16 Eylül 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Kazım GÜLEÇYÜZ

Uyum paketi


A+ | A-

Hukuk fakültelerinde okutulan klasik normlar hiyerarşisine göre, en üst konumdaki belge anayasa idi. Son dönemde, devlet olarak imza attığımız uluslararası sözleşmeler anayasanın da üzerine çıktı. Meselâ İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bunların başında geliyor.

Dolayısıyla, millî anayasamız, imza atıp kabul ederek uyma taahhüdünde bulunduğumuz uluslararası anlaşma ve sözleşmelere aykırı olamaz.

Bu durum, ileride bizim gündemimize gelmesi söz konusu olan AB anayasası için de geçerli.

Yani, o merhaleye geldiğimiz zaman, anayasadan başlayarak, bütün iç mevzuatımızı AB anayasasına uygun hale getirmemiz gerekecek.

Buna karşılık, şu andaki fiilî gerçek, yürürlükteki ihtilâl anayasasının, uluslararası sözleşmelere ters birçok maddeyi de ihtiva ediyor olması.

Bu durumun ortadan kaldırılması için ise, uluslararası hukuk ve demokrasi kriterlerini içselleştirmiş kararlı bir siyasî iradeye ihtiyaç var.

Türkiye böyle bir iradeyi arıyor ve bekliyor.

Anayasadan sonra, sırasıyla kanun, tüzük ve yönetmelikler geliyor. Ve silsile halinde kanunların anayasaya, tüzüğün kanuna, yönetmeliğin de tüzüğe aykırı olamayacağı prensibi vaz edilmiş.

Bu kuralın konumuzla ilgisi şurada:

Mâlûm, 12 Eylül’de halkın yüzde 58’inin oyu ile kabul edilen bir anayasa değişikliği paketi var.

İktidar cenahı, paketteki düzenlemelerin uluslararası sözleşmelere uygun olduğunu ve AB sürecinde yapılması gerekenlerle de örtüştüğünü söylüyor, ama tartışmaya açık bir yorum bu.

İşin bu ciheti ayrı konu. Diğer—teknik—boyutu ise, anayasa hükümlerinin pratikte doğrudan uygulamaya yansımaması; bunu sağlamak için ilgili kanun, tüzük ve yönetmeliklerde de paralel değişikliklerin yapılmasına ihtiyaç olması.

Ve şimdi, paketin resmen yürürlüğe girmesinden sonra, uyum yasalarının çıkması lâzım.

Bu işin hem sür’atle en kısa zamanda, hem de anayasa değişiklikleri ile öngörülüp halka o şekilde duyurulan amaçlara uygun şekilde yapılması gerekiyor. Aksi halde paketteki düzenlemeler “kâğıt üzerinde” kalmaktan kurtulamaz.

Hattâ, uyum paketine sokuşturulacak korsan ve tuzak maddelerle, tam tersi sonuçlara meydan verilmesi riski dahi her zaman için mevcut.

Bizdeki “derin bürokrasi”nin bu hususta da son derece marifetli olduğu tecrübelerle sabit.

Kamuoyuna demokratikleşme diye sunulan düzenlemelerin içine, tam tersi yönde özgürlükleri kısıtlayan maddelerin sokuşturulduğunu çok gördük. Medenî Kanunu AB’ye uyduruyoruz diye çıkan bir kanuna, vakıflara yönelik tuzak ibarelerin konulması veya hiç ilgisiz bir düzenlemeye, meselâ Ergenekon sürecini izleyip yorumlamayı ağırlaştırılmış ceza tehditlerine muhatap kılan hükümlerin yerleştirilmesi gibi.

Eğer bunlar yasalaşma sürecinde dikkatli gözler tarafından fark edilmezse, kaşla göz arasında kabul ve onay aşamalarından geçip yürürlüğe giriyor ve sonra da kolay kolay düzeltilemiyor.

Ve sonuçta uygulamada ciddî sıkıntı ve mağduriyetler yaşanabiliyor. “Ergenekon uzmanı” olarak nam yapan bazı gazetecilerin, haklarındaki soruşturma, dâvâ ve mahkûmiyetler sebebiyle iyice bunalarak artık yazı yazamaz hale gelmeleri, bunun en tipik ve ilginç örneklerinden biri.

Dolayısıyla, “anayasaya uyum paketi” adı altında ilgili yasalarda yapılacak değişiklikler en az anayasa paketinin kendisi kadar önem taşıyor.

Bu sürecin de çok dikkatli ve titiz bir şekilde takip edilip, boşlukları değerlendirme noktasında en küçük bir fırsatı dahi ıskalamayan derin bürokrasiye meydan verilmemesi icab ediyor.

Bilhassa, halkı pakete “evet” oyu vermeye yönelten kritik ve önemli maddelerde çok daha dikkatli, özenli ve serî çalışılması gerekiyor ki, maksat hâsıl olsun ve kabul oyları yerini bulsun.

Yani, sırada iki gündem var: Uyum paketi ve daha önemlisi, sivil ve demokratik bir anayasa...

16.09.2010

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.09.2010) - Yeni anayasa ve AB

  (14.09.2010) - Sıra yeni anayasada

  (12.09.2010) - 12 Eylül’ün 470 gün kapattığı gazete: Yeni Asya

  (05.09.2010) - Ramazan’a veda ederken

  (19.08.2010) - Müsaadenizle...

  (18.08.2010) - Demokrasi ve devrimler

  (17.08.2010) - Said Nursî ve bürokrasi

  (15.08.2010) - İtidal çizgisi

  (14.08.2010) - Dersim kimin işiydi?

  (13.08.2010) - YAŞ’tan sonra HSYK


Son Dakika Haberleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Abdullah ŞAHİN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet BATTAL

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Ali Rıza AYDIN

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Banu YAŞAR

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H.İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Hakan YILMAZ

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehmet YAŞAR

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Saliha FERŞADOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.