"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sumud'un 15 Türk aktivisti daha Türkiye'de: "Bu dayanışmayı bir insanlık mirası olarak sunmayı hedefliyoruz"

07 Ekim 2025, Salı 22:56
İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan 15 Türk vatandaşı aktivisti getiren Türk Hava Yolları (THY) uçağı İstanbul Havalimanı'na indi.

Ürdün'ün başkenti Amman'daki Kraliçe Aliye Uluslararası Havalimanı'na 16.35'te hareket eden THY uçağı, saat 18.50'de havalimanına ulaştı.

Aktivistler, İstanbul Havalimanı VIP Salonu'nda aileleri, bazı yetkililer ve çok sayıda vatandaş tarafından karşılandı.

Apronda çiçeklerle karşılanan aktivistler, otobüsle havalimanı önüne götürüldü.

İsrail'in saldırdığı Küresel Sumud Filosu'nda yasa dışı şekilde alıkoyduğu 131 aktivist bu sabah işgal altındaki Batı Şeria'dan Ürdün'e geçiş yapmıştı.

Ürdün'e geçiş yapan aktivistler arasında 15 Türk vatandaşı da bulunuyordu.

"Bu dayanışmayı bir insanlık mirası olarak sunmayı hedefliyoruz"  

15 Türk aktivist, İstanbul Havalimanı'ndaki karşılamanın ardından basın mensuplarına açıklama yaptı.

Delegasyon adına basın açıklamasını okuyan Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu Koordinatör Yardımcısı Muhammed Raşit Sancar, Gazzeli kardeşlerini geride bırakmanın hüznünü, arkadaşlarını karşılamanın sevinç ve mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Sancar, sürecin en başından itibaren mücadelenin merkezinde olmaktan gurur duyduklarını belirterek, "Bugün son gelen aktivist arkadaşımızın da işlemleri tamamlanarak, ailesine teslim edilecek. Bu umut, Gazze'deki ablukanın tamamen ortadan kalkması ve soykırımın durmasına kadar sürecek bir yolun başlangıcıdır. Bundan sonra da tüm mazlum coğrafyalarda zulme uğrayan herkes için insanlık olarak bir araya gelip ortak stratejiler, veriler ve yapılar geliştirmeyi, bu dayanışmayı tüm dünyaya bir insanlık mirası olarak sunmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

Gazze halkının direniş ve fedakarlığı vesilesiyle yepyeni coğrafyalara, ufuklara ve vizyonlara açıldıklarını kaydeden Sancar, "Sumud'u dünya tarihine bir umut ve direniş simgesi olarak armağan ederken yeni süreçler ve yeni fikirlerle yolculuğumuza kararlılıkla devam edeceğimizi ifade ediyoruz." dedi.

Sancar, Özgürlük Filosu'nun da Gazze yolunda olduğunu hatırlatarak, artık onlara odaklandıklarını belirtti.

"O insanların artık zulümden kurtulması lazım"

Aktivist Turgay Turan da hapishanedeyken Gazze'nin 18 kez bombalandığını duyduğunu anlattı.

Turan, "Kafamıza silah dayayıp da bir adımımızla korkup geri kaçan kavime karşı Gazze'deki insanlar öldürülüyor. Bu akıl ötesi bir şey." dedi.

Aktivistlerin yolda gelirken hazırladığı "Gazze'ye selam" metnini de aktivistlerden Sümeyye Sena Polat okuyarak, metinde yer alan isimleri tekrar etti.

Aktivist Muhammed Fatih Sinan, "Herkesin ortak paydası Gazze'ydi. O kadar güzel bir birliktelik vardı ki bize İsrail zindanlarını, zindan yerine bir eğlence merkezine dönüştürdü. Allah'a hamd ediyorum, bu kardeşlik bizi Gazze'nin kurtuluşuna taşıyacaktır." diye konuştu.

Yaşadıkları bir olayı aktaran Sinan, "İsrail askerleri bize bir zulüm ederken Türkçe konuşan, bu pasaporttan bende de var diyen, çifte vatandaş İsrail üniformalı kişiler bizi yerde tekmelediler. Lütfen bu aşağılıkları tespit edin ve bunları Türk vatandaşlığından defedin, bu ülkede onları istemiyoruz." dedi.

Sinan, mücadeleye devam ettiklerini, bütün ülkelerin barış gücü kurması gerektiğini kaydederek, "Biz o hapishanede gerimizde binlerce mazlum Filistinliyi bırakarak dönmenin burukluğunu yaşıyoruz. O insanların artık zulümden kurtulması lazım çünkü İsrail kimseyi tanımıyor." ifadelerini kullandı.

"Filistinlilerle aynı ortamı paylaşmaktan dolayı onur duyuyoruz"

Açıklamanın ardından değerlendirmede bulunan Sinan, denizin ortasında İsrail donanmasıyla köşe kapmaca oynadıklarını ve 9 saat boyunca İsrail askerlerinin kendilerini yakalayamadığını belirtti.

Gazze'deki ablukayı kırıp, insani koridoru oluşturacaklarını aktaran Sinan, İsrail askerlerinin kendilerine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını anlattı.

Saatlerce güneşin altında ters kelepçe secde pozisyonunda bekletildiklerini anlatan Sinan, şunları söyledi:

"Bize içme suyu vermediler. Tuvaletten su içtik, bir gün yemek vermediler. Avlu izni vermediler, hücre hapsi yattık ama o kadar eğlenceli, mutlu ve gururlu bir hapishaneydi ki, bunu nasıl anlatırım bilmiyorum. Orası panayır gibiydi çünkü bütün Avrupalılar, Asyalılar, Türkler, herkes müthiş bir özveriyle orada bir kardeşlik, birliktelik sağladı. Bize orası zindandan ziyade tabiri caizse Medrese-i Yusufiye'ye dönüştü. Filistinlilerle aynı ortamı paylaşmaktan dolayı onur duyuyoruz."

Ağabeyini karşılamak için Ankara'dan İstanbul'a gelen Muttaki Sinan da tüm aktivistlerin görevini başarıyla yerine getirdiğini belirtti.

Aktivist Abdullah Gündem de ağır bir hüznü yaşadıklarını belirterek, "Gazze'ye ulaşamadık ama bütün gücümüzü harcadık, çaba gösterdik. Aynı zamanda memleketimize kavuştuğumuz için farklı bir sevinç yaşıyoruz. Esas kahraman, Gazzeliler ve Filistinliler... Onların sabrı sebatı olmasaydı, bizler ve dünya harekete geçemezdi. Onlar bizleri de dünyayı da harekete geçirdiler, onlar öğretmenimiz, biz talebeyiz." diye konuştu.

Aktivist Emine Güneş de Filistin'in özgürlüğü için mücadele eden insanların bir erdemliler birliği oluşturduğunu ve İsrail'in yalnızlaştırılması için çok net adımların atılması gerektiğini vurguladı.

"Eziyet etmekten zevk aldıklarını gözlerimle gördüm"

Filoya Tunus'tan dahil olduğunu belirten aktivist Mecit Bağcivan, sürecin çok uzun olduğunu aktararak, "Bu kadar yakınlaşmamıza rağmen içimizde Gazze'ye ulaşamamanın burukluğu var." dedi.

Vicdan Gemisiyle bu hikayeyi başlattıklarını belirten Bağcivan, "Dünyaya ablukanın denizden kırılma fikrini aşılamış olduk. Biz 1, 2, 3 tekne derken 50 tekneyle yola çıktık hamd olsun. İnşallah önümüzdeki süreçte de 50'yi 100'e, 100'ü 150'ye katlayacağız. İnancım o ki 2027-2028'i bulmadan biz Gazze'ye inşa çalışmaları için gideceğiz." ifadelerini kullandı.

Bağcivan'ın babası Ahmet Bağcivan da oğluyla gurur duyduğunu dile getirerek, "Bu koca yürekli insanlar ablukayı kırdıklarını tüm dünyaya gösterdi. Gazze'de katliam devam ediyor, hüznümüz devam ediyor." diye konuştu.

Aktivist Sümeyye Sena Polat ise sürecin zorlu ama çok da mutlu geçtiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Gazze'ye nasıl gidersen git en güzel yolculuk oluyor. Biz Gazze'ye çok yakındık ve beni en mutlu eden şey oydu. Her uyuduğumda biliyordum ki 50 kilometre ötemde Gazze var. Bunun duygusu benim için apayrı bir şey. Hücrem Filistinli tutsaklara ait bir hücreydi ve bırakmak benim için çok zor oldu. Her yerinde Gazze'den, Gazzeli tutsaklardan bir anı vardı. Önemli olan Filistinli tutsaklar ve Gazzeliler. Bize davrandıkları buysa Gazze'ye davrandıkları nasıldır düşünün. Gazzelilere nasıl davranıyorlarsa kimse duymuyor. Eziyet etmekten zevk aldıklarını gözlerimle gördüm. Bize yemek vermediler, zorla 7 Ekim belgeseli izletmeye çalışıp, küfürler ettiler. Gecenin yarısı uyandırmak için gelip, bizleri sayıyorlardı. Bunlar herkese her şeyi yapabilir, bizi uyandıran da Gazze. Yarın öbür gün bizim ülkemize bunları yaptıklarında dünyanın sesi çıkmayacak, Gazze resmen bu emperyalist ve siyonistlere karşı bizi uyandırdı."

Sumud Filosu aktivistleri Adli Tıp Kurumunda

Aktivistler, Türk vatandaşlarının uluslararası sularda alıkonulmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında sağlık kontrolünden geçirilmek ve ifadeleri alınmak üzere Bahçelievler'deki Adli Tıp Kurumu Başkanlığına otobüsle getirildi.

Aktivistlere destek olmak için TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Turan ve vatandaşlar Adli Tıp Kurumu önünde beklemeye başladı.

Ne olmuştu?

İsrail ordusu, 1 Ekim'de Gazze'ye insani yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu'na saldırmış ve filodakileri yasa dışı şekilde alıkoymuştu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, saldırının ardından uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına ilişkin "Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'ndeki düzenlemeler", Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 15. maddesindeki yetki kuralları ve Türk Ceza Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerindeki görev kuralları çerçevesinde "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması", "nitelikli yağma", "mala zarar verme" ve "eziyet" suçlarından soruşturma başlatmıştı.

Soruşturma kapsamında 4 Ekim'de Türkiye'ye getirilen 36 Türk'ün ve bazı yabancı aktivistlerin bilgi sahibi olarak ifadeleri alınmıştı.

AA

Okunma Sayısı: 230
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı