"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nurun vücut mertebeleri

20 Ağustos 2011, Cumartesi
NUR AYETİNİN TEFSİRİ M. ALİ KAYA
“Nure’n-Nur”, “Küllü’l-Envâr” ve “Hâlıke’n-Nur” olan Allah’ın bir ismi de “Nur”dur. Allah nurunu yokluk zulmetine serpince varlık nuru zuhur etti. Göze göre nur, eşyanın inkişafıdır. Akıl nuru ise “Mele-i A’lâ”da olan meleklerin cevherlerini ve eşyânın mana ve mahiyetini kavrar ve görür. Ona “vahiy nuru” aydınlık verir.
Allah insana verdiği “akıl nuru” ile insanı yeryüzünün imar ve tamirine görevlendirdi. Bu nedenle Allah insanı halife yaptı ve eşyayı onun emrine vererek yeryüzünün imar ve tamirine muktedir kıldı. Her şeyi emrine verdi. (Bakara, 2:29-30; Hud, 11:61) Akıl nuru ile yeryüzünün nizamı ve insanlığın idaresi zuhur eder. Bu nedenle halifelik mahlukât üzerinde idarecilik yetkisidir. (Nur, 24:55; Neml, 27:62; Bakara, 2:30)
Her şeyin mülk ve melekût yüzleri Allah’a çevrilmiş olduğu için “Siz nereye yönelirseniz Allah’ın vechi oradadır.” (Bakara, 2:115) Bu sırrı anlayan havastır. Vahdeti anlayanlar kesreti ortadan kaldırmış olurlar. Kesretin ortadan kalkması ile “urûç” da söz konusu olamaz. Aşağı, yukarı, a’lâ ve esfel olmaz. Bunlar ancak insana ve insan gözüne ve anlayışına göredir. Arif-i billâh için ise “takarrub” yoktur, “kurbiyetin inkişafı” vardır. Bu hakikati yüce Allah “Ben kulumun gözü, kulağı ve konuşan dili olurum” (Buhari, Rikak, 38) hadis-i kudsisi ile ifade etmiştir. Başka hadiste “Kulum ben hastalandım, neden ziyaretime gelmedin” (Müslim, Birr, 43) hadisi ile mecazen ifade etmiştir. Kurbiyetin inkişafı bir noktada Allah’ın esmasının tecellisi olan mahlûkatına değer verdiğini ve varlığın da esmaya mazhariyetle değer kazandığını, varlığın böylece bir hakikate dayandığını, hayal ve hakikatsiz olmadığını göstermektedir. Bu da “vahdet-i vücud” mesleğinin nakıs bir mertebe ve meslek olduğunu göstermektedir.
Kul dünya semasında yükselir. Zira aklın seması budur ve akıl bu semada cevelan eder. Yedi tabakadan geçerek “halâik” semasına ve miracın son noktasına yükselir. Dünya semasında bulunan bu yedi tabakaya “Ferdâniyet” denir. Ferdaniyetten sonrası “Vahdaniyet” semasıdır. Bundan sonra “Esma ve Sıfat” aynasından geçilir ve “Zat” ile müşerref olunur. Peygamberimizin (asm) “Allah Âdemi Rahman suretinde yarattı” (Buhari, İsti’zan, 1: Müslim, Birr, 115) hadisi bunu açıklar. Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bu hadisi “Allah insanı Rahmetine en kamil manada mazhar etti ve insan Rahman ismine tam bir ayine olacak surete yaratıldı” (Sözler, 2004, s.27) şeklinde açıklamıştır. Aksi “Hiçbir şey onun misli gibi değildir” (Şura, 42:11) âyetine aykırı olurdu.
Okunma Sayısı: 988
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı