Prof. Dr. Sencer Ayata, “Başkanlık anayasası iktidara dışlayıcı otoriterlik, muhalefette çoğulculuk, Türkiye’ye ise sertleşen kutuplaşma getirdi” dedi.
Türkiye’nin önde gelen sosyologlarından Prof. Dr. Sencer Ayata, Türkiye’de kutuplaşmanın dinamiklerini değerlendirirken “Başkanlık anayasası iktidara dışlayıcı otoriterlik, muhalefette çoğulculuk, Türkiye’ye ise sertleşen kutuplaşma getirdi” görüşünü dile getirdi. “Siyasî kutuplaşmanın bir başka yansıması parti tabanlarında karşıt partiye asla oy vermeyeceğini söyleyen seçmenlerin çok yüksek oranlarda olması” diyen Ayata, “Günümüzde siyasî iktidarın kutuplaştırmayı keskinleştirmesinin arkasında AKP sermayesinin, AKP döneminde büyük ekonomik ve toplumsal avantajlar elde etmiş kesimlerin baskısı var” değerlendirmesini yaptı. Ayata bu doğrultuda anketlerde oy kaybettiği gözlenen AKP için seçim kaybetmenin “sadece seçim kaybetmekten fazlası” anlamına geldiğini ifade etti: “AKP 20 yılda devlet kurumlarını, yargıyı, bürokrasiyi önce nötralize etti, sonra büyük ölçüde kendine tabi kıldı. Devlette büyük bir kadro değişimi yaşandı. Devlet kadroları AKP’lileşti. Gelinen noktada yüzbinleri bulan bu kadrolar, iktidarı kaybetmeyi elde ettikleri avantajlı konumları kaybetme olarak görüyor.”
Kendinden olmayanlar milletten sayılmıyor
T24’ün haberine göre, “AKP kendisinin milletin yegâne temsilcisi olduğunu söylüyor” diyen Ayata şu şekilde devam etti: “Kendinden olmayanlar milletten sayılmıyor. Her türlü muhalefet devletin ve ülkenin varlığına tehdit olarak gösteriliyor. Baskı, dışlama ve düşmanlaştırmaya maruz kalan muhalefet, kutuplaştırmaya başka bir kutuplaştırma ekseni yaratarak karşılık veriyor. Siyasetin ana eksenini demokrasi ve otoriterlik ikilemi üzerine oturtmaya çalışıyor. Diğer bir deyişle iktidar ve muhalefet tarafından öne sürülen farklı kutuplaştırma ikilemleri söz konusu. Birisi için öncelik iktidarda kalma, diğeri için iktidara gelip kutuplaşmanın da önemli bir nedeni olan başkanlık sisteminden demokrasiye ve parlamenter sisteme dönme. Kutuplaşmanın tarafları eşit değil. Yarışın koşulları aynı değil. İktidar her bakımdan büyük avantajlara sahip. Muhalefet devletin kaynaklarından, imkânlarından, maddî ve sembolik gücünden, karar alma süreçlerinden çok büyük ölçüde dışlanıyor. Muhalefet üzerinde yasaklar, kısıtlamalar, baskılar hatta şiddet uygulanıyor.”