"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yolun açık olsun Yeni Asya

Muzaffer KARAHİSAR
23 Şubat 2021, Salı 00:01
Anadolu toprakları üzerinde çocuk, genç, yaşlı herkese yaygın eğitim dersini ideal edinen bir gayeyi, gayreti, hidayeti ifade eden parola var:

“Gayemiz, vatan sathını bir mektep yapmaktır.” Genç yaştan itibaren o mektebin talebesi olmak nasip oldu. Yıl 1976 Yeni Asya birlikte Risale-i Nurlar’ı tanıdım. İmanlı, istikametli, ahlâk ve fazilet timsali insanların arasına katılmanın huzuru ve mutluluğu vardı içimde. 

Gençlik çağının bunalımları, şüpheleri, istifhamları ve içimdeki boşluklar, fırtınalar sükûnet buldu. Yeniden doğmuş gibi nezih duygu ve düşünceler kapladı dünyamı. Bir anda hayatıma yön veren Kur’ân hakikatleri ile İslâm’ın tahkiki iman esaslarıyla, şuurlu bir mü’min olarak yaşamaya başladım.

O yıllarda komünizmin inkârcı fikirleri ve bozuk zihniyetleri gençleri ifsat etmesine karşı Kur’ân’ın manevî tefsirleri olan Risale-i Nur Külliyatı her türlü zorluklara rağmen neşrediliyordu. Yeni Asya Gazetesi bir taraftan meşveret ve şûrâ ile pusula gibi olaylara objektif, adil ve isabetli yorumlarla gerçekleri ve doğru istikameti gösteriyordu. Bir taraftan da Nurlar’ın ışığında gençliğin ihtiyacı olan iman, ahlâk, fazilet timsali kitapları seriler halinde yayınlıyordu…  

Yeni Asya’nın hızlı, istikametli, tempolu çalışmalarının cazibesi, yazarların şevk dolu yazıları, kitapları, konferansları, herkesi heyecanlandırıyordu. Geceleri Risale-i Nur sohbetleriyle iman hakikatlerini ders almaya, gündüzleri fahri olarak Yeni Asya İrtibat Bürosunda hizmet etmeye, Yeni Asya’yı elden dağıtmaya başladım… 

Bediüzzaman’ın, “Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz.” sözünün ışığında herkes seferber olmuştu… Ben de bir şeyler yapmalıydım. 

Yeni Asya Yayınevi’nin pırlanta gibi yeni kitaplarını Afyon merkezdeki İmaret Camii önünde sergi ile tanıtmaya satmaya başladık. Birkaç sefer emniyete çağırsalar da o günün şartlarında benim için önemi yoktu. Yeni Asya’nın yazarlarının konferans, ziyaret, seminerler için gerekli organizasyonları, yüksek okuldaki arkadaşlara kitap tanıtımı gibi çalışmalar devam etti.

Bir taraftan yüksek eğitim, bir taraftan da hizmet aksiyonu içerisinde üzerimize düşen görevleri aksatmadan yapmaya çalışıyorduk. Yeni Asya Gazetesi adıma sarı renkli basın kartı göndermişti. Valilikten günlük asayiş haberleri veriliyor, açılış, tören ve programlara çağrılıyordum. 

Gazetemizin “Said Nursî ve Nurculuk Hakkında Aydınlar Konuşuyor” kitabının afişleri gelmişti. Uzun boylu bir arkadaşımla beraber, gece vakti Afyon’un bütün sokaklarına afişleri astık. İhsan arkadaşım eğiliyor, ben omzuna çıkıyorum ve tutkalladığım afişleri en yüksek yerlere asıyorduk. Vali konağının yakınlarına da asarken polis ekipleri geldiğinde, iki üç afiş kalmıştı. Karakolda kalan afişleri, tutkal kovasını alırken merdiveni sordular? Arkadaşı gösterdim! Anlatınca komiser, gülme ile ciddiyet arasında kaldı! İzinsiz afiş asmaktan merdiven altındaki hücrede gece yarısına kadar misafir olduk.

Bir hafta sonra kitap fuarı açılacaktı. Yeni Asya reyonunda yayınevinin kitap, dergi, gazete bütün yayınlarını görkemli bir şekilde dizayn ettik. Fuar açılışına Vali Bey, protokol ve dâvetliler geldi. Orada emniyet mensupları, bizi sorgulayan komiser de vardı. Basın mensuplarıyla açılış öncesi görüntü almak için önceden girip yerlerimizi aldık. 

Kitap fuarının açılışında konuşmalardan Vali Bey makası aldı, kurdeleyi tuttu. Ben dikkatleri üzerime çekmek için “Bir dakika Sayın Valim!” dedim. Fotoğraf makinesi ile 4-5 defa flaş patlatasıya kadar bekletip teşekkür ettim. Yeni Asya reyonunda ağabeyler, yeni kitapları ve Risale-i Nurlar’ı tanıtırken fotoğraflarını alıyordum. Vali Bey, daha ilgili, itinalı, dikkatli ve anlayışlı davranmaya özen gösteriyordu.   

45 yıldır okuduk, yazdık, koştuk, konuştuk. Şevkimiz, heyecanımız, aşkımız hiç eksilmedi… Hiç bocalamadık, aramız açılmadı, ayrılmadık Yeni Asya’dan. Zaman, insan ve olaylar onu hep haklı çıkardı. Kırmadı, dökmedi, okurlarını mahcup etmedi, yere baktırmadı… Allah’ın inayetiyle, nice 52. yıllara… Yeni Asya yolun ve bahtın açık olsun…

Baki, sanki Yeni Asya için söylemiş: “Baş eğmeziz edânîye dünyâ-yı dûn için / Allah’adır tevekkülümüz itimadımız.”

Okunma Sayısı: 2437
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Feyzullah Ayhan

    23.2.2021 10:00:14

    Gençlik yıllarımdaki (1968)hissiyatım depreşti yazınızı okuyunca. Yeniden o eski günlerdeki cevvaliyetin, heyecanın içimde kıpır kıpır ettiğini duyar gibi oldum teşebbüs ettim heyhat..." Günde bir taşı binayı ömrümün düştü yere"hakikati beni durdurdu. Neydi o günler ki hergün gazetemizi almak için km gidiş 5 km geliş yol yürürdük. Hey genç kardeşlerim bundan böyle bayrağı sizler dalgalandıracaksınız. Allah, daha nice yıllar hizmet etme cehd ü gayretini nasip etsin inşaallah, yolunuz açık bahtınız yaver olsun kardeşler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı