"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kalemini Hak yolda kullandı

25 Haziran 2025, Çarşamba
IŞIĞINI RİSALE-İ NUR GÜNEŞİNDEN ALAN KALEMİYLE HAYATLARA NUR SAÇAN MÜ’MİNE GÜNEŞ’İ, VEFATININ 4. YILINDA RAHMETLE YÂD EDİYORUZ.

MEHTAP YILDIRM YÜKSELTEN - İSTANBUL

TEFEKKÜRÜ ÇOK SEVERDİ

Refîki Ramazan Çakır, şöyle anlatıyor: “Çok kıymetli refîkam, Mü’mine Hanım, davasından, inançlarından ve hizmetten asla taviz vermezdi. Kırlarda, ormanlarda gezmeyi, tefekkür etmeyi çok severdi. Bir sarı çiçeğin yanında oturur tefekkür ederdi. Ömrü boyunca, gösterişten uzak; mütevazı, hayatına devam etti. Çevresine faydalı olmaya gayret ederdi. Çok sabırlıydı. Elindeki ile yetinir, şükrederdi. Çocuklarına iyi bir öğretmen oldu, onların iyi yetişmesi için gayret etti. 48 sene süren müşterek beraberliğimizde, hayatımı zenginleştirdi. Beni, hep destekledi. Üzüldüğüm zamanlarda teselli ederdi. Aynı zamanda nüktedandı. 24 Haziran 2021 günü rahmet-i Rahman’a kavuştu. Çok sevdiği ormanların bağrında, Sarıyer Bahçeköy Orman Mezarlığına defnedildi. Rabbim; refikam Mü’mine Hanımdan razıyım.”

KALEMİNİ HAK YOLDA KULLANDI

Ömrünü iman ve Kur’ân hizmetine adamış olan Güneş’in gerek yazılarında, gerekse sohbet ve konferanslarında tek bir hedefi vardı, o da ele aldığı konular itibarıyla “insanı Yaratıcısına, yani Rabb-i Rahîm’ine yönlendirmek.” Tefekkür ve hidayet konularını işleyen Güneş, Risale-i Nur ekseninde, kalemini “hak yol”da kullandı. İslâmî hayatın genç hanımlara neler kazandıracağını anlattığı “Genç Kızlarla Başbaşa” kitabında yaşanmış hadiselerle imanın ve tesettürün genç kızlara nasıl sonsuz bir saadet, huzur yaşatacağını etkili bir dille kaleme almıştır. Genç kızların ve hanımların imanını söküp atmaya çalışan dessas çalışmalara karşı, Üstadın: “Karşımda müthiş bir yangın var, alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye ve imanımı kurtarmaya koşuyorum.” dediği gibi, hanımları bu tehlikelerden korumak ve kurtarmayı âdeta kendine vazife edinmiştir. 

Mü’mine Güneş, Risale-i Nurları ve Yeni Asya’da yazmaya başladığı yılları şöyle anlatıyor: “İttihat Gazetesi benim tohum attığım, Yeni Asya ise sünbüllendiğim yerdir. Meçhul bir yolun başında iken bizi istikamet üzere bir yola dahil eden, insan olarak dirilişimize yol açan ve bu günlere kadar elimizi bırakmayan Yeni Asya’dır.”

“BABAM YAZMAMA DESTEK OLDU”

“Ben Yeni Asya’da yazmaya başladığım zaman, rahat ve sessiz bir ortamda çalışabileyim diye babam evimizin bodrumunda bana bir odacık yapmıştı. Ben odamdan çıkıp, onların yanına gelmedikçe asla rahatsız etmezlerdi. Burada kitap okur, tefekkür eder, yazı yazmaya dair bir ilham geldiğinde de hemen daktilomun başına geçerdim. Yazımı otobüsle götürürdüm gazeteye. Başta Mustafa Polat Ağabey olmak üzere bir çok fedakâr ağabeyle de tanışmış oluyordum bu vesileyle. Onların kardeşâne, samimî ilgileri beni son derece mutlu ediyordu. Hele Mustafa Ağabeyin odasında demleyip ikram ettiği çayın tadını hâlâ unutmuyorum.

“SEN YAZAR OLACAKSIN” 

Yazıya kabiliyetim vardı, ama yazı yazmak düşündüğüm bir şey değildi. Rüyamda görmüştüm. Bana birileri: “Sen yazar olacaksın” diyordu. Oysa ben ressam olmak istiyordum. Resimlerimi göstermiştim. Beni Güzel Sanatlar’ın ikinci sınıfından başlatacaklardı. Babam gitmeme müsaade etmedi. Kısa bir süre sonra Risale-i Nur’la tanışmam ve gazeteye yazı yazmam gündeme gelince de babamın çok yardımını gördüm. Şükürler olsun ki Allah kulunu çok güzel istihdam etti. Fevkalâde üstün, hayırlı ve cihannüma bir davanın mensupları ile bir araya getirdi. Rabbim bu davanın mensuplarına daima yardım etsin. Muzaffer kılsın. Aralarına ayrılık tohumları ektirmesin. Daima bir ve beraber olmanın bilincinde olarak dünya durdukça, muvaffakiyetle hizmetlerine devam etsinler. “ (Bizim Aile Şubat-2019)

“ONU EN SON GÖREN BENDİM”

Yeni Asya gazetesinin 50. Kuruluş Yılı Programında hatıralarından bahseden Mü’mine Güneş şunları dile getirmişti: “Yazılarımı gazeteye kendim götürüyordum. Mustafa Polat Ağabeyle konuşuyoruz öyle. Çok samimî davranıp hep hakikatleri anlatıyordu. Risale-i Nur’dan vecizeler aktarıyordu. Son geceydi, onu en son gören bendim. Yazımı götürmüşüm saat 11 civarıydı. Yüzü nasıl parlıyordu, ben de ona bakıyorum, ‘Ya diyorum bu kadar parlamak olamaz acaba ışık kaynağı falan mı var yüzünün içinde?’ Meğer son anlarıymış. Cenab-ı Hak onu nurlandırmış. Eve gittiğimde annemle babam telâşla gelip, ‘Mustafa Polat Ağabey vefat etmiş.’ dediler. ‘Şehit oldu’ dedim. Bütün ağabeylerimiz hep bizimle beraberler, beraberiz. İnşallah Cenab-ı Hak bu yoldan ayırmadan onlara dâhil etsin yüzümüz ak olsun.” 

Kendisi de, yüzü ak olarak, bu davaya hizmetlerde bulundu ve kalemi ile mücadele ederek, inşallah manevî şehitler kervanına karıştı. Aynı zamanda şaire olan Mü’mine Güneş, bereketli bir ömür yaşadı. Bıraktığı eserleriyle inşallah kıyamete kadar amel defterine sevaplar yazılacak. 

“En güzel mevcut ki,

Sensin ey insan!

Ömrün bitmeden,

Sen de bu lezzeti tat.

Sen bir çekirdeksin,

Kabuğun da kâinat.

Kır kabuğunu,

Çöz çekirdeğini,

Bir filiz de sonsuza uzat.”

Mü’mine Güneş

Mümine Güneş kimdir?

Türk ve Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Bulgaristan’ın Deliorman bölgesinde, Burhanlar köyünde 1948 tarihinde dünyaya geldi. Babası Yunus Efendi, komünist idarenin baskılarından kaçarak 1951 yılında ailesiyle birlikte anavatana göç etti. İstanbul’da Eyüp Sultan’a yerleştiler. İlk ve orta öğrenimini bu semtte tamamladı. Lise sonrası çalıştığı işyerindeki dindar şefi vasıtasıyla yazı hayatı ve Risale-i Nur’u tanıma süreci başladı. İttihad gazetesinde başlayan yazı hayatı, 

Yeni Asya gazetesi ve Bizim Aile dergisi ile devam etti.

Kendisini geniş okuyucu kitlesine tanıtan ilk ve belki de en önemli çalışması, 1980’lerde Yeni Asya Neşriyat’tan çıkan “Genç Kızlarla Baş Başa” isimli eseri oldu. “80’ler kuşağı”nın bir nevî el kitabı haline gelen eser, yıllar içerisinde baskı üstüne baskı yaptı.

 1988 Ocak ayında yayın hayatına başlayan Bizim Aile dergisine aktif olarak katkılar sağlayan Güneş, memleket çapında çok sayıda seminer ve konferanslar verdi. Son yıllarına kadar Yeni Asya ve Bizim Aile’de, “İlham” klişesi altında; ağırlıklı olarak deneme, sohbet, hatıra, hikâye ve şiir türünde çalışmalarını sürdürdü.

 24 Haziran 2021 günü Hakkın rahmetine kavuştu. Cenazesi, 25 Nisan’da Eyüp Sultan Camii’nde kılınan namazın ardından Bahçeköy Orman Mezarlığına defnedildi. Yeni Asya Neşriyat’tan çıkan Damlalar, Demet ve “Genç Kızlarla Başbaşa” isimli kitapların yazarı olan Mü’mine Güneş (Çakır), Yeni Asya Yönetim Kurulu eski üyesi Ramazan Çakır’la evli ve 4 çocuk annesiydi. Ruhu şâd, 

Mekânı Cennet olsun.

Okunma Sayısı: 313
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı