Meclis’in yasama yetkisi ve denetim işlevinin dışlanmasıyla zaten “hibrit/melez kötü demokrasiler”den “otoriter rejimler” arasına düşen Türkiye, demokrasi ve hukukta hep geriye gidiyor.
Mâlum Meclis tatile girmeden önce en son Türkiye topraklarındaki madenleri, yüzlerce yıllık zeytinlikleri uluslararası yabancı şirketlerle yerli yandaş taşeronlarının tâlânına açan “sömürge maden yasası” bütün ikazlara rağmen komisyon ve Genel Kuruldan apar topar geçirildi.
Muhalefetin başta Anayasa Mahkemesi ve AİHM’in “hak ihlâlleri”ni, âdil yargılamayı esas alan, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili hiçbir önergesi kabul edilmemiş.
Hâsılı, çöküşteki ekonominin düze çıkmasına, vergi ve gelir adâletine, dar gelirlinin, çalışanın, emeklinin, esnafın, çiftçinin durumunun düzeltilmesinden vergi kaçakçılığı, rüşvetle, hırsızlıklarla, kamu malını partizanca yandaşlara peşkeş çekmekle ayyuka çıkan yolsuzluklara dair muhalefetin bütün öneri ve teklifleri de “iktidar cephesi”nce gözü kapalı görüştürülmedi.
Sonuçta,15 Temmuz bahaneli “OHAL darbesi”nin ardından tek imza ile çıkarılan “Saray KHK’leri”yle Meclis’in yasama yetkisi açıkça by pass edildi, ediliyor…
Hâsılı, yürütmenin yanısıra yargının ve yasamanın “tek kişilik hükûmet”e bırakıldığı “totaliter rejim”de millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in hiçbir hükmü kalmadı, kalmıyor.
TESBİT
Yolsuzluklar, terör saldırıları soruşturulmadı
Dünden bugüne “iktidar cephesi”nin Meclis’te reddettiği demokratik muhalefetin kanun tekliflerinin, araştırma ve soruşturma önergelerinin reddiyle vahamet açığa çıkıyor.
Bunların başında muhalefetin bütün ısrarlarına rağmen “depreme karşı tedbir alınması, deprem toplanma alanlarının tespiti, eksikliklerin giderilmesi”ne ilişkin önergeleri geliyor.
Meselâ 1999’da büyük can kaybı verilen Marmara depreminin yaralarının sarılması için çıkarılan “deprem vergisi”yle toplanan 75 milyar paranın, salgında toplanan onlarca milyarın nerelere gittiğinin hesâbı verilmedi. Yüz binlerin vefat ettiği 6 Şubat depremleri için 213 televizyon ve 562 radyoda “bağış şov”da söz verilen 115 milyar liranın akıbeti araştırılmadı.
Yine 40’ı polis 47 kişinin şehit olup, 242 kişinin yaralandığı Beşiktaş saldırısı şehidlerinin âilelerine toplanan 52 milyon liranın önce nerelere aktarıldığı; özellikle AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran 2015 seçimleri ile 1 Kasım arasında yüzlerce vatandaşla güvenlik görevlisinin şehid edildiği Diyarbakır, Suruç, Sultanahmet, Ankara Gar, askerî servis araçları ve Kızılay katliamı terör saldırılarındaki ciddî istihbarat ve güvenlik zafiyeti sorgulanmadı.
Bu arada ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleri, Cumhurbaşkanının yakındığı “faiz lobisi” ile “Man Adaları Belgeleri” de Meclis’te ele alınmadı.
Keza “mafya-devlet-siyaset ilişkileri”, “kara para’ aklamanın yaygınlaşması, uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığı, suçların engellenmesi araştırma ve soruşturmaları da engellendi.
En vahimi de günlerce söndürülemeyip on binlerce hektar ormanı kül eden yangınların araştırılıp soruşturulmasına iktidardakilerce “izin verilmemesi.” Ve 78 vatandaşın vefat ettiği Kartalkaya yangınında sorumluların yargılanmasına Turizm Bakanlığı’nın “izin” vermemesi.
SÖZÜN ÖZÜ
“İstibdatta şahıs kanunu keyfine tâbi edebilir”
“Meşrûtiyetin (demokratik cumhuriyetin) sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir, istibdâdın esâsı, kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbi edebilir.”
Bediüzzaman, (Münâzarât, s. 84-85)