"Gerçekten" haber verir 10 Nisan 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Süleyman KÖSMENE

Namazlarda sünnetler ve farzlar



Huzur rumuzlu okuyucumuz: “1- Kamuda çalışanlar için namazlarımızı ne derece alenî yapmalıyız? Farz ibadetler her zaman alenî mi yapılmalıdır? 2- İkindi ile yatsı namazlarının ilk sünnetleri gibi gayr-i müekked sünnet namazları ne oranda kılmak gerekir? Meselâ yüzde on oranında bu sünnetleri kılmak yeterli mi?”

İbadet, kul ile Rabb-i Rahîm arasında en ince, en nazik, en nezih, en derin, en özel bağlılıktır. Kul bağlılığını ibadetiyle Rabbi’ne halisane arz eder. Rabbi de onu dilerse kabul eder.

İbadetlerimizi gizli yapmakta gururdan ve riyadan kurtulma gibi bir avantaj var. Açıktan yapmakta ise insanlara örnek olmak gibi bir artı fazilet söz konusu. Aslında riyâ ve gurur tehlikesini savmak, artı fazilet kazanmaktan daha önce gelir. Bu bakımdan eğer gurur ve riyâ söz konusu olacaksa ibadetleri gizli yapmak, açık yapmaktan daha evlâdır. Fakat farz ibadetler, Allah’ın kesin emirleridir. Yani borcumuz olan ve yapmakla yükümlü olduğumuz emirlerdir. Kula borcumuzu ödemeyi nasıl gurur konusu yapmıyor isek, Allah’a borcumuzu öderken de esas olan, bunu gurur meselesi yapmamaktır. Gurur tehlikesini savdığımızda, başkalarını da Allah’a ibadet yapmaya teşvik etmek gibi bir hayır kapımızı çalar.

Ancak nafile ibadetlerimizi, yani farz olmayan ibadetlerimizi gizli yapmamız daha faziletlidir. Çünkü nafile ibadetler, içimizin ilâve fazilet isteğine dayanır. Bu istek kalbimizin en nadide istek ve arzusudur. Kalbimiz Rabb-i Rahîm’e teklifsiz yönelmek, O'nun huzurunda divan durmak ve O'na sığınmak ister. Kalbimizin bu ihtiyacını farzlardan sonra, nafile ibadetler sağlar. Ne var ki, şeytanın ve nefs-i emmâremizin pusuda beklediğini, nafile ibadetlerde içimize daha fazla gurur ve riya verebileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Oysa nefsimize farz ibadetler hususunda diyeceklerimiz vardır:

1- Sen farzları yapmakla yükümlüsün. Başka seçeneğin yok. Acıktığında yemek ne ise, susadığında su ne ise, kalbin ve ruhun için farz ibadet ondan daha ileri bir ihtiyaçtır. Ayrıca bu manevî ihtiyacını karşılama imkânı ve idraki verdiği için Allah’a şükretmelisin.

2- Farz ibadetler senin, seni Yaratana karşı yaratılış borcundur. Yaratılış borcunu hiçbir karşılık beklemeksizin ödemelisin.

3- Yapmadığın ve borcunu ödemediğin takdirde asi hükmünde olacaksın ve azaba çarptırılacaksın. Çünkü yapmamakla doğrudan Allah’ın emrine itaatsizlik ve isyan etmiş oluyorsun. Oysa sen ki, dünyada hapis korkusuyla olmadık işleri yapıyorsun, olmadık bedeller ödüyorsun. Allah’ın gayretinden korkmalısın. Farz ibadetleri alenî veya gizli yapmakla ilgili özel bir hüküm yoktur. Önemli olan yapmaktır. Açıktan yapmaya gayret etmeye gerek olmadığı gibi, özel bir gayretle gizlemeye de gerek yoktur. Gören görür. Görmeyen için, görsün diye özel bir gayret göstermeyiz. Gerekirse, zarar göreceğimiz bir çevrede bulunuyor isek, teneffüs ve dinlenme saatinde gizlice yapmamızda bir sakınca yoktur. İkindi ve yatsı namazlarının sünnetleri gayr-i müekked sünnettir. Bu namazları kıldığımızda sevap ve feyiz almış oluruz. Kılmadığımızda günahkâr olmayız, yalnız sünnet feyzinden kaybımız olur.

Bu açıdan bunu bir orana bağlamak ve kendimizi meselâ yüzde on mecbur hissetmek, yani yüzde on bu namazları kendimize farz kılmak doğru değildir. Yüzde vermeksizin; kılabildiğimiz oranda sünnetten hissemiz artar.

10.04.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.04.2009) - Özür durumunda namaz nasıl kılınır?

  (07.04.2009) - La havle velâ kuvvete illâ billah

  (06.04.2009) - Boşanma da üç talak ve hikmetleri

  (05.04.2009) - Haramdan kaçınmak ibadettir

  (04.04.2009) - İlim yitik malımızdır

  (02.04.2009) - Toplumun menfaati kişisel menfaatlerin üstündedir

  (01.04.2009) - Kâinatı kuşatan kanunlar

  (31.03.2009) - Yirmi Altıncı Pencere

  (30.03.2009) - Hadîs ve vahiy

  (29.03.2009) - Zekâtlarımız ve himmetlerimiz

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis