dâvettir.!

Hakikatin tâ kendisi ve (tamamen soyut) olan mâneviyâtta, maddiyatçıların hüküm ve fikirlerine danışmak, âdetâ lâtife-i Rabbaniye denilen kalbin sektesini (durmasını) ve nurânî cevher olan aklın ölümünü ilân etmektir. Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise mâneviyatta kördür. (Rûh, akıl ve pek çok enerji boyutlarını göremediğimiz gibi.)

2- Küfür, inkâr birkaç kısımdır: Bir kısmı, bilmediği için inkâr eder; ikincisi, bildiği halde inkâr eder. Bu da, birkaç şubedir. Birincisi, bilir, lâkin kabul etmez. İkincisi, kesin bilgisi var, lâkin itikadı yoktur. Üçüncüsü, tasdiki var, lâkin vicdanı, iz’ânı (anlayışı/kavrayışı) yoktur.2

3- İnkârcıların çok olması ve inkârlarında bir araya gelmeleri de, inananların imânına zarar vermez. Çünkü, kıymet, “sayı” çokluğunda değil, “kalite, doğrulukta” aranır. Hayvanlar, insanlara göre kıyaslanamayacak kadar çoktur. Ama, bir insan nerede, milyarlarca hayvan nerede? Temel maddeleri aynı, fakat dizilişleri ayrı olan kömür ile elmas arasında da aynı kıyası yapabiliriz: Kömür çok, elmas ise azdır. Fakat bir parça elmas, yüz binlerce ton kömürden daha değerlidir.

Dolayısıyla inkârcıların iddialarının akıl, mantık ve bilim açısından hiçbir değeri yoktur. Fikrî yardımlaşmaları da tesirsizdir, faydasızdır. Bu durumda bin de, bir de birdir. Birbirlerine kuvvet vermez.

4- Sorgulanması gereken diğer önemli nokta da; insanda hükmeden, üstün gelen ya fikir veya hissiyât (duygular); ya hak veya kuvvet; ya hikmet veya hükûmet/siyasettir. Veyahut ya kalbî meyiller veya aklî temâyüllerdir. Veyahut ya hevâ (nefsî arzular) veya hüdâdır (hakperestlik).3

İnkâr edenler sahalarında uzman, otorite de olsalar; inanç konusundaki hükümlerini neye göre veriyorlar? Hislerine, heveslerine, duygularına göre mi; bu hususta çalıştırmadıkları akıl, mantıklarına göre mi; tefessüh etmiş kalb ve vicdanlarına göre mi?

5- Günümüz akıl, tahkik, inceleme, araştırma, ilim, fikir asrıdır. Kim “haklı” ve meselesini “akla, ilme” dayandırır; kimin “aklı” keskin, “kalbi” parlak olursa4 dâvâsını ispat eder.

6- Bir sarayın kapılarından 999’u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddiâ edemez. İşte inkârcı, devamlı sûrette kapalı olan o bir tek kapıyı dikkate verip onu göstermek ister. Aslında o kapı da, onun ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyâlarına kapalıdır. Mü’min için kapalı kapı yoktur. Yeter ki gözlerini yummasın!

İddiâ, ispat edilmedikçe karın doyurmayacak; hükümranlığını da yitirecektir.

Dipnotlar:

1- Muhakemât, s. 25. 2- İşârâtü’l-‘câz, s. 68. 3- Muhakemât, s. 40. 4- Münâzarât, s. 33.

20.01.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.01.2009) - İnkâr / yokluk ispat edilebilir mi?

  (18.01.2009) - İnkâr ve inkâr otobüsü

  (17.01.2009) - Ortadoğu’daki elim olaylarda payımız!

  (15.01.2009) - Mülk sahibi, misafir ve tüketim

  (14.01.2009) - İktidar ve dünyevîleşme!

  (13.01.2009) - Kadınları sokağa değil, okumaya ve üretime çağırmalı

  (12.01.2009) - Bu çağrı kime ve neye hizmet eder?

  (11.01.2009) - AKP iktidar mı, muktedir mi?

  (10.01.2009) - İsrail katliâmları, Yahudi hırsı ve deccalizmle ilgili!

  (09.01.2009) - Maddî kalkınmanın kaynağı da imandır

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır