18 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Vehbi HORASANLI

İstikbal, yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacaktır


A+ | A-

Bediüzzaman, Şam’daki hutbesinde aynen bu sözü kullanmış gelecekte hâkimiyetin iman ve Kur’ân hakikatlerine sarılanlara ait olacağını ifade etmiştir.

Kur’ân-ı Kerim’de Rabbimiz, peygamber mu'cizelerinden bahsederek insanları ibret almaya ve terakki etmeye teşvik etmektedir. Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi:

“Haydi, çalış bu mu'cizelerin numunelerini göster. Süleyman Aleyhisselâm gibi iki aylık yolu bir günde git. İsa Aleyhisselâm gibi en dehşetli hastalığın tedavisine çalış. Hazret-i Musa’nın asası gibi taştan ab-ı hayatı (hayat suyunu) çıkar, beşeri susuzluktan kurtar. İbrahim Aleyhisselâm gibi ateş seni yakmayacak maddeleri bul, giy. Bazı enbiyalar gibi şark ve garbda en uzak sesleri, sûretleri işit gör. Davud Aleyhisselâm gibi demiri hamur gibi yumuşat, beşerin bütün san'atına medar olmak için demiri balmumu gibi yap. Yusuf Aleyhisselâm ve Nuh Aleyhisselâm’ın birer mu'cizesi olan saat ve gemiden nasıl çok istifade ettiğiniz gibi istifade ediniz, taklitlerini yapınız.”

İşte Rabbimiz kutsal kitabımız aracılığı ile her yönüyle bizleri maddî ve manevî terakkiye, gelişmeye sevk etmekte, ders vermektedir. Peygamber kıssaları bunun bir delilidir. Bunlardan bir kaçını zikretmeye çalışalım.

Hz. Adem (as): İlk ziraat mühendisi ve çiftçi idi. Hz. Şid (as): Dokumacıların, örücülerin ve mensucat sanayiinin ilk kurucusu idi. Hz. İdris (as): İğneyi ilk icad eden, ona delik açan, iplik geçiren olduğundan, terzicilerin—konfeksiyoncuların—örücülerin piri sayılır. Hz. Nuh (as): Marangozların—gemicilerin—denizcilerin piri idi. Hz. Hud (as): Tüccar idi. Bütün tüccarların piri sayılır. Hz. Salih (as): Sürülerle develer yetiştirirdi. Sütlerini hem içer, hem de satıp dünyalığını temin ederdi. Hz. İbrahim (as): Kâbe’yi yeniden inşâ edişiyle, Hz. Süleyman'a (as) ve mimarlara önderlik etmiştir. Ayrıca bereketi ile gen teknolojisini ve yüksek miktarda ürün elde edilmesi yolunu açmıştır. Hz. Lut (as): Tarihçi idi. Seyyahların, piridir. Hz. İsmail (as): Kara ve deniz avcılığı ile geçimini sağlardı. Avcıların piri sayılır. 70 dil bilirdi. Tercümanların da piridir. Hz. İshak ve Hz. Yakup (as): Çoban idi. Hayvancılığın gelişmesine sebep olmuşlardır. Hz. Yusuf (as): Saati ilk icat eden, toprak mahsulleri ofisini ilk defa kuran, bolluk zamanında depolamayı, kıtlık zamanında halka dağıtmayı düşünen bir peygamberdir. Hz. Eyüp ve Hz. Şuayb (as): Ziraatçı idiler. Hz. Musa (as): Çobanlık yapmış ve Hz Şuayb (as)’a yardım etmiştir. Hz. Harun (as): Vezir idi, o da Hazreti Musa’ya yardımcılıkta bulunmuştur. Malûmdur ki Hz. Musa’nın dili peltektir. Firavun’un hışmından Hz. Asiye’nin planı sayesinde kurtulmuş fakat ateşi yuttuğu için dili peltek kalmıştır. Hz. Davud (as): Demiri işleyen, zırh yapan ve düzenli ordular kuran, Calut’un ordularını mağlûp eden bir kumandandır. Hz. Süleyman (as): Emir, hükümdar idi. Sazlardan zembil yapardı. Bakır madenini ilk defa işleyen O’dur. Cinlere hükmederdi. Çok uzak mesafeden Belkıs’ın tahtını getirmiştir. Hz. Zülkifl (as): Ekmek pişirirdi, fırıncıların piri idi. Hz. İlyas (as): Dokumacı ve iplikçilerin piri idi. Hz. Yunus (as): Balık avlayıp geçinirdi, denizcilerin piri idi. Hz. Üzeyr (as): Bahçıvan idi. Meyve ağaçlarını ilk defa aşılayan fidan yetiştiren, budama işlerini insanlara öğretendir. Bağ ve bahçe işleriyle uğraşanların piridir. Hz. Lokman (as): Doktorluk ve eczacılık mesleğinin piridir.

Elbette son peygamber ve bütün peygamberlerin üstadı olan Muhammed Aleyhisselâm’ın mu'cizeleri çoktur ve bize çok dersler vermektedir.

Peygamberimizin (asm) mu'cizeleri diğer peygamberlerin mucizelerinden ileridedir. Meselâ Hazret-i Musa’nın asası ile taştan su çıkarmasına mukabil, mübarek ellerinden bütün bir orduya yetecek kadar su içirmesi onun (asm) mu'cizelerinde de üstün olduğunu göstermektedir. Bundan başka başta Kur’ân ve Mi'rac mu'cizeleri insanlık tarihinin görmüş ve görecek olduğu en son noktayı işaret etmektedir. Bunları dikkatle incelersek, istikbalde de yalnız ve yalnız İslâmiyetin söz sahibi olacağını anlayabiliriz.

Evet, günümüzün en etkili silâhı olan belâgat gittikçe önem kazanmakta ve insanlar bu sayede çok güçlü bile olsa rakiplerini kolayca alt edebilmektedirler. O halde kırk yönü ile Peygamberimizin (asm) en büyük mu'cizesi olan Kur’ân’ın gelecekte en büyük söz sahibi olması gayet aşikârdır. Yeter ki onu anlamaya çalışalım ve yeter ki ondan ibret alalım.

Peygamberimizin (asm) diğer bir mu'cizesi olan “Mi’rac” insanların çok yüksek süratlere erişebileceğini ve zaman içinde kısmi de olsa yolculuk yapabileceğini bizlere göstermektedir. Nitekim daha şimdiden bazı uzay araçlarının Güneş Sisteminin dışına kadar gittiğini ve yüksek sür'atlere çıkabildiğini görebiliyoruz. Elbette Peygamber Efendimizin (asm) mu'cizelerine yetişmek mümkün değildir. Zira ulaşılabilecek en yüksek sınırı bize tarif etmektedir. Bununla birlikte onun açtığı yoldan giden bazı büyük zatların yaptığı gibi fazilet ve ahlâkta, bilim, teknolojide ve san'atta terakkî etmek mümkündür.

Kur’ân’da geçen ve Peygamberimizin (asm) eliyle Ay’ı ikiye bölerek sadece dünyadaki insanların değil kâinatta var olan diğer canlıların da şahit olduğu diğer bir mu'cizesi; insanlığın ulaşabileceği diğer bir sınırı göstermektedir. “Ay yarıldı, kıyamet yaklaştı” âyeti bize insanlığın çok büyük cisimleri bölüp parçalayabileceğini gösterebilmektedir. Nitekim Atom bombası patlatıldıktan yıllar sonra bundan 200 kat şiddetli olan Hidrojen bombası icat edilmiştir. Nükleer teknolojinin gelişmesi ile daha şiddetli bombalar üretilebilmektedir. İnsanoğlu yapmış olduğu edepsizliklerle çabuk bir kıyameti getirmediği takdirde bunların bir kısmını görmek mümkün olacaktır.

Eğer Peygamberimizin (asm) açtığı yoldan gidersek istikbal yalnız ve yalnız İslâmiyetin olacaktır. Zira Kur’an’da da geçtiği gibi Allah nurunu tamamlayacaktır, kâfirler istemeseler bile…

18.08.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.08.2009) - Yeni dünya düzeni

  (07.08.2009) - Kendimi “star”gibi hissettim

  (01.08.2009) - Evlilik üzerine

  (11.07.2009) - İstanbul şehri adını nereden almıştır?

  (22.06.2009) - 7 basamaklı bir şükür

  (19.06.2009) - Bursa Nutku

  (10.06.2009) - Savunma politikası nasıl olmalıdır?

  (21.05.2009) - Yeni korsan yatağı, Aden Körfezi

  (20.05.2009) - Ölüm gerçeği ve devekuşu hikâyesi

  (10.05.2009) - Gondos Müfrezesi

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.