Bir iki gün de olsa erken dünyaya gelen birileri, hemen bunun tadını değişik şekilde çıkarmaya kalkar.
‘Büyük demişse, bitmiştir…! gibi bir hasta ruh hali çıkar gelir ortaya. Kimse de, ‘Büyük, ne demiştir?’ demez. Hasta ruh halli büyüklerin olabileceğini kimse hesaba katmaz. Böylece, ‘Şunu şöyle yap, bunun böyle yap, tamam mı!’ gibi baskılamalar sürüp gider. Hele bir de değişik ortamlarda kasılarak, ‘Şu şöyle olur, bu böyle olur…’le damara dokunarak,ruhu inciterek bir şeyleri yaptırmak, için için mutlu eder birilerini. Bir taraf incinirken, bir tarafın mutlu olması ne kadar da acıdır.
Asıl tehlike, bu tür nezaketsiz emirler, eğer dine ait ibadetleri kapsıyorsa, vah insandaki o din duygusunun haline! ‘Haydi bakalım namaza, haydi bakalım bir kıldırıver; tesbihat yok mu, ya sonunda sûre, bir de bir ders dinleyiverelim...’ gibi, rızasız direktifler, bütün bütün kutsî heyecanını kaybettiriverir. Yani okuya okuya, kıla kıla Allah’tan duygu olarak uzaklaşmak ne kadar da tehlikelidir.
Allah için olunca güzel olan şeyler, birilerinin şefkatsiz isteklerini karşılamak söz konusu olunca, o güzel kavram yerini başka bir şeye bırakıyor. Ve sonra sonra o namaz saatleri, o namaz içindeki gerekler, nefis ve şeytanın da beslemesiyle rahatsızlık vermeye başlar. Zamanında namazlı olup, bir zaman sonra camiden cemaatten kaçar hale gelen güzelim evlâtların hayatlarına bakılsa, biraz yakından dinlenilse, kim bilir; nice arabozucular, kaba davranışlarla, Rabbi ile o kişi arasına girmiş ve o fıtrî muhabbetler, zımnî adavetlere dönüşmüştür. Evet, hep böyle değildir. Ama ‘Hani benim babam da imamdı, dedem de müftülük yapardı’cılar var ya, işte onlar, dikkatlice dinlense, Allah’ı ile araya giren nice veballilere rastlanacaktır.
Tıpkı arabozucu insanlar gibi. Hakikat-i halde iyi olan insanlar birileri araya hasta şekilde girince, araları bozuluyor. Bu da öyle, fıtrat bozulmasa, hiçbir insanın yaratıcısı ile arasında bir kavgası olmaz. Ama işte olumsuz örnekler ya da olumsuz aracılar her şeyi alt üst ediyorlar. Dünyaya önce gelmenin, önde yürüyen olarak vebali, o büyük olma duygusunun verdiği hazdan çok daha ağırdır. Bir yanlışın öncüsü olan ya da bir yanlış duygunun ekilmesine sebep olan, kendi yaşadıklarından çok daha ağır bir hayat vebalini de omzuna almış demektir. Yaşı büyüklere duyurulur!