Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 06 Temmuz 2006

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Murat ÇETİN

İtiraf



Suçluyuz, kabul. Kabul etmesek de, “yasal olarak”, daha doğrusu “hakimin vicdanî kanaatine göre” kabul.

Öğretmen olsak, “İşte öğrencilerimizi buna emanet ediyoruz” daki “bu” zamiriyiz.

Güvenlik gücü olarak görev alsak, “Canımızı kime teslim ettiğimize iyi bakın” manşetindeki fotoğrafız.

Maliyeci, gazeteci, öğrenci, futbolcu olduğumuz ihtimaline göre, siz de benzer cümleler kurabilirsiniz. Tavsiye ederim, “isim-şehir-hayvan” oynamaktan daha zevklidir.

Belki seviliriz etrafımızda. “Vatandaşlar” şikâyetçi değildir, hatta memnundur bizden. Ama manşetlerde, kimi köşe yazılarında, bazı haber sütunlarında hazzedilmez bizden.

Sadece manşetler değil, bilmem kaç sayılı kanunla değişik bilmem kaç sayılı kanunun bilmem kaçıncı maddesinde de sevilmeyiz.

Kimi zaman “halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden”, kimi zaman “Anayasal düzeni değiştirmek isteyen”, kimi zamansa —lafı dönüp dolaştırmadan—“terörist” sayılan sanıklarız.

Tüm teröristliğimize rağmen, asla silâh kullanmayız; kurşunumuz yoktur, kurşun kalemimizden başka. Hatta bilgisayar kullanan, internete giren, hackerlık yapmadan sanal âlemde at koşturan az buçuk “modern” insanlarız.

Yazar ve konuşuruz. “Suça konu olan” mühimmatımız yazı kupürlerimiz, konuşma kasetlerimiz ve bant kayıtlarımızdır.

Ne ima ettiğimize, ne kastettiğimize, ne demek istediğimize, -Amerikan filmlerinin bozuk tercümesindeki gibi “bunu demek istediğine emin misin?” diye bile sorulmadan- başkalarının karar verdiği bir garip teröristleriz.

Klişeleri sevsek; resmî tarihe, resmî görüşe, resmî olan daha pek çok şeye karşı sorgulayıcı olmak gibi tuhaf huylarımız olmasa, yine de iyi insanlarız.

Kadınsak, kıyafetimize dair modern olmayan bir şeyler vardır; erkeksek, içkinin —tadı dahil—hiçbir şeyinden anlamayarak çizeriz karizmamızı.

Ama aslında hiçbir sorun çıkmayacaktır, her şey yolunda gidecektir. Ah bir de, yazma işte, sus artık deyip, dinletebilsek kendimize…

Yazmayıversek, susuversek, sormayıversek, “Hı hı” deyip başımızı sallayıversek, ne var sanki…

Evet suçluyuz, kabul “yasak olarak”, dahası “hakim kanaate göre” mahkûmuz.

06.07.2006

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (04.07.2006) - İlk cümle

  (29.06.2006) - Meselâ...

  (26.06.2006) - Yeni bir gün başlayacak yarın sabah, eyvallah!

  (20.06.2006) - “Hiç..” günü

  (15.06.2006) - Ruh anti-toksidanları

  (13.06.2006) - Ağlama efekti

  (12.06.2006) - Ey devlet, bize yeni yasaklar koy!

  (06.06.2006) - Beyaza dair karalamalar

  (01.06.2006) - Masmavi gökyüzü

  (30.05.2006) - Senin fethin nedir?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004