Türkiye’de pestisit kullanımı giderek artıyor. Sağlığımıza ve tabiÎ varlıklara zarar verirken, toprağın canlılığını yok edip fakirleşmesine yol açıyor.
Verimlilik için “olmazsa olmaz” olarak sunulan pestisitlerin kullanımı Türkiye’de son dört yılda yüzde 51 arttı, ama birim alandan alınan verim bunun çok uzağında kaldı. Yabancı otlar, ürüne zarar verebilecek böcek, fungus ve diğer hastalık etkenleri ile mücadele etmek için tarımda kullanılan pestisitler, yani tarım zehirleri, sağlığımıza ve tabiî varlıklara zarar verirken, diğer yandan ürüne zarar veren bu etkenlerin dayanıklılık kazanmasına ve toprağın canlılığını yok edip fakirleşmesine yol açıyor. Türkiye’de tarım alanlarında bir artış olmamasına, hatta % 3 düşüş olmasına rağmen, pestisit kullanımı giderek artıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2018 yılında pestisit kullanımı ise yüzde 51 arttı ve 39 bin 723 tondan, 60 bin tona ulaştı. Bu artışın üretime etkisi ise, pestisit kullanımı ile verimlilik arasında iddia edildiği gibi doğrusal bir ilişki olmadığını, pestisit kullanımının verimliliğin artmasına yönelik beklentilerin çok uzağında kaldığını gösteriyor.
Ciddî, malî zararlar çıkıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı verileri pestisit kullanımının, iddia edilen verimliliği sağlamaktan çok uzak olduğunu kanıtlıyor. Pestisitlerin yol açtığı sağlık ve çevre zararlarının maliyeti, biyolojik çeşitliliğe verdiği zarar ve toprakta, suda bıraktığı kirlilik de geri dönüşü yıllar sürecek, ciddî boyutta çevresel maliyetler olarak karşımıza çıkıyor. Pestisit kullanımı için yapılan her bir dolarlık harcama, ortalama 5-10 dolarlık bir harcamayı gerektiren insan ve çevre sağlığı zararına yol açıyor. Eğer sağlığımıza, canlılara ve çevreye zarar veren pestisitlerin, bu şekilde kullanımına devam edilirse açlığı önlemek bir yana, tarım topraklarının giderek üretkenliğini yitirmesine ve ekosistemin zarar görmesine yol açarak açlığa sebep olacağını söylemek mümkün. Bu sebeple tarımsal üretim yöntem ve tekniklerinin insan sağlığına, biyoçeşitliliğe, tabiata etkilerini de gözeten, zehirsiz, tabiat dostu üretim metotlarının desteklenmesi gerekiyor.
İstanbul – Yeni Asya