"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eskimiş zaman ve insan

Muzaffer KARAHİSAR
04 Şubat 2020, Salı 00:05
Sabahın erken saatlerinde elinde tesbihle pencerenin önüne oturmuş, kar yağışının aheste inen uçuşlarını seyrediyordu…

Gökyüzünden zarif tüy hafifliğinde dökülen lâtif beyazlıklar iç dünyasını ferahlatıyor, yalnızlığın sıkıntılarını bir nebze bertaraf ediyordu. Dışarda sükûnetle süzülerek inen beyaz tanelere yaşlı adamın odasındaki saat, sanki ahenkli çalan musıkî resitali gibi ritim veriyordu.

Pencere pervazına konup kaçan, titrek serçe, savrulan beyaz taneler ve küçük odanın sessizliği onu yıllar öncesinin enginliklerine götürdü. Zamanın çarkları ne kadar da hızlı dönmüş, ömür dakikaları sür’atle geçip gitmişti. Köydeki ahşap evinde bahçeden sebze meyve, tarladan ambar dolusu mahsul bolluk, bereket içinde başkasına muhtaç olmadan yaşayıp gidiyordu. Herkesin sevdiği bir ailesi ve iyilikleriyle bilinen huzurlu dünyası vardı. Yıllarca her mevsimin kendine has güzelliklerini, şirin ve tatlı manzaralarını görüp geçirmişti.

Hali vakti yerinde, her zaman merhametli davranan, veren, dağıtan, infak ve ikram eden, cömert olmanın mutluluğunu yaşardı. Kış günü yeryüzü beyaz örtüsüyle kapladığı zaman çatıda güvercinler, ağaçlarda serçeler tavukların yem vaktinde avluda toplanıp serpilen ziyafetle karınlarını doyururlardı. Ağaç yetiştirmek, hayvanları sevmek, komşulara yardım elini uzatmak, yoksulları gözetmek gibi hasletleri tek tek gözünün önüne geldi. 

Duvardaki saate baktı ezana epey var, diye karın beyazlarla kapladığı dağların üzerinden ufukların sonsuzluğuna daldı. Allah’ın kudretini tefekkür etti. Tabiatın sükûnetle yaptığı zikirler ve kar örtüsü altında binlerce faydalar, hikmetler, güzellikler gizlediğini düşündü. Arkasından gelecek rengârenk bahar çiçeklerini, cıvıl cıvıl hoş nağmeleriyle canlıları, uyanan tabiatı ve haşir meydanını hatırladı.

Bu dünyada her şey fani, geçici derler ya öyleymiş! Güzel bir köy hayatı, mutlu bir aile, alın teriyle kazanç ve bolluk içinde bir hayat… İyi komşuluk ilişkileri, insanlara yapılan cömertçe ikramlar, cami avlusu sohbetleri, hayır işlerinin öncüsü, imecesi ve herkesin sevip saydığı bir insan olmanın kazandırdığı ayrıcalık, itibar ve şeref… Bunların hepsi eskimiş zaman ötesinde kalmıştı.

İhtiyarlığın, takatsiz ve mecalsizliğin bütün bedeni teslim almasıyla hayatın gri rengini gösteren soğuk çehresi… Çocukların uzaklara gitmesi, eşinin vefatı ve sonrasında kaybettikleri… Mazide kalan sevinçli, heyecanlı, mutlu günler… Sevdiği, ümit bağladığı varlık, dirlik, düzenlik; dişlinin çarkları gibi geri sarıp her şeyi ezerek bitirmişti… Yaşlı ve hasta vücudu, mecalsiz hal, yorgun gözlerle bazen ufuklara, bazen kapıya bakar duruma gelmişti. Köy evinin bahçesinde ondan ümidini kesen serçeler, çatıdaki güvercinler kalbi, kanadı kırık, boynu bükük dağılmışlardı.

Aklını meşgul eden mülâhazaları ve ruhunu saran tasavvurlarıyla belki de karın beyazlıkları gibi geçmişten kalan güzel günler, huzurlu ibadet ve nezih iyiliklerle teselli bulmaya, gönlünü oyalamaya çalışıyordu. Hasret duyduğu o eski ahşap evi, ağaçları, kuşları, kelebekleri, bahar çiçeklerini, cami avlusu sohbetlerini özlemişti… İçin, için yalnızlığı ve yoksulluğu hissediyordu. Gönlündeki pembe dünya, onu enginlerden ufukları, uzakları dolaştırmıştı. Hayaller geçmiş zamanı ayna gibi gözünün önüne serip göstermişti. Memleketin dağlarını, tepelerini, ovalarını, bozkırlarını dolaşıp gelmişti…

Oraları tekrar görür müyüm? Burada altın kafesteki kuş misali hayalleriyle, hülyalarıyla, umutlarıyla yaşayan, onca yaşlı insanlar var!.. diye içinden geçirdi. Derin bir nefes aldı, buruk bir sesle kendi kendine çoook zor! diye mırıldandı.

Dışardaki salondan, duyuru yapan anons cihazının müziği çalmaya başladı!.. “Huzurevi sakinlerinin dikkatine… Yemek saatiniz gelmiştir. Afiyet olsun…”

Okunma Sayısı: 1549
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erdal

    4.2.2020 21:47:48

    Güzel bir yazı olmuş. Allah razı olsun. Okurken duygulandım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı