01 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

M. Latif SALİHOĞLU

Sorgulama ve mahkeme safhaları


A+ | A-

Uzun yıllar Hürriyet'te çalıştıktan sonra Sabah'a, oradan da Haber Türk gazetesine transfer olan gazeteci–yazar Murat Bardakçı, hatırı sayılır derecede bir bilgi ve birikim sahibidir. Hele arşiv zenginliği itibariyle ender kimselerden olup Türkiye'nin en şanslı tarihçilerinden biridir.

Ancak, bunca bilgi, belge, tecrübe ve birikim sahibi olan bu meslektaşımız, ne yazık ki Said Nursî konusunda yeterli bilgilere sahip değil. Buna rağmen, zaman zaman konu hakkında ahkâm kesercesine fikir beyan etmesi, hem bizleri üzmekte, hem de kendi prestijine zarar vermekedir.

Bardakçı, daha evvel birkaç kez olduğu gibi, son olarak Pazar günkü Haber Türk'teki "Tarihin Arka Odası"nda sözünü ettiğimiz üzücü bir tabloyu daha sergilemiş bulunuyor.

Meselâ: Said Nursî'nin, 1935'te kendisini mahkemeye (Eskişehir Mahkemesi) sevk eden muhbir ve iğfalci gizli düşmanları hakkında söyledikleri ile mahkeme heyetine olan hitap şeklini, kelimenin tam anlamıyla çarpıtarak yayınlamış köşesinde.

Bardakçı'ya göre, Said Nursî, güyâ Tarihçe–i Hayat isimli eserinde hakimlere hitap ederken çok sert bir uslûp kullanmış, buna mukabil resmî zabıtlarda çok yumuşak bir uslûpla onlara hitap etmiş.

Burada, bilmeyerek de olsa bir yanlışa da imza attığına şahit olduğumuz Bardakçı, adeta şunu demeye getiriyor:

1) Said Nursî'nin Tarihçe–i Hayat isimli eseri gerçeği yansıtmıyor.

2) Siz bakmayın Said Nursî'nin mahkemede esip gürlediğini iddia etmesine; o, esasında ceza almaktan korktuğu için, gerek sorgulamada ve gerekse mahkemede çok daha yumuşak tonda ve "alttan alan" bir üslûpla hakimlere hitap etmiş.

Bardakçı'nın bu konuda Tarihçe–i Hayat'tan verdiği iki örnek şudur: 1) "İşte, ey Türkçülük dâvâ eden mülhid zalimler!" 2) "Ey heyeti hakime! Bu uzun ifadâtımı dinlemekten usanmamak gerekir..."

Evvelâ, "İfade ile yayın farklı" diyen sayın Bardakçı'nın bu iddiasının yüzde yüz yanlış olduğunu ispat edecek bazı bilgileri kaynağından aktararak, minareyi doğrultmaya gayret edelim.

Sayın Bardakçı! Sözünü ettiğiniz kitapta yalan–yanlış yok. Zira, sizin bahsettiğiniz sorgulama belgesi başka, Said Nursî'nin eserine derc ettiği nihaî mahkeme müdafaatı belgesi başkadır. İkisi aynı şey değildir. Said Nursî, Osmanlıca Lem'alar isimli eserinin Eskişehir Mahkemesi bahsinde, bu iki safhadan da bahsediyor ve sizin elinizdeki sorgulama belgesinin kendisine verilmediğini belirtiyor. Mühim olan ise, mahkemenin son safahatıdır ki, onu da Tarihçe–i Hayat'tan okumaktayız.

Ayrıca, Said Nursî'nin yalana tenezzül etmeyen bir şahsiyet olduğunu, gerek onu tanıyan şahitlerin, gerekse onun hakkında araştırma yapan muteber ilim erbabının hepsi de biliyor. Merakımız, bu gerçeği Sayın Bardakçı'nın ne zaman öğreneceği hususu...

Bakınız, sayın Bardakçı'nın bahsini ettiği meselenin aslı–astarı şudur: Said Nursî'nin girdiği mahkemelerin hiç birinde hakimlere "Ey mülhid zalimler!" diye bir hitabı vaki olmamıştır. Üstelik, hakkıyla tetkik edilmediği anlaşılan Tarihçe–i Hayat isimli eserde de böyle bir iddia yer almıyor.

Yani, o sert üslûplu hitap kısmı, kesinlikle hakimlere yönelik değildir. Dikkatle okununca açıkça anlaşılıyor ki, kendisi hakkında şikâyette bulunan, onu ve talebelerini bu işkenceli tevkifata sevk eden muarızları hakkında kullanıyor, o ifadeleri.

Aynı eserin aynı bölümünde, Said Nursî bu kimseler hakkında "gizli dinsizler", "gizli münafıklar", "gizli din düşmanları", "adliyeyi şaşırtan ve hükümetin bazı mühim erkânın iğfâl eden mülhid zalimler" şeklinde hayli sert ifadeler kullanmış, kullanmaktan hiçbir zaman da çekinmemiştir. (Age, s. 191, 202, vd...) Ancak, bu ifadeleri hakimlere hitaben asla kullanmamıştır.

Bugün itibariyle, sayın Bardakçı'nın Üstad Bediüzzaman'ın farklı kimselere hitabını, sanki aynı kişilere yapılmış gibi gösterilmesine bir nebze olsun açıklık getirmiş olalım.

Daha sonra ise, 1935'teki sorgu tutanaklarının kaç tane olduğuna, bunların o günlük olağanüstü şartlarda gerçeği ne derece yansıttığına, Eskişehir Mahkeme safhalarının nasıl cereyan ettiğine, kayda geçen ve geçmeyen meseleler hakkında daha detaylı bilgiler sunmaya çalışalım.

Ne Kürtçüdür Nursî, ne de Türkçü

Yıllar önce Hürriyet'teki köşesinde Said Nursî'nin vaktiyle "Kürtçülük" yaptığını iddia eden Bardakçı (inkâr etmesin, belgesi arşivimizde), Haber Türk'teki köşesinde ise, bu kez Türkçülere yakın göstermeye çalıştığı Said Nursî'nin bir sözünü kısmen gölgeleyerek ara başlığa çekmiş: "Hizmetlerimin yüzde doksanı Türkler içindir."

Bu sözün de doğrusu—içinde yer aldığı paragraf itibariyle—şöyledir: "Ey Efendiler! Ben herşeyden evvel Müslümanım ve Kürdistan'da dünyaya geldim; fakat, Türklere hizmet ettim ve yüzde doksan dokuz menfaatli hizmetim Türklere olmuş ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş ve en sadık, en halis kardeşlerim Türklerden çıkmış." (Age, s, 202)

(Devam edecek)

01.09.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (31.08.2009) - Çareye kadar gaile devam eder

  (29.08.2009) - 93'te 93 günlük padişah

  (27.08.2009) - Savaş meydanında başlayan kardeşlik

  (26.08.2009) - Niyet ve yöntem

  (25.08.2009) - Değişim sancıları

  (24.08.2009) - Misafirim kaplumbağa

  (22.08.2009) - Nurs ve Nursî gerçeği

  (21.08.2009) - Yeni Çağ'da eski kafa

  (07.08.2009) - Gündüz okur, gece yazar olmak

  (06.08.2009) - Ortadan bir yazı

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.