Kurban bayramında bayramı bayram yapan, bizi sevinçlere gark eden nice noktalar var.
Herşeyden önce kestiğimiz kurbanlar, bize Hz. İbrahim’i ve oğlu İsmail’i kurban etme vaadini hatırlatıyor. O çok sevdiği biricik evladını Allah’a söz verdiği için kurban etmek üzere yatırmış, bu samimiyeti ve vefası sebebiyle Cenâb-ı Hak, Cebrail’le bir koç gönderip oğlu yerine onu kurban etmesini istemişti.
Kurban yakınlık, yaklaşmak anlamına gelir. Allah’a mânen yaklaşmanın, Ona itaat ve sevginin canlı bir şahididir. Kul, kestiği kurbanla, Allah için canın yongası olan malını tereddütsüzce fedâ edebileceğini göstermektedir. Âdetâ mü’min o kurbanla cimriliği, Allah’a götürmeye engel olan herşeyi kesip atmakta, Ona mânen yaklaşmaya çalışmaktadır. Bağlılığını, sevgisini, itaatini, takvasını bir kere daha göstermekte, Onun rızası için herşeyi yapabileceğini ispatlamaktadır.
Bayram günleri ise kardeşliğin, sevginin, yardımlaşma, dayanışma ve kaynaşmanın en güzel ve canlı örneklerinin sergilendiği günlerdir. Dünyada bulunuşunun şuurunda olan bir ruh bayramı bayram yapmasını bilir.
Bayram kendini nefsin arzularına, zevk ve eğlenceye bırakma günleri değil, İlâhî zikre ve nuranî tefekkürlere dalarak gaflet bulutlarının dağıtma anlarıdır.
Bayram günleri akraba, arkadaş, dost ziyaretleriyle zenginleşirken, yekvücut olmanın antremanlarıyla kuvvetlenir.
Büyüklerin sevgisinde küçükler geniş bir dünya bulurken, büyükler küçüklerin büyük ruhunda masumiyetlerinin mırıltılarını dinlerler. Evler, sokaklar, meclisler hürmet ve muhabbet meltemleriyle dolar. Böylesi bir atmosferde kalbler öylesine rahatlar ki, âdeta kanatlanıp uçmaya başlar.
Irak, Filistin, Afganistan olmak üzere dünyanın değişik kesimlerinde acı ve ızdırap içerisinde hayatları zindana döndürülen, ezilen, inleyen, buna rağmen mücadele ruh ve azmini yitirmeyen, maddeten ve mânen destek bekleyen mü’minlerin ızdıraplarını ruhunda hissetmek ise bayram sevincindeki aşırılıkları gemler. En azından hüzünlü bir dudakla kardeşlerine duâ gönderme ihtiyacını hisseder.
Bayramlarda gerçekleştirilen mezarlık ziyaretlerinde ise zinde ruhlar kendilerini bulurlar. Asıl mekânları ve ebedî yurtlarına bir basamak olan mezarlar, fânî âleme gönül kaptırmanın mânâsızlığını haykırırken, aslî vatan için hazırlık yapmanın lüzumunu hatırlatır. Bu tip aldatmaz gerçeklerle yüzyüze kalan insan bayramda nasıl olur da taşkınlıklara girebilir?
Kısaca bayram geçmişiyle, şimdisiyle, geleceğiyle bütünleşebilen ruhların güzel duyguların tatlı bir terennümünden ibarettir.
Bayramı bayram yapan sır kimliğini taşıyabilme, kişiliğini koruyabilme, kendini bilebilmektir.
01.01.2007
E-Posta:
[email protected]
|