Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Nimetullah AKAY

Kendimiz ve çevremiz



Geçmişte yaşayan insanlara artık diyebileceğimiz bir şey yoktur. Ölümle bu dünyadan ayrılan insanlara hitap edip de neler anlatabiliriz ki? Ama bugün dünyamızda yaşamakta olan insanlara söyleyebileceğimiz çok şey olmalı.

Bana ne, diyerek insanların varlıklarını ve yaşantılarını göz ardı edemeyiz. Çünkü o insanlarla aynı dünyayı paylaşıyor, aynı havayı teneffüs ediyor, aynı Güneşin ışınlarından istifade ediyoruz. Dolayısıyla tanıyalım, tanımayalım yeryüzünde yaşayan bütün insanlarla ortak noktalarımız bulunmaktadır.

Elimizden gelirse ve sesimizi duyurabilirsek dünyanın koca insanlarına veya zavallılarına söylemek istediğimiz çok şey bulunmaktadır. Sadece bizim değil, belki onların da bize söyleyebileceği çok şey vardır.

Dünya hanında misafir bulunan herkes, diğer insanları kendi âlemine davet etmek ister. Vurmadan, kırmadan, şiddet uygulamadan yapılan bütün davetler meşrûdur. Herkes mutlaka davetini yapmalı, insanlarla konuşmalı, onlarla ortak bir dünya kurma denemesini hayatına geçirmelidir.

Bu dünyadan çıkıp başka bir gezegende yaşama imkânımız olmadığına göre, sadece insanlarla da değil, dünyadaki bütün varlıklarla gönül birliğinin yollarını aramalıyız. Çünkü bize hayat veren Yaratıcımız yeryüzündeki bütün varlıkları da yaratmıştır. Onlarla aynı dünyayı paylaştığımız gibi, Rabbimiz de birdir.

İnsanlar dışındaki mahlûkatı da Rabbimizin birer mührü olarak kabul ediyor ve onların faaliyetlerini alkışlıyoruz. Çünkü onlar vazifelerini hakkıyla yapmaktadırlar. Onlar Kâinatın Rabbine tam olarak itaat etmektedirler. Onlara söyleyebileceğimiz bir şey yoktur. Buradaki görevimiz yaratılan bin bir çeşit mahlukata bakarak Rahim olan Rabbimizin bu mükemmel sanat eserlerini düşünmek ve Ona ibadetimizi daha da arttırmaktır.

İnsanlar olan hemcinslerimize ise imkânımız olursa söyleyebileceğimiz çok şey bulunmaktadır. Öncelikle onların insanlıklarını hatırlatmak isteriz. Ondan sonra da bu dünyaya niçin geldiklerini, neler yapmakla mükellef olduklarını söylemek isteriz karşılaştığımız insanlara. Bazıları bizi dinlemek istemese de, bizi dinleyebilecek insanları bulmamız zor olmayacaktır. Yeter ki bizler birilerine bir şeyler hatırlatma ihtiyacını hissedelim.

Kendimizi tanımakla ve hatta Rabbimizin emirlerini yerine getirmekle yetinmeyerek, sahip olduğumuz güzelliklerden çevremizdeki insanların da istifade etmesi için yapabileceğimiz çok şey vardır şüphesiz.

Bizde samimane bir şekilde gerçekleri anlatma arzusu olursa, mutlaka birileri bizi dinleme ihtiyacını hissedecektir. Bizde ecrini sadece Rabb-i Rahimden bekleyen bir niyet olursa, mutlaka niyetimize lâyık güzelliklere imza atma imkânı bizlere bahşedilecektir.

Biz insanların en büyük düşmanı olan nefsi aşmamız gerekir. Gurur ve kibrin dünyamızda meydana getirecekleri yıkıntılara engel olabilirsek, dışımızda da bir çok dünyaları yıkıntılardan kurtarmamız mümkün olabilecektir.

“Niyet-i hâlisa” silahını kuşanmamız gerekir. Bu silahla şeytanları ve içimizdeki temsilcilerini rahatlıkla mağlup edebilme imkânımız olacaktır. Kendimizi ve nefsimizi yok sayabilirsek, bir çok insanla birlikte varlıklar âleminde filiz vermemiz mümkün olacaktır.

“Nefs-i emmâre” engelini aşmak büyük bir başarıdır. Bu başarıyı elde etmediğimiz takdirde hamlığımız devam edecek ve pişip olgunlaşmış bir insan olmamız mümkün olmayacaktır. Dört bir yanımızdan bize hücum eden düşmanlarımız vardır. Nefsimiz ve şeytanlar uyumuyor. En zayıf anlarımızı kollayan ve hiç uyumayan bu düşmanlarımız her an saldırmaya hazır bir şekilde durmaktadırlar.

Önce nefsimize, sonra da hemcinslerimize söyleyebileceğimiz çok şey olmalıdır. Bizleri dünyaya çağıran bütün dailere hakikatler âleminden haber vermemiz gerekmektedir. Hayat kadar ölümün de gerçek olduğu gerçeğini defalarca hatırlamamız ve hatırlatmamız gerekmektedir. Samimi bir yaklaşım ve halis bir niyet hareket noktamız olursa çok şey başarabiliriz…

NOT: Mübarek Kurban Bayramınızı tebrik eder, bayramların bizler için gerçeklere ulaşmanın başlangıcı olmasını Rabbimden dilerim.

01.01.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (26.12.2006) - Zihinlerdeki karmaşa

  (25.12.2006) - Zamanın bitmeyen fitneleri

  (18.12.2006) - Kaleme yemin olsun

  (12.12.2006) - Tabular ve tabucular

  (11.12.2006) - Sadece dünya için çalışanlar

  (05.12.2006) - İman zaafı en büyük mesele

  (04.12.2006) - Yağmurdaki rahmet

  (28.11.2006) - Gurur yaftası

  (27.11.2006) - Ölüm kavuşmaktır

  (21.11.2006) - Yine aldı düşünceler

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri

Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004