"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İzmit’te Kutlu Doğum coşkusu

06 Mayıs 2012, Pazar
İzmitli kız talebelerin gerçekleştirdikleri Kutlu Doğum programı büyük ilgi gördü. Öğrencilerin hazırlamış olduğu “Hz. Muhammed (asm)” konulu masa çalışması, küçüklerin hazırlamış olduğu ilâhiler ve skeçler günün anlam ve önemine heyecan kattı.

 İlknur Maraş arkadaşımızın sunumu ile gerçekleşen masa çalışmaların içeriği ise şöyle:

Şeyma Tezer: “Peygamberlik Müessesesinin Ehemmiyeti ve Gerekliliği”
“Şöyle müzeyyen bir kâinatın, öyle mukaddes bir Sânii’ne böyle bir Resûl-i Ekrem, ışık şemse lüzûmu derecesinde elzemdir. Çünkü, nasıl güneş, ziyâ vermeksizin mümkün değildir; öyle de, Ulûhiyet de, peygamberleri göndermekle kendini göstermeksizin mümkün değildir.”  (Sözler, 10. Söz, s. 62) “O nur olmazsa, kâinat da, insan da, hattâ herşey dahi hiçe iner. Evet, elbette böyle bedî bir kâinatta, böyle bir zât lâzımdır; yoksa, kâinat ve eflâk olmamalıdır.” (Sözler, On Dokuzuncu Söz, s. 215)

Vesile Karabaş: “Hatemü′l-Enbiya”
“Yeryüzünü bir mescid olarak hayal edelim; Mekke bu mescidin mihrabı, Medine ise minberidir. O “bürhan-ı bahir” olan Peygamberimiz (asm) insanlığı hatibidir. (Çünkü getirdiği din evrenseldir). Dolayısıyla muhatabı bütün insanlıktır. Diğer bütün peygamberlere reis, evliyanın ise seyyididir.”

Zeynep Menteşe: “Peygamber
Efendimiz ve Esmaü′l-Hüsna”
“Nev-i insan içinden en mükemmel imana sahip Peygamber Efendimiz (asm) olduğuna göre, bütün isimleri en güzel surette yansıtan, Cenâb-ı Hakk′a en parlak âyine olan da Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed′dir (asm). 24. Mektub’da geçtiği gibi, enva-ı kâinatın en mükemmeli zîhayattır. Ve her halde, zihayat içinde de o fert, zîşuurdan olacaktır. Çünkü zîşuur içinde hadsiz terakkiyata müstaid insandır. Ve insanlar içinde her halde o fert Muhammed Aleyhissalatü Vesselâm olacaktır. Hz. Âdem′den şimdiye kadar hiçbir tarih, onun (asm) gibi bir fert gösteremiyor, gösteremez.”

Kevser Arslanbay: “Hazret-i
Muhammed′in (asm) en büyük
mu′cizesi Kur′ân-ı Kerim’in belâgati”
“Kur′ân’ın belâgati i′câz derecesindendir. Kur′ân’ın belâgat ilmi üzere indirilmesinin sebebi; Arapların çoğunun ümmî, yani okuma yazma bilmeyen insanlardan oluşması ve insanların tarihi olayları ve ahlâkî öğütleri nesilden nesile şiir ve belâgat ilmiyle aktarıyor olmasıdır. Kur′ân′ın belâgati ise; âyetlerinin dizilişinden, kusursuz ve sağlam oluşundan; tarzının çekiciliğinden ve hayret verici güzelliğinden; açıklama ve anlatım metodunun, duruluk ve üstünlüğünden; manalarının, kuvvet ve doğruluğundan; sözlerinin, anlaşılır ve akıcılığından ortaya çıkan harikulâde bir belâgattir.”

Sümeyye Kiraz ve Merve Sarar:
“Peygamber Efendimizin (asm)
beşerî yönü”
“Hz. Muhammed (asm) evinde zamanının bir kısmını ibadete, bir kısmını ailesine, diğer kısmını da kendisine olmak üzere üçe ayırırdı. Ona (asm) göre kişinin ailesiyle birlikte geçirdiği vakit boşa harcanmış vakit değildir. Hz. Muhammed (asm) insanlara, sorumlu oldukları ilk kişilerin aile fertleri olduğunu öğretmiştir. O (asm), kendisine gelen heyetlere ‘Ailenize dönün ve onlara talimde bulunun’ derdi. Kendisi de aile fertlerini eğitmiştir. Peygamber Efendimizin (asm) aile hayatı dindarlık ve iffet temelleri üzerine kurulmuştur. Peygamberimiz (asm), hayatın her alanında olduğu gibi sosyal hayatı da yenileyen ve şekillendiren prensipleri getirmiştir. Davranışları ahlâkî olarak dayandığı esaslar araştırıldığında bunların en başında; onun (asm) engin alçakgönüllülüğü, yumuşak huylu muâmelede bulunması, cömertliği, sabrı, merhamet ve şefkati geliyor.
Rabbim inşallah bizi peygamber yolundan gidenlerden eylesin. Âmin.”

Nur Koçyiğit: “Mi′racın meyveleri”
“İşte o gece Hz. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm, Cenâb-ı Hakk’a: ‘Bütün hayat sahiplerinin Sana yaptıkları bütün tahiyye hediyelerini ben hepsini topladım geldim, Sana takdim ediyorum, kabul et’ diyor.
Mi′racın 500’den fazla meyveleri var biz burada sadece 3 tanesini zikredeceğiz;
Birinci Meyve: Peygamberimiz (asm)  meâlen: ‘Sizin inandığınız melekleri, ahireti, Rabbinizin Nur cemâlini bizzat gördüm; bu iman esasları vardır, mevcuttur; teceddüt ve şüphe etmeyiniz’ demiştir. Böylece mü′minlere sonsuz bir iman saadeti getirmiştir.
İkinci Meyve: Mü′minler merak ediyorlar: ‘Acaba Rabbimiz bizden ne istiyor, ne yapsak Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da doğrudan doğruya Rabbimize muhatap olsak, bizden ne istiyor, anlasaydık.’ Derken Peygamber Efendimiz (asm) vesilesiyle mi′rac meyveleri olarak getirildi bunlar.
Üçüncü Meyve: Aciz, fani, zeval tokadını yiyen bîçare insanlara birden: “Sonsuz ve Baki bir cennete, Rahman ve Rahim olan Allah’ın Rahmetine gireceksin” denildiğinde o insanlar mânen ne kadar büyük bir mevkiye, makama çıkar...
Ve böylece Cenab-ı Hakk’ın nur cemalini seyretme nimetini tadar. Böylece bir insanın kalbi ve ruhu ne kadar bir sevince kavuşur. İnsana miraç meyvelerinin en büyük hediyesi bu olmuştur.”

Sema Nur Çetintaş:
Bediüzzaman Hazretleri, Peygamberimizi (asm) ‘Levlake (Sen olmasaydın)...’ hadisinin ışığında kâinat ağacının hem çekirdekliğinde, hem meyveliğinde görüyor. Hazret-i Muhammed (asm), kâinatın hem nurlu çekirdeği, hem de kâinatın meyveye durduğu olgunluk döneminde kâinatı ebedî ahrete götüren eşsiz bir rehber meyvedir. Evet, Hazret-i Muhammed’in (asm) gerek peygamberlik derecesiyle, gerek insanlık derecesiyle, gerek Allah’ın kulluğu derecesiyle tarihte bir eşi ve bir benzeri daha yoktur ve gelmemiştir.
Keza ona gelen Kur’ân’ın Allah kelâmı olarak bir eşi ve benzeri yoktur ve gelmemiştir! Keza ona inen ve insanın dünyada ve ahirette saadetinin anahtarını taşıyan İslâmiyet’in insanı tamamıyla hitap çemberine alan mükemmellikte bir din olarak bir eşi ve benzeri yoktur ve gelmemiştir.
Bedîüzzaman, Hazret-i Muhammed’in (asm) getirdiği nûr olmadığında kâinâtın ve her şeyin değerinin hiçe ineceğini ispat ettikten sonra, “Levlâke=Sen olmasaydın” hadisi ile örtüşecek biçimde hükmünü şöyle ortaya koyuyor: “Böyle bedî bir kâinatta, böyle bir zat lazımdır! Yoksa kâinat ve eflak olmamalıdır!”

Seda Altun: “Peygamber Efendimizin Sünnet-i Seniyyesinin Ehemmiyeti”
Sünnet-i Seniyyeye ittibâı kendine âdet eden, âdâtını ibadete çevirir, bütün ömrünü semeredâr ve sevapdâr yapabilir. Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamın tevatürle malum olan harekâtına ittiba etmelidir. Meselâ, söylemek adabını gösteren ve yemek ve içmek ve yatmak gibi hâlâtın adabının düsturlarını beyan eden ve muâşerete taalluk eden çok sünnet-i seniyyleler var.
Peygamber Efendimiz sünnetlerinden bazıları: Koku sürmek, hediyeleşmek, Allah’ı hatırlatan kişilerle oturup sohbet etmek, Yemeye besmeleyle başlamak, büyüklere saygılı, küçüklere merhametli olmak…
Masa çalışmaların aralarında kardeşlerimizin ilahileri programa heyecan kattı. Skeçler de tebessümlü dakikalar yaşattı… Kutlu doğum İzmit’te çok anlamlı saatler yaşattı.
Çalışmalarda emeği geçen ablalarımız Ceyda Çökren, Nurcan Emiştekin, Vildan Karadeniz’e teşekkür ediyoruz.

ZEYNEP MENTEŞE

[email protected]

Okunma Sayısı: 1640
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı