"Gerçekten" haber verir 27 Şubat 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Kriz, asker, İsrail



Ankara bürokratlarının, Türkiye’de geniş kitleleri etkileyen en derin ekonomik krizleri dahi hiçbir zaman hissetmedikleri, çünkü maaşlarının tıkır tıkır ödendiği ve her türlü masraflarının da hiçbir aksamaya meydan verilmeden karşılandığı hep söylenir.

Yakınlarda Hasan Hüseyin Kemal’in, kendisiyle yaptığı yeni bir röportajını yayınladığımız savunma uzmanı Lale Sarıibrahimoğlu, son yazılarından birinde bu durumun askerî cenahtaki görünümüne dikkat çekmiş (Taraf, 25.2.09):

“Kriz, askerî harcamaları teğet bile geçmedi.”

Savunma Sanayii Müsteşarının, “Sektör krizden etkilenmedi, çünkü kaynakları belli. Bunların da çoğunluğu önceden planlı kaynaklar ve uzun vadeli projeler” sözleri bunun bir ifadesi.

Yazar, bir başka Taraf yazarı olan Süleyman Yaşar’ın—ki Kemal onunla da Yeni Asya için bir röportaj yapmıştı—ilginç sualini aktarıyor:

“IMF silâh alımları için harcanan paralar konusunda niye ses çıkarmıyor?” (a.g.g., 16.2.09)

Yaşar, sorunun cevabını da kendisi veriyor:

“Çünkü silâh satışlarını Amerika, Britanya, Fransa ve Almanya gibi zengin ülkeler yapıyor. Türkiye silâh alımlarını azaltırsa, silâh ihraç eden ülkelerin ödemeler bilânçoları azalabilir.

“İşte bu nedenle IMF ‘Emeklilerin maaşlarını azalt, vatandaşlarına iyi bir gelecek hazırlama, çocuğunun sütünden, eğitiminden kes, ama silâh alımlarından sakın kesme’ diyor...” (a.g.g.)

Sarıibrahimoğlu, bir de askerî projeler üzerinden yapılan “yüzde” toplantılarından bahis açıyor ki, bu da işin irkiltici bir başka boyutu.

Anlaşılan o ki, haksız rant ve kaynak dağıtma mekanizması olarak işleyen iç ve dış ihale düzeninin askerî boyutu başlı başına “ballı” bir iş.

Bu fasıldaki örneklerden yalnızca biri olarak, hakkında pek çok iddia bulunan Ergenekon sanıklarından E. Tuğg. Levent Ersöz’ün, emekli olduktan sonra Rusya ile yapılan silâh ticaretinde yoğunlaştığına ilişkin haberleri hatırlayalım.

Ama işin o tarafına hiç yaklaşılamıyor bile.

Askerî proje, ihale ve silâh-teçhizat alımlarının bir de İsrail boyutu var. Ki, bunlarda ağırlıklı olarak ABD’nin yoğun baskı ve yönlendirmesinin söz konusu olduğu da dile getiriliyor.

İsrail’le askerî ilişkilerin bu derece “sağlam” olmasında ve iki ülke arasındaki en ağır krizlerden bile etkilenmemesinde rol oynayan en önemli faktörlerden biri her halde bu olsa gerek.

Nitekim İsrail Büyükelçisi, Erdoğan’ın Davos çıkışı sonrasında ülkesinden Türkiye’ye turist akışının ciddî biçimde azaldığını söylerken, konu askerî ilişkilere geldiğinde çok farklı konuşuyor:

“Çok güçlü askerî-savunma işbirliğimiz var. Savunma projelerinde Türk ordusunda birçok Yahudi teknisyen çalışıyor.” (Akşam, 25.2.09)

TSK’da çalışan birçok Yahudi teknisyen! Demek ki, artık bu kadar içli dışlı bir hale geldik...

İsrail’le bilhassa 28 Şubat’ta yoğunlaşan askerî işbirliğinin, bütçemize milyar dolarlık hacimlere ulaşan proje ve ihale bedelleri yüklediğini ve havada, denizde ortak askerî tatbikatların herşeye rağmen tamgaz devam ettiğini biliyorduk.

Nitekim Davos ve Mizrahi krizlerinden sonra çıkan haberlerde, İsrail uçaklarının önümüzdeki Ekim ayında Konya semalarında yapılacak yeni bir tatbikata daha katılacakları duyuruldu.

İşin enteresan tarafı, bu konuda Başbakan da Genelkurmay tarafından yapılan açıklamaları aynen tekrarlamak ve “Sadece İsrail değil, başkaları da katılıyor” demek suretiyle, bunun gayet “normal” olduğunu ifade eden sözler söyledi.

Savunma Sanayii Müsteşarı da, İsrail’le askerî projelerin aynen devam ettiğini vurguluyor.

Ancak bu derin ilişkilerde, cevabını bulması gereken birçok soru var. Ve şimdiye kadar bu gibi soruları aklından dahi geçirmeyen Türkiye, yavaş yavaş sormaya başladı. Bu birinci aşama.

Sualler soruldukça cevaplar istenecek. Eğer cevaplar yeterli bulunmazsa, yeni sorular gelecek.

Demokratik hesaplaşma böyle olgunlaşacak.

27.02.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.02.2009) - Osmanlı ve İsrail

  (25.02.2009) - Asker ve Ergenekon

  (24.02.2009) - Asker ve Ergenekon

  (24.02.2009) - Asker ne diyor?

  (22.02.2009) - Kahramanlar kafilesi

  (21.02.2009) - 40 yaşın olgunluğu

  (20.02.2009) - CHP ve anayasa

  (19.02.2009) - Anayasa tutukluğu

  (18.02.2009) - Böyle “onur” olur mu?

  (17.02.2009) - İsrail'le imtihan

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır