"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Leyl Sûresi ve Halid b. Said

06 Ağustos 2012, Pazartesi
Yüce Allah Hz. Ebu Bekir’in (ra) dine, imana ve Kur’ân’a hizmetini, elindeki servetini ve malını bu yolda harcamasını, fakir ve kimsesiz köleleri alarak azad etmesini överek Leyl Sûresi’ni inzâl buyurdu:

“Bismillahirrahmanirrahim.
Yemin olsun her yeri kaplayan geceye ve ağaran güne ve kudreti ile bunları yapana! Yemin olsun erkeği ve dişiyi yaratana! Sizin işleriniz ve kabiliyetleriniz ayrı ayrıdır. Kim Allah’ın dinini tasdik eder, günahtan kaçınır ve bağışta bulunursa biz ona her zorluğu kolaylaştırırız. Onu da hayırlı ve kolay olan din yoluna sokarız. Kim de kendini dinden ve imandan müstağnî görür, dine olan ihtiyacını hissetmez de dini yalanlar ve cimrilik ederse biz de ona Cehennem yolunu kolaylaştırırız. Cehenneme girdiği zaman ona dünyadaki kazancı, malı ve evlâdı faydasızdır.
İnsanlığa doğru yolu gösteren biziz. Ahiret de bizimdir, dünya da bizimdir. Sizi alev saçan Cehennemden sakındırmak için Peygamberimizi (asm) ve Kur’ân’ı rahmet olarak gönderdik. O Cehenneme ancak Allah’ın dinini inkâr eden ve hak yoldan yüz çevirenler girer.
Allah’ın dinini inkârdan sakınan, iman eden ve Allah’a isyandan kaçınan, malını Allah yolunda harcayarak günahtan uzak duran kimse ise Cehennemden uzak tutulur. O hiç kimseye minnet etmeden, verirken karşılık beklemeden sırf Allah rızasını arayarak verir. Allah da ona öyle mükâfatlar verecektir ki o zaman da o Rabbinin vereceği bu mükâfattan razı olacaktır.”1
Peygamberimiz (asm) kendisine nazil olan bu sûreyi akşam evinde toplanmış bulunan sahabelerine okudu ve Hz. Ebu Bekir’e (ra) yazdırdı. Sonra Peygamberimiz (asm) Hz. Ebu Bekir’e (ra) dönerek “Bu sûrede yüce Allah seni övmekte, dinin düşmanı olan cimri Übeyy b. Halef ve benzerlerini de yermektedir” buyurdu.
Sonra Peygamberimiz (asm) dünyanın ahirete hazırlanma yeri olduğunu, imanın yolunun sonu cennete, küfür yolunun sonunun ise cehenneme çıktığını anlattı. Dünya malının veriliş amacının da Allah’ın rızasını kazanmak olduğunu belirtti. Bir Müslümanın üç mühim vazifesinin olduğunu, birincisinin Allah’ın birliğine inanmak, öldükten sonra dirildiği zaman hesabını düzgün vermek ve Allah’ın elçisine uymak ve son olarak da Allah rızası için fakiri, yetimi ve yoksulu kayırmak olduğunu ifade etti ve daha pek çok nasihatlerde bulundu.
     
HÂLİD B. SAİD’İN (RA) MÜSLÜMAN OLMASI
Halid bin Said bin Âsî b. Ümeyye bir gece rüyasında büyük bir ateş uçurumunun kenarında durduğunu, babasının onu ateşe atmaya çalıştığını, Resulullah’ın (asm) kendisini belinden tutarak ateşten kurtardığını gördü. Dehşetle uyandı.
Rüyasını Hz. Ebu Bekir’e (ra) anlattı. “Zannedersem bu gerçek bir rüyadır” dedi. Hz. Ebu Bekir (ra) de Peygamberimizin (asm) insanları gelecekte girecekleri cehennem ateşinden kurtardığını anlattı. Peygamberimize (asm) gelen âyetlerden ve sûrelerden okudu. Beraberce Peygamberimizin (asm) yanına gittiler. Peygamberimizi (asm) evinde bulamadılar. Hz Hatice (ra) Peygamberimizi (asm) Ciyad mevkiinde bulabileceklerini söyledi. Oraya gittiler. Hz. Ali (ra) ile beraber buldular. Hz Halid rüyasını anlattı ve “Ya Muhammed, sen insanları neye dâvet ediyorsun?” dedi.
Peygamberimiz (asm): “Ben insanları ‘Lâ İlâhe İllallah’ demeye, Allah’ın birliğine, şeriki ve naziri olmadığına, her şeye kadir olduğuna, her şeyi yarattığına inanmaya, taştan ve ağaçtan yapılan ve hiçbir şeye gücü yetmeyen putlardan yardım istenmesine ve saygı duyulmasına karşı çıkmaya dâvet ediyorum” buyurdular.
Bunları dinleyen Hâlid b. Said “Lâ İlâhe İllallah” diyerek iman etti.2
Hz. Hâlid okuma yazma bilen, Arap edebiyatına vakıf ender gençlerden olup zengin ve asil bir aileye mensuptu.
Halid’in Müslüman olduğunu öğrenen babası Said (Ebu Uhayha) Müslüman olmayan çocuklarını onun üzerine saldı. Evine gelince de elindeki deyneği ile üzerine yürüdü. Döverek deyneği üzerinde kırdı. “Sen atalarının dinine ihanet eden ve ilâhlarımıza hakaret eden Muhammed’in dinine nasıl girersin?” diyordu. Halid ise: “Vallahi Muhammed doğru söylüyor ve doğru yapıyor!” deyince Ebu Uhayha büsbütün öfkelendi, sövdü-saydı ve “Ey zelil! Yaramaz! Defol git. Sana ekmek-aş yok!” diyerek evinden kovdu.
Halid: “Benim rızkımı sen değil, Allah veriyor. Rabbim bana her yerde rızık verir!” diye mukabele edince, oğullarına dönerek: “Yakalayın ve hapsedin!” diye emretti. Yakaladılar. Bir odaya tıktılar. Sonra götürüp kızgın çölde harabe bir örene bağladılar. Aç ve susuz bırakarak eski dinine dönmesini beklediler. Halid bir gün Allah’ın yardımı ile bir şekilde oradan kurtuldu. Habeşistan’a hicret edene kadar babasına görünmedi. Peygamberimizin (asm) yanından ayrılamadı. Kur’ân-ı Kerimi yazarak ve yeni Müslüman olanlara öğreterek kendisini Allah’ın dinini öğrenmeye ve öğretmeye adadı. Gizlice hanımı ile görüşerek onun da Müslüman olmasını sağladı. Sonra beraberce Habeşistan’a gittiler. Kardeşi Amr ve hanımı da Hâlid’in gayreti ile Müslüman olan ilk sahabelerdendir.

Dipnotlar: 1- Leyl Sûresi, 92:121. 2- İbn-i Saad, Tabakat, 4:99.

M. Ali KAYA

Okunma Sayısı: 1169
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı