Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 04 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Daha iyiye, daha güzele



Bektaşiye sormuşlar: “Niçin namaz kılmıyorsun?” diye. “İstek yok” demiş.

Doğru. Her şey istekle, arzuyla oluyor. Adamın içinden gelmiyorsa en leziz yemeği bile yemez.

Sabah namazına kalkmakta zorlanan çocuğun birisi babasına, “Babacığım, bir horoz alsan da beni sabah namazına uyarsa” demiş. Babasının verdiği cevap çok ibretli: “Yavrucuğum, horoz senin içinde olmalı. İçinde olmadıktan sonra dışardan öten horozun ne önemi var!”

İnsan kendini sabah namazına kaldırmaya kurmuyorsa, saatin çalmasının da faydası olmaz. Saat çaldığında kapatır, yine uyumaya devam eder. Ama insan kendini namaza kurmuşsa gece yarısı teheccüde de kalkar, sabah namazına da kalkar. Beş-on kuruş para kazanma uğruna gün doğmadan işe koşan insanların sabah namazına ilgisiz kalmalarının asıl sebebi de bu değil midir? İnsan önem ve değer verdiği işin peşine düşer.

Namazda kişinin kendini Allah’a vermesindeki sırda da aynı gerçek gizlidir. Namaza konsantre olan insan namazdayken dünyayla ilgili bütün bağlarını koparır. Allah’ın huzurunda olduğunu hissettiği anda Besmele çekince şeytanın kaçtığı gibi bütün vesvese ve vehim sisleri birdenbire dağılıverir.

Adamın biri İmam-ı Azam’a gelip, “Ey imam!” demiş. “Namazda hep develerim aklıma geliyor. Bir türlü ibadetin zevkine varamıyorum. Siz daha fazlasına sahip olduğunuz halde bunu nasıl başarıyorsunuz?” diye sormuş. Demiş ki o büyük imam: “Ben namazdayken develerimi ahıra bağlarım, kalbime değil.”

Allah’ın huzuruna çıktığımız halde hâlâ o huzurda dünya kalbimize bağlı ise bunun Allah’a karşı büyük bir saygısızlık olduğu açık değil mi? Herşey kudret elinde olan Allah’ın huzurunda Ondan başka şeyleri düşünmek elbet büyük bir saygısızlıktır.

İnsan daima gelişme, ilerleme, olgunlaşma gayreti içindeyse bunun yollarını bulacak, sebeplerine sarılacak ve sonuçta hedefine ulaşacaktır.

Ama insan kendini yeterli görüyorsa nasıl gelişecek?

O halde her şeyin tekâmül ettiği bir kâinatta insan tekâmül basamaklarında ilerlemeyi; hergün bir açığını, bir eksiğini gidermeyi, bir mükemmeli yakalamayı kendine gaye edinmelidir.

Hedefte insan-ı kâmil olma olunca insanın ulaşamayacağı hangi hedef olabilir?

Büyükler bulundukları makamlara gayretleriyle ulaştılar.

04.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.02.2007) - “Saadet mülkü”ne oturabilmek

  (02.02.2007) - Peygamber evi

  (01.02.2007) - “Kanaat et, şâhâne yaşarsın”

  (31.01.2007) - Ne mutlu o kimseye!

  (30.01.2007) - Ne kadar dindarız?

  (29.01.2007) - Bugün Aşûra Günü

  (28.01.2007) - Allah’ı nasıl tanımalıyız?

  (27.01.2007) - Kur'ân'ı anlamak için

  (26.01.2007) - İbret alınırsa

  (25.01.2007) - Geçmez akçe

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004