ESKİ KÜLTÜR BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY, GENİŞ KİTLELERİN AKP’DEN GÜVENLE AYRILMASINI SAĞLAYACAK YENİ LİMANIN DEMOKRAT MİSYON OLABİLECEĞİNİ YAZDI.
KARARSIZLAR YENİ ADRES ARIYOR
AKP kurucularından Ertuğrul Günay, siyaset yelpazesinde adres arayan büyük bir kararsız seçmen olduğunu belirterek, “Türkiye siyasetinde DP-AP çizgisinin güçlü bir çatıyla temsil edilmesi otokrasinin gerilemesini, demokrasinin ilerlemesini hızlandıracaktır” dedi.
GÜVENLİ LİMAN DP-AP ÇİZGİSİ
“Bugün Türkiye, tarih bilinci ve siyasî ehliyeti tartışmalı bir anlayışın cenderesinden kurtulmaya çalışıyor” diyen Günay, geniş kitlelerin AKP’den güvenle ayrılmasını sağlayacak güvenli limanın, demokrat misyonu temsil eden bir adres olabileceğini ifade etti.
***
Evini arayan seçmenin adresi Demokrat Misyon
Eski kültür bakanı Ertuğrul Günay, geniş kitlelerin AKP’den güvenle ayrılmasını sağlayacak yeni limanın demokrat misyon olabileceğini söyledi.
AKP Eski Milletvekili Ertuğrul Günay, “Birlikten kuvvet doğar” başlıklı bir yaz kaleme aldı. Politikyol’da yayınlanan yazısında Günay, “Türkiye siyasetinde DP-AP çizgisi, -CHP gibi- tarihsel bir ana akımdır. Bu akım, cumhuriyetin temel değerleriyle de halkın duyarlılıklarıyla da barışık, gelişmeci, kalkınmacı bir siyaset anlayışını temsil eder. Bu anlayışın güçlü bir çatıyla temsil edilmesi otokrasinin gerilemesini, demokrasinin ilerlemesini hızlandıracaktır” dedi. Parti kapatmalarını ve deneyimli kadroların -bir süre de olsa- siyasetten yasaklanmalarını hatırlatan Günay, “Aslında, DP-AP çizgisi kökleri İkinci Gruba ve Serbest Fırka’ya kadar inen, özünde cumhuriyetçi, fakat halkın değer, duygu ve geleneklerine özenli olmak bakımından daha ‘halkçı’ bir siyaseti temsil ediyordu. Bu açıdan ‘demokrasinin sigortası’ gibiydiler. Cumhuriyetin kazanımları ve ana doğrultusuyla herhangi bir sorunları, itirazları yoktu, gelişmeci ve kalkınmacıydılar” ifadelerini kullandı.
Bugün yaşadıklarımızın zeminini oluşturdu
“Türkiye siyasetinin iki ana akımı görüntüsü taşıyan CHP ile DP-AP çizgisinin ‘sol’ ve ‘sağ’ olarak nitelenmesi sonraki yıllara aittir ve oldukça yanıltıcıdır” diyen Günay, “Aslında bu iki gelenek de büyük ölçüde aynı değerlere bağlıdır, ama biri daha devletçi, diğeri daha özel girişimcidir. Süreç içinde CHP ‘sosyal’, AP de ‘liberal’ çizgide evrimleşme eğilimindeydi. (…) 12 Eylül darbesi sadece AP’yi değil, tüm diğer partileri ve bu arada CHP’yi de kapattı. 1983’de partiler yeniden kurulurken getirilen kısıtlama ve yasaklamalarla, eski ve deneyimli kadroların siyasette yer almasının önü kesildi. Hafızasız, deneyimsiz ve fırsatçı yeni yapıların türemesinin yolu açıldı. Böylelikle, Türkiye siyasetinin ana akım partileri parçalandı, küçüldü, etkisizleşti. Bu etkisizleşme bugün yaşadıklarımızın zeminini oluşturdu” dedi.
DP-AP çizgisiyle ilgisi kalmadı
Bugünkü iktidarın, yirmi yıl önce siyasetin parçalanmış yapısı içinde yeni bir seçenek gibi ortaya çıktığını söyleyen Günay, şunları yazdı: “Başta iki dönem, geçmişte büyük ölçüde DP-AP yapılarının destek bulduğu gelenekçi-kalkınmacı seçmen kitlelerinin istem ve ihtiyaçlarına karşılık verir göründü. Bu görüntü, hem kitle desteğinin, hem de kalıcılığının sürmesini sağladı. Ancak 3. kez seçim başarısı sonrasında iç ve dış koşullardaki değişimler karşısında, bu çizgide sebat etmek yerine, eskimiş politikalara ve ‘kendi kadrolarına’ doğru geri çekilmeyi, milliyetçi ve dinci bir istismar siyasetini öne çıkarmayı seçti. O tarihten bu yana iktidarın DP-AP çizgisi ve geleneğiyle ilgisi kalmadı. (…) Uzunca bir süredir iktidarın oy ve güç yitirdiği görülüyor. Bu görünüm sadece bazı güvenilir kamuoyu yoklamalarıyla değil, günlük yaşam içinde sokağın, halkın verdiği tepkilerle de doğrulanıyor.”
Çok fazla kararsız seçmen var
Her şeye rağmen iktidarın önemli bir kitle desteğini hala koruduğunu belirten Günay, “Kararsız yahut ‘hiçbiri’ diyenlerin toplamı, neredeyse en büyük muhalefet partisinin oranına yakın. Bütün bu yaşananlara karşın hala AKP’de kalan yahut kararsız görünen seçmen, kendi özlem ve istemlerine uygun güvenilir bir liman, yeni bir adres arıyor. Son zamanlarda giderek geliştirilen birleştirici, bütünleştirirci, özenli söylemine karşın, AKP’den kopan yahut kopma eğilimi gösteren seçmenlerin aradığı adresin CHP olması oldukça zor. CHP’nin, kendi saflarından kopmaları önlemek ve modernist yeni kuşaklara da yönelmek amacıyla, adalet, özgürlük ve eşitlik söylemini daha yüksek ses ve kararlılıkla dillendirmesi daha doğru ve sonuç alıcı olarak görünüyor” dedi.
Türkiye’nin sorunları işbirliği ile çözülür
“Geniş kitlelerin AKP’den güvenle ayrılmasını sağlayacak yeni liman, DP-AP çizgisinin çağdaş bir türevi olabilecek, hem cumhuriyetin değerlerine inançla bağlı, hem de toplumun değer ve duyarlılıklarıyla akılcı bağlar kurabilecek, gelişmeci, kalkınmacı bir adres olabilir” diyen Günay, “Bugünkü görünümü ve parçalı yapısıyla hiçbir siyasal oluşum bu arayışa yeterli karşılık üretemiyor. Üretemediği için de “AKP gidecek de, kim gelecek?*” sorusu ortada duruyor. (…) İyi Parti (İYİ), Demok- rat Parti (DP), Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), (belki Gelecek ve Saadet Partilerinin de) yönetici kadrolarının bu sorun üzerinde düşünmelerinde ve yeni, büyük, sinerji ve iktidar umudu yaratacak bir çekim merkezi oluşturmanın yollarını bulmaya çalışmalarında fayda var. Cumhuriyet ve demokrasi inancına sahip sosyal ve liberal ana akımların büyük ve güçlü çatılar altında yapacağı işbirliği, Türkiye’nin demokratik hukuk devleti olmasının, sorunlarını çözmesinin ve çağdaş uygarlık hedefine kararlı adımlarla ilerlemesinin yolunu açacaktır” ifadelerini kullandı.