Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Kötülükle muhatap olunca



Birisine bir iyilik yapmışsanız, o da size yeri ve zamanı gelince mukabelede bulunur, iyiliğinizi karşılıksız bırakmaz.

Peki, ya bir hakkınız çiğnenmişse?

Hakkınızı aramak hakkınız. Ancak hakkınızı ararken haksızlık yapma hakkına da sahip olmadığınızı bilirsiniz.

Peki, ya, “İnsanlar iyilik yaparsa biz de iyilik yaparız. Haksızlık yaparlarsa biz de haksızlık yaparız” diyenlere ne demeli?

Bir defa bu, İslâmın telkin ettiği ahlâk anlayışı değil.

Çünkü mü’min iyiliklerin, güzelliklerin adamıdır. İyilik, güzellik ve faydalı olmak için vardır. Başkaları haksızlık yapsa da hakkını aramanın ötesinde haksızlık yapmaya yeltenmez. Haksızlığa haksızlıkla karşılık vermez. O halde “İnsanlar iyilik yaparsa biz de iyilik yaparız. Haksızlık yaparlarsa biz de haksızlık yaparız” anlayışı İslâmî değil. Hatta Resûl-i Ekrem (asm) böyle yapmayı kişiliksizlik olarak niteler ve böyle anlarda yapmamız gerekeni de şöyle ögütler: “Kendinizi, insanlar iyilik yaparsa iyilik yapmaya, kötülük yaptıklarında da haksızlık yapmamaya alıştırın.”1

Kanunun vereceği ceza dışında kişinin kendi başına kısasa yeltenmesinin İslâmla ilgisi yok.

İslâm “Kötülüğe kötülük her kişinin kârı / Kötülüğe iyilik er kişinin kârı” anlayışını telkin ediyor.

Birgün birisi Resûlullaha gelip, “Ya Resulallah,” dedi. “Benim bir kısım yakınlarım var. Ben onların ziyaretlerine giderim, fakat onlar bana gelmezler. Ben onlara iyilik yaparım, fakat onlar bana kötülük yaparlar.” Allah Resûlü (asm) buyurdular ki: “Eğer dediğin gibiyse sen onlara kızgın kül yediriyorsun demektir. Sen böyle devam ettikçe Allah da sana yardım eder.”

Demek İslâm ahlâkı kötülüğe kötülükle mukabele etmeye müsaade etmiyor. Aksine kötülüğü iyilikle defetmeyi emrediyor. Bir âyette açıkça mü’minlerin özellikleri sayılırken kötülüğe iyilikle karşılık vermek sûretiyle onu giderdiklerine dikkat çekilir.2 Başka bir âyette de “Kötülüğü iyilikle def et” buyurulur. “Bir de bakarsın ki aranızda düşmanlık bulunan kimse candan bir dost oluvermiştir” denilir.3

Demek bu İslâmî terbiyeyle yangına körükle değil, suyla gitmenin yolu gösterilmiş oluyor. Kötülüklerin önü başka nasıl alınır, iyilikler nasıl hakim hâle gelir, dünya nasıl cennete döner?

Dipnotlar: 1. Tirmizî, Birr: 62. 2. Ra’d Sûresi: 22. 3. Fussilet Sûresi: 34.

07.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.02.2007) - Hırstan ölmek

  (05.02.2007) - Sonsuz saadet uğruna

  (04.02.2007) - Daha iyiye, daha güzele

  (03.02.2007) - “Saadet mülkü”ne oturabilmek

  (02.02.2007) - Peygamber evi

  (01.02.2007) - “Kanaat et, şâhâne yaşarsın”

  (31.01.2007) - Ne mutlu o kimseye!

  (30.01.2007) - Ne kadar dindarız?

  (29.01.2007) - Bugün Aşûra Günü

  (28.01.2007) - Allah’ı nasıl tanımalıyız?

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004