"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sessiz yakarışların yolculuğu

Saliha KALINOĞLU
01 Ağustos 2025, Cuma
Dua, sadece insanın değil, tüm kâinatın ortak dilidir.

Gözle görünmeyen bir çekirdeğin toprağa düşüp ağaç olma yolculuğu bile bir nevi duadır. İçinde taşıdığı niyetle, Hâlık’ına “Beni bir ağaç yap” demesidir. Çünkü kâinatın her hareketi, her işleyişi, kendini Yaratan’a yönelen bir duadır.

İnsan ise bu büyük duanın şuurunda olan tek varlıktır. Aczini, fakrını bilir. Yetersizliğini ve çaresizliğini fark ettikçe Rabbine yönelir. Çünkü dua, kulun kendi zayıflığını kabul ederek Rabbin sonsuz kudretine teslimiyetidir. Abd, dua ile hem hâlini arz eder, hem de ibadet etmiş olur. Zahiren bir dilek gibi görünse de, duanın asıl faydası âhirete bakar. Dünyevî sonuçlar hemen gerçekleşmese de “Dua kabul olmadı” denilmez. Belki sadece "Henüz vakti gelmedi" denilir.

Resul-i Ekrem Efendimiz’in (asm) hayatı da duanın en yüksek mertebesini gösterir. Onun kulluğunun ruhu, duaydı. Öyle ki, sadece insanlar değil, gökler, yerler ve bütün mahlûkat onun duasına amin demiştir. Dua onunla zirveye çıkmış, onunla kâinatın sesi olmuştur.

Ve insan... En sıradan ihtiyacı için bile Rabbine döner. Meselâ midesi, bekâ ve yaşamak arzusu ile bir lokma rızık için dua eder. Bu gizli dua karşılıksız kalmaz. O mideyi işiten, duayı kabul eden bir Kudret Eli, binlerce çeşit rızıkla o çağrıyı cevapsız bırakmaz. Peki, bu kadar küçük bir ihtiyacı kabul eden bir Rab, insanlığın en büyük duası olan “bekâ” duasını cevapsız bırakır mı? Elbette bırakmaz. Cennet, işte o bekâ duasının cevabıdır. Ahiret, insanın ebedîliği arzulayan kalbine verilen rahmettir.

Her dua bir yakarıştır. Her yakarış bir yöneliştir. Ve her yöneliş, Allah ile kul arasındaki o görünmez bağı güçlendirir. Dua sadece istemek değil, bağ kurmaktır. Hatırlamaktır. Teslim olmaktır  bir yakınlaşmadır. Kul bilir ki, fısıltı gibi çıkan o iç sesi, gökleri titreten bir Kudret tarafından işitilmektedir. Yalnız değildir; derdine derman olacak, hâlini görecek, rahmetiyle sinesini saracak bir Zat’ın huzurundadır. Ve bu fark edişle kalbinde bir huzur doğar, içini hafifleten bir sekinet yayılır. Ve  Artık sadece dili değil, kalbi de konuşur: “Elhamdülillâhi Rabbi’l-âlemîn…”

Kaynakça: Mektubat

Not: Yapay zekâ destekli yazılmıştır.

Okunma Sayısı: 510
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı