22 Temmuz 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Ahmet BATTAL

Meslek birlikleri ne işe yarar?


A+ | A-

Sıla-i rahim ve tebdil-i mekân için Karadeniz’deyim. Ziyaret niyetiyle çarşı içinde gezerken birşey dikkatimi çekiyor. Esnaf, işyerini, önceki yıllara nazaran neredeyse bir saat daha geç açıyor ve iki saat daha geç kapatıyor.

Aynı esnaf bir yandan da halinden şikâyetçi; geç saatlere kadar dükkânını açık tutmak yüzünden ailesine ve komşularına vakit ayıramamaktan yakınıyor. “Mecbur musunuz?” diyorum, “Herkes böyle, ne yapalım” diyorlar.

Benzer şikâyeti, aynı sebeple sohbet meclislerine gidemeyen esnaf dostlarımdan da duydum. “Demek bu mesele memlekete hakikî hizmet için de ehemmiyet kesbetmiş” dedim ve fikrimi aklınıza misafir etmek üzere klavyeye yapıştım.

Esnaf, tüccar, imalâtçı ve sanayicinin meslekî sebeple üye olacağı iki tür örgüt vardır: Üyeliği gönüllülük esasına dayanan meslek dernekleri ve üyeliği mecburî meslek birlikleri (odalar).

Anayasaya ve kanunlara göre, dernek ve vakıflar özel hukuk tüzel kişileridir ve gerçek kişilerle aynı hak ve yetkilere sahiptir. Oysa meslek birlikleri kamu kuruluşu niteliğindedir. Kamu hizmeti yapabilmenin bir gereği olarak, kamusal güç ve yetki kullanırlar: İstimlâk yapabilirler, vergi tahsil ederler, siyah plâkalı araç kullanırlar, kamu denetimine tâbidirler, v.s.

Ancak meslek birlikleri, o mesleğe mensup gerçek kişilerin ve özel hukuk tüzel kişilerinin mecburî de olsa üyeliği ve yönetime katkısı ile, yani demokratik usûllere göre yönetilirler ve bu özellikleri sebebiyle bir mânâda sivil toplum örgütü sayılırlar.

Bir kuyumcu derneği, bir üyesine, en fazla “üyelikten ihraç” cezası verebilir. O da gidip yeni bir kuyumcu derneği kurmaya teşebbüs ederse bunu kimse engelleyemez.

Oysa bir meslek odası, kanundan kaynaklanan kamusal yetkisi sebebiyle meslekî teamüller belirleyebilir, emir ve yasaklar koyabilir ve uymayan üyesine, durumuna göre, ağır kamusal müeyyideler uygulayabilir.

Günümüzde meslek örgütleri, üyelerini hizaya sokmaya değil, meslekî dayanışma adı altında, üyelerini, haksız da olsalar müşterilere karşı güçlendirmeye veya korumaya çalışmaktadırlar.

Oysa meslek birliklerinin en temel görevi iç denetim ya da meslektaş denetimidir. Çürük köseleyle ayakkabı yapanın pabucunu dama ahilerin loncası atmalıdır ki, damdaki ayakkabıyı gören her müşteri bu cezayı da görsün ve alış verişi bu bilgiyle yapsın. Komşu esnaf da bilsin ki hile yaparsa sıra kendisine de gelecek.

Meslek birliklerinin bir başka önemli görevi de ortak uygulama kuralları belirlemek ve uygulanmasını gözetmektir.

Bu kapsamda galiba en ciddî görevlerden biri mesai saatlerini düzenlemek ve uyulmasını sağlamaktır. Bilebildiğimiz kadarıyla, eczacılar, mesai kurallarına sıkı biçimde uyuyorlar. Ne de güzel oluyor, bir haksız rekabet yaşanmıyor. Aynı uygulamayı niçin diğer meslek erbabı da yapmasın? Nitekim bazı ülkelerde özel sektör halen sıkı mesai kurallarına uyuyor. Bizde de otuz-kırk yıl öncesine kadar bu kurallar vardı ve uyulurdu.

Piyasanın, gerekirse meslekî otoritenin de öncülüğüyle, kendi kendisine bir çekidüzen vermesi lâzım ve bu herkesin işine gelir: Hem esnaf ve işadamı ile işçisi memnun olur, hem de müşteri. Zira müşteri dediğin de zaten, diğer esnafın eşidir, çocuğudur ya da kardeşidir. Böylece esnaf da, müşteri kaçırmamak adına göz ucuyla da olsa rakip komşunun kepenkleri akşam kaçta kapatacağını murakabe etmeye çalışmaktan ve onunla bu biçimde kıran kırana rekabet etmekten kurtulmuş olur. Yeter ki, her şehirde, her bir meslek grubunda öncü durumunda olan bazı kişilerin meslekî temayülleri (eğilimleri), meslekî yeknesak teamüller (tek tip uygulamalar) belirlemeye ve bunları sahiplenmeye yönelik olsun.

22.07.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.07.2010) - Gazete kardeşten ders ve mahiyeti

  (08.07.2010) - Hesap ve muhasebe

  (06.07.2010) - Fikir açıklama hürriyeti ve sınırları

  (01.07.2010) - Ortak dinî değerler marka olamaz

  (24.06.2010) - Haksız rekabetin ve hasaretin sebebi: Hırs

  (17.06.2010) - Ankara’yı gözleme kılavuzu

  (15.06.2010) - Yükseköğretim ve ideolojiler

  (03.06.2010) - Meşrûtiyet ile meşrûiyetin farkı ve ilişkisi

  (01.06.2010) - Demokrasi ne işe yarar?

  (27.05.2010) - Demokrasi nedir?


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.