"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Soykırım suçlaması böyle savuşturulamaz

23 Mayıs 2024, Perşembe 22:43
İsrailli 1300 akademisyen, “kendini savunma hakkının, gerçekçi olmayan bir amaç ya da liderlerin siyasi olarak hayatta kalması için savaşı sürdürme hakkı sağlamadığını” söyledi.

Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e karşı soykırım davasına, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın hem Hamas hem İsrail liderlerine yönelik yakalama emri talebine rağmen saldırılar hız kesmezken, İsrailli akademisyenlerden ortak bildiri geldi. Haaretz’e göre, İsrail genelinde 1300 akademisyenin imzaladığı ortak bildiride, “savaşa devam etmenin faydasının açık biçimde belirsiz olduğu, savaşın bir yandan Gazze’deki sivillere feci zarara, açlığa ve altyapıda eşi görülmemiş yıkıma neden olduğu, diğer yandan İsrail’de can kayıpları, binlerce kişinin akıl sağlığının bozulması, devasa ekonomik zarar ve hukukun çiğnenmesini beraberinde getirdiğine” dikkat çekildi.

Meşru müdafaa hakkı söylemine itiraz

Hamas’ın 7 Ekim İsrail saldırısından beri Gazze’de savaş yürüten Benyamin Netanyahu hükümetinin soykırım suçlamalarını meşru müdafaa hakkı iddiasıyla savuşturma pratiğine atıfla, akademisyenler, “Kendini savunma hakkı, gerçekçi olmayan amaç veya siyasi liderliğin hayatta kalması için bir savaş yürütme hakkı vermez” dedi. İsrail’de Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin geri getirilmesi için ateşkes anlaşmasına varılmasına yönelik her gün protesto gösterileri düzenlenirken, sanat, akademi ve farklı meslek gruplarından bazı isimler Gazze Savaşı’nın sonlandırılması için çağrılar yapıyor.

AA

Okunma Sayısı: 653
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    24.5.2024 17:14:25

    ..."Öyle de mahlukatın en mükerremi, belki en a'lâsı olan insan, eğer bozulsa bozuk hayvandan daha ziyade bozuk olur. Müteaffin maddelerin kokusuyla telezzüz eden haşerat gibi ve ısırmakla zehirlendirmekten lezzet alan yılanlar gibi dalalet bataklığındaki şerler ve habîs ahlâklar ile telezzüz ve iftihar eder ve zulmün zulümatındaki zararlardan ve cinayetlerden lezzet alırlar, âdeta şeytanın mahiyetine girerler. Evet, cinnî şeytanın vücuduna kat'î bir delili, insî şeytanın vücududur." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Siracünnur - 126👏👏👏 😭😤😡🙌🌹🤲🤲🌹😥❤🌙☝️🕊🕊🕊🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • S.topuz

    24.5.2024 17:13:47

    👏👏👏😭😭😭🙌🌹🤲🌹❤😥🌙☝️🕊🕊🕊🇵🇸🇵🇸🇵🇸 ..."İnsanlarda şeytan vazifesini gören cesetli ervah-ı habîse bilmüşahede bulunduğu gibi cinnîden cesetsiz ervah-ı habîse dahi bulunduğu, o kat'iyettedir. Eğer onlar maddî ceset giyseydiler, bu şerir insanların aynı olacaktılar. Hem eğer bu insan suretindeki insî şeytanlar cesetlerini çıkarabilse idiler o cinnî iblisler olacaktılar. Hattâ bu şiddetli münasebete binaendir ki bir mezheb-i bâtıl hükmetmiş ki: "İnsan suretindeki gayet şerir ervah-ı habîse, öldükten sonra şeytan olur." Malûmdur ki a'lâ bir şey bozulsa, edna bir şeyin bozulmasından daha ziyade bozuk olur. Mesela, nasıl ki süt ve yoğurt bozulsalar yine yenilebilir. Yağ bozulsa yenilmez, bazen zehir gibi olur."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Siracünnur - 126

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı