"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yoga, Tibet egzersizi ve namaz

Davut ŞAHİN
26 Temmuz 2019, Cuma
Özel okul ve anaokullarındaki astronomik fiyatlar, haber bültenlerinin ana malzemesi.

Bazı anaokullarının fiyatı iki misli…

Sebep?

Çünkü o okullarda “yoga” dersi veriliyormuş. 

Yani, minicik çocuklar rehabilite olmak için sabah yoga ile derse başlayacaklarmış.

İyi mi?

Yoganın “yazılı tarih”ten öncesine dayandığı söylenir. Yani en az 5 bin senelik bir inanış! Bunu da arkeolojik kazılardan öğreniyor insanlık. Yani, yoga, Hinduizme dayanan hareketler bütünü...

Biraz daha detay verelim:

Raja, jnana, bhatki ve karma yoga çeşitleri, bilgeliğe uzanan yol olarak kabul ediliyormuş.

Bitmedi. Bir de “temel duruşlar” var: Oturma pozisyonu, köpek ve kedi... Dağ duruşu, öne uzama ve esneme... Üçgen duruşu, savaşçı ve kobra duruşu... En önemlisi ceset pozisyonu ile süslemişler hareketlerini.

Böylelikle bu hareketler, Uzakdoğu’nun metafizikî inanışa dayandığı gibi, vücut ve ruh dengesini yakalıyor ve şahsî aydınlanmayı sağlıyormuş! 

Görüyorsunuz yoga bile ne kadar zahmetli, meşakkatli ve bir o kadar da “pahalı” bir aydınlanma (!) hareketi.

*

Tamam anaokulların fiyatını iki misline katlayın, ama şu gözümüzün nuru “Namaz”ı niye öğretmiyorsunuz?

Üstelik “yoga” denen zahmetli vücut hareketlerinden de kurtulmuş olur… Basit ve öğretilebilir. Üstelik huzur “bedava.” Üstelik “ebedî hayat”ı garanti altına almış olursunuz.

“Efendim? Gericilik ve yobazlık olur” mu dediniz?

Beş bin yıllık geçmişe dayandırdığınız “yoga”, “gericilik” ve “yobazlık” olmuyor da, ondan sonra kâinata neşv-ü nema salmış ve insanlığa medeniyeti getirmiş olan İslâm’ın en önemli sembollerinden biri olan namaz mı gericilik oluyor?

Anaokullarında değil namaz öğretmeyi, dinini öğrenmeyi bile yasaklayan zihniyete sormak lâzım:

İnancımızın gereği ve hattâ gözbebeği sayılan namaz hem kıymettar, hem mühim, hem ucuz, hem de az bir masrafla uygulanan bir ibadet değil mi?

Huzuru kendi mensup olduğu dinde aramak yerine, birtakım felsefî inanışlarla kodlanmış “yoga”da aramak, saflığın ötesinde bir şey...

Bunu da minicik çocuklara dayatmıyorlar mı, hele anaokullarında “ders” olarak okutulması, doğrusu insanın kanına dokunuyor!

*

Bir örnek daha:

73 yaşındaki bir iş adamı, geçmiş bir zaman diliminde, edindiği tecrübelerin yanı sıra bir de “mutluluğun formülü”nü vermişti bir gazeteye.

Yaptığı söyleşide, yıllarca her sabah “Rus salıncağı” isimli hareketle ısındığını, ardından “Tibet egzersizi” yaptığını ve bu hareketlerin çeşitli kademeleri olduğunu anlatmıştı… Her hareketi sabahları 30 ila 35 kez tekrar ettiğini özellikle vurguluyordu. Yaşlı bir beden için çok ağır hareketler bunlar.

Sonra? Bu dünyadan göçüp gitti. Allah rahmet eylesin.

Bu iş adamımız eğer mutluluğun sırrını Rus salıncağı veya Tibet egzersizi yerine inandığı dine mensup olduğu “namaz”da arasaydı, kalan hayatını daha isabetli karar vermiş olarak geçirecekti.

Namazda insanın ne kadar rahatı ve huzuru olduğu gerçeğini yaşasaydı, Tibet egzersizine ihtiyaç kalmayacaktı.

*

Bu konuda Bediüzzaman Hazretleri’ne kulak verelim: “İbadetin çendan zahiri bir ağırlığı var. Fakat manasında öyle bir rahatlık ve hafiflik var ki, tarif edilmez. 

Çünkü âbid namazında der: ‘Eşhedü en lâ ilahe illallah.’ Yani: “Hâlık ve Rezzak O’ndan başka yoktur. Zarar ve menfaat O’nun elindedir. O hem Hâkim’dir, abes iş yapmaz; hem Rahim’dir, ihsanı, merhameti çoktur.’ diye itikad ettiğinden, her şeyde bir hazine-i rahmet kapısını bulur, duâ ile çalar. Hem her şeyi kendi Rabbisinin emrine musahhar görür. Rabbisine iltica eder, tevekkül ile istinad edip her musîbete karşı tahassun eder. İmanı ona bir emniyet-i tâmme verir.”

Devam edelim mi: “Halbuki namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem cisme de o kadar ağır bir iş değildir. Hem, namaz kılanın diğer mübah dünyevî amelleri, güzel bir niyet ile ibadet hükmünü alır. Bu surette bütün sermaye-i ömrünü, ahrete mal edebilir. Fani ömrünü, bir cihette ibka eder.” (Sözler, 4. Söz, s. 21-22)

Daha ne diyelim!

Okunma Sayısı: 3956
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    26.7.2019 20:13:43

    Allah razı olsun kardeşim.Rabbim kaleminize kuvvet,dimağınıza bereket versin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı