17 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Varlıklar Allah’ın varlığını bildirirler


A+ | A-

Mustafa Bey: “Mesnevî-i Nûriye’nin 54. sayfasında yer alan, ‘Ve kezâ kevn ü vücudda, imkân, kesret, infiâl mertebeleri vardır. İmkân mertebesi, vücub mertebesine bakar ve onu istilzam eder. Kesret mertebesi, vahdet mertebesine nâzırdır, onu iktizâ eder. İnfiâl mertebesi, fâiliyet mertebesine mütevakkıftır. Bu mertebeler arasındaki istilzam, bizzarure vâcib, vâhid, faal bir Hâlık’ı iktiza ve istilzam eder’ cümlesini izah eder misiniz?”

Bedîüzzaman Hazretleri bahsedilen bu yerde, varlıkları iki cephede ele almıştır.

1-İmkân, kesret ve infiâl cephesi. Bu cephe yaratılmışların cephesidir. Burada her bir varlık, varlıkla yokluk ihtimallerini birlikte taşır. Burada her bir varlık, çokluklar arasında kendisine biçilmiş bir yerdedir. Burada her bir varlık, tasarruf edilmeye, yönlendirilmeye ve şekil verilmeye hazır bulunmaktadır. Bu cephe, içinde yaşadığımız ve meyvesi bulunduğumuz kâinâttır.

2- Vücub, vahdet ve fâiliyet cephesi. Bu cephe ise, Yaratıcının cephesidir. Eğer yaratılmışlardan söz ediyorsak, Yaratıcının varlığı vâciptir, yani zorunludur. Varlıkla yokluk arasında bocalayan varlıkları “var kılan” kudret, emir ve irâde; elbette öncelikle ve zorunlu gereklilik derecesinde vardır. Eğer bir çokluktan söz ediyorsak, bir birlik söz konusudur. Eğer bir yapılma işinden, düzenlenmekten ve yönlendirilmekten söz ediyorsak, bir yapan, bir düzenleyen ve bir yönlendiren yine zorunlu olarak var olmalıdır ve vardır.

İşte bu mertebeler arasındaki zorunlu bağ, zorunlu olarak var olan, bir olan, iş ve eylem sahibi olan Hâlık Teâlâ’yı bildirir, kör olmayana gösterir.1

Nitekim Cenâb-ı Hak, kâinatta bütün işleri ve fiilleri yapan, bütün oluşumları yaratandır. Cenâb-ı Hak; hayatı vermekten ölümü takdir etmeye, hastalıktan şifaya, rızıklandırmaktan güzellikleri tanzim etmeye, bitkilerin büyümesinden ve çoğalmasından hayvanların yaratılışına, yağmurun gönderilmesinden pınarlarda suyun kaynamasına, toprağın sükûnetinden yer kabuğunun zelzelesine, dünyanın dönmesinden güneşin ışık ve ısı vermesine, güneş sisteminin hareketlerinden galaksilerin ve yıldızların seyirlerine kadar kâinâtta ne kadar fiil ve eylem varsa, ne kadar faaliyet ve iş varsa, ne kadar hareket ve bereket varsa, ne kadar “yapma işi ve fiili” varsa hepsinin, yani tekvînî fiillerin tamamının yapıcısı, yaratıcısı ve Fâilidir.

Cenâb-ı Hak dilediği gibi faaliyet yapar, faaliyetleriyle her şeyi kuşatır, hiçbir şey Kendisini hiçbir faaliyetten alıkoyamaz. Cenâb-ı Hak irâde ettiği her şeyi bir emirle ânında yapar, bütün oluşumlar ve varlıklar âlemi Allah’ın faaliyetlerinin şâhididirler. Kâinâtta gördüğümüz baş döndürücü faaliyetler, Cenâb-ı Faal-i Hakîm’in sonsuz tasarruflarının her an dilediği gibi devam ettiğini göstermektedirler.

Bu mevcûdâtta işleyen fiillerin hadsiz intizam ve hikmet dillerinin Cenâb-ı Hakk’ın varlığına ve birliğine hadsiz şâhitler olduğunu beyan eden Bedîüzzaman Hazretleri, kâinâttaki bütün varlıkların, hadsiz intizam dilleriyle ve hikmet parmaklarıyla gösterdikleri Allah’ı bilmemenin veya inkâr etmenin çok büyük bir cehâlet ve târif edilmez bir dîvânelik olduğunu, hattâ dünyada en ziyâde hayret edilecek bir şey varsa onun da bu inkâr olduğunu; hattâ kâinâtın vücudunu inkâr eden Sofestâîlerin bu noktada akla daha çok yaklaştıklarını, çünkü kâinâtı ve kendini inkâr etmenin, Allah’ı inkâr etmekten daha akıllı bir iş olduğunu kaydeder.2

Saîd Nursî Hazretlerine göre, mevcûdâttaki her bir icat fiili, bütün fiillerin kendi Fâilinin fiilleri olduğunu ispat eder. Çünkü her bir eser, bilhassa hayat sahipleri, kâinâtın küçük bir misâlini, âlemin bir çekirdeğini ve dünyanın bir meyvesini teşkil ederler. O küçük misâli, o çekirdeği ve o meyveyi îcad eden, bütün kâinâtı îcad edenden başkası değildir. Çünkü meyvenin mûcidi, ağacın mûcidinden başkası olamaz. Bu durumda her bir eser, bütün eserleri kendi Müessirine verdiği gibi; her bir fiil de bütün fiilleri kendi Fâiline vermektedir. Çünkü her oluşum ve yaratılış fiili, bütün varlıkları kuşatacak derecede geniş ve zerreden yıldızlara kadar uzun bir Yaratıcılık kânûnunun ucu olarak görünmektedir. Demek o küçük fiilin sahibi kim ise, zerrelerden yıldızlara kadar bütün âlemdeki fiillerin tamamının Fâili de O’dur.3

Bedîüzzaman Hazretlerine göre âlemde sonsuz derecede cereyan eden ve yalnız Allah’a ait olan oluşum fiillerini sınırlayan, yine yalnız Allah’ın hikmet ve iradesi ve varlıkların kabiliyetleridir.4

Her an varlıkla yokluk ihtimali içinde olan bütün varlıkların var olmalarının vücub hakikatini, yani Allah’ın zorunlu olarak var olması hakikatini gösterdiğini; infiâlin, yani “yapılmaya mâruz kalma” işinin bir fiili gösterdiğini; yaratılmışlığın, bir Hâlık’ı bildirdiğini; çokluk ve bir araya getirme işinin de bir ve tek olan Allah’ı gösterdiğini beyan eden Bedîüzzaman Hazretleri, bu vücub, fiil, hâlıkiyet ve vahdet hakîkatlarının gâyet açıklıkla, netlikle ve zarûretle sonradan olan varlıklara benzemeyen, yapılmış olmayı kabul etmeyen, çok olmayan, biriktirilmiş bulunmayan ve yaratılmış olmayan Allah’a delâlet ettiğini kaydeder.5

Dipnotlar: 1- Mesnevî-i Nûriye, s. 54 2- Lem’alar, s. 309 3- Mektûbât, s. 320 4- Şuâlar, s. 142 5- Sözler, s. 619

17.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.10.2009) - Kur'ân'ın yüksek değerleri

  (14.10.2009) - Hadisi mânâ ile nakil

  (13.10.2009) - Cennete önce kimler girecektir?

  (12.10.2009) - Duâda ellerimiz neden semaya bakar?

  (11.10.2009) - Eski ümmetlerde ibadet

  (09.10.2009) - Divan-ı Harp’te Bediüzzaman (2)

  (08.10.2009) - Divan-ı Harp’te Bediüzzaman (1)

  (07.10.2009) - Bediüzzaman’a göre din ve milliyet

  (06.10.2009) - Cennette toprak var mıdır?

  (05.10.2009) - Sağ ve sol kavramları üzerine

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.