08 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Divan-ı Harp’te Bediüzzaman (1)


A+ | A-

Muzaffer Bey: “Bedîüzzaman, Otuz Bir Marttan sonra çıkarıldığı Dîvân-ı Harb-i Örfî’de yaptığı on bir buçuk maddelik savunmasında tam bir hürriyet, vatanperverlik ve şerîat dersi verir ve müdafaası sonucunda beraat eder. Bu müdafaada bir de yarı cinâyet vardır ve bu yarı cinâyetin hâşiyesinde, cinâyetin diğer yarısı için; ‘On beş sene sonra, yirmi sekiz senedir müellifin sebeb-i hapsi olan Sirâcunnur’un âhirindeki bahse bakınız. Tam o yarı cinâyeti bileceksiniz.’ Kaydı vardır. O bahis hangisidir?”

Meşrûtiyetin îlânından sonra Selanik’ten meşrûtiyet muhafızı olarak getirilen ve Taşkışla’ya yerleştirilen avcı taburları tarafından, 13 Nisan 1909’da (31 Mart 1325) İstanbul Sultanahmet Meydanında büyük bir isyan hareketi başlatılmıştır. On bir gün devam eden bu kargaşada âsî askerleri yatıştırıcı rol oynayan Bedîüzzaman Saîd Nursî, isyancılarla birlikte hareket ettiği iddiâsıyla Sıkıyönetim Mahkemesine (Dîvân-ı Harb-i Örfî’ye) çıkarılmış, fakat yaptığı müdafaa sonucunda beraat etmiştir. Burada ilgi ve dikkatimizden kaçmayan, Bedîüzzaman’ın, mahkemeye tepkisinden dolayı, müdafaasında kendi yaptıklarını “cinâyet” olarak nitelemesidir. Müdafaa maddelerini kısaca özetlemeye çalışalım:

Birinci Cinâyet: Meşrûtiyetin başlangıcında Şark aşîretlerine elli-altmış telgraf çektim, onları hürriyete sahip çıkmaya çağırdım, gâfil bırakmadım. Demek, neme lâzım demediğimden cinâyet işledim ki, bu mahkemeye verildim! 1

İkinci Cinâyet: Ayasofya’da, Bayezıt’ta, Fatih’te, Süleymaniye’de umum ulema ve talebelere hitâben muhtelif nutuklarla Meşrûtiyeti şer’î deliller ile îzah ettim. Demek meşrûtiyeti başka medeniyetçiler gibi taklit olarak değil; delillendirdiğim ve şeriata aykırı görmediğim cinâyet sayılmış ki, bu mahkemeye verildim! 2

Üçüncü Cinâyet: İstanbul’da yirmi bine yakın hemşehrilerime meşrûtiyeti telkin ettim. Bizim düşmanımızın cehâlet, zarûret ve ihtilaf olduğunu, bu üç düşmana karşı san'at, mârifet ve ittifak silâhıyla cihad edeceğimizi; husûmete vaktimizin olmadığını anlattım. Demek cinâyet sayılmış ki, bu mahkemeye verildim! 3

Dördüncü Cinâyet: Şerîatın istibdada müsâit olmadığını anlatmak için, meşrûtiyeti herkesten ziyâde şerîat nâmına alkışladım. Fakat korktum ki, bu defa da dinsiz bir istibdâda kapı açılmış olsun! Ayasofya’da mebuslara hitâben, hürriyetin İslâm ahlâk ve âdâbıyla kayıt ve kontrol altına alınmasını, yoksa insanların şartsız tam serbest olması halinde sefih ve itaatsiz olacaklarını ısrarla söyledim. Demek cinâyet ettim ki, bu tokadı yedim! 4

Beşinci Cinâyet: Gazeteciler fâsit kıyaslarla İslâm ahlâkını sarstılar, efkâr-ı umûmiyeyi perîşan ettiler. Ben de neşrettiğim makâlelerle onları reddettim. Ediplerin edepli olmaları gerektiğini, sözlerinin milletin müşterek kalbinden yana tarafsız olması gerektiğini ve matbûât nizamnâmesinin vicdanlarındaki dîn hissince tanzim edilmesinin ehemmiyetini anlattım. Muharrirlere nasîhat etmekle, demek cinâyet işledim! 5

Altıncı Cinâyet: Kaç defa büyük toplantılarda büyük heyecanlar hissettim. Korktum ki, halk âsâyişi ihlâl etsin! Bayezıt’ta talebeler toplandığında heyecanlarını yatıştırdım. Ayasofya mevlidinde konuştum. Ferah Tiyatrosunda kopan fırtınaları teskin ettim. Medenîlerin entrikalarına karışmakla, demek cinâyet ettim! 6

Yedinci Cinâyet: İşittim; İttihad-ı Muhammedî (asm) namıyla bir cemiyet kurulmuş. Sonsuz derece korktum ki, bu mübârek ismin altında bazılarının bir yanlış hareketi meydana gelsin. Dedim ki: “Bu isim umûmun malıdır. Tahsis ve tahdit kabûl etmez! Bu cemiyetin müntesipleri, Kâlû Belâ’dan dâhil olan umûm mü’minlerdir. Üye isim defteri, Levh-i Mahfûzdur.” Ben, bu cemiyeti tefrikaya sebep olmaması için uyardım. Geçen büyük musîbete sebebiyet veren fırkalara da engel olmak istedim. Fakat esef vericidir ki, zaman fırsat vermedi. Sel geldi, beni de yıktı! Ben ki, âdî bir adamım! Böyle meclis-i mebusan vekillerinin en mühim vazîfelerini düşündürecek bir emri uhdeme aldım; demek cinâyet ettim! 7

İnşaallah, yarın devam edelim.

Dipnotlar:

1- Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 17.

2- Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 18.

3- Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 19.

4- Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 20.

5- Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 21.

6- Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 22.

7- Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 23, 24.

08.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.10.2009) - Bediüzzaman’a göre din ve milliyet

  (06.10.2009) - Cennette toprak var mıdır?

  (05.10.2009) - Sağ ve sol kavramları üzerine

  (04.10.2009) - Ashab-ı Kehf üzerine

  (03.10.2009) - Akıl, kalp ve felsefe

  (02.10.2009) - Allah’ın dediği olur

  (30.09.2009) - Allah’ın emri ve dilemesi

  (29.09.2009) - Cehennem mi, yokluk mu? - 2

  (28.09.2009) - Cehennem mi, yokluk mu? - 1

  (27.09.2009) - Hazreti Zülkarneyn (as) ve Çin Seddi - 2

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.