Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 08 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

En büyük mutluluk



Molla Güranî birgün seçkin talebesi istikbalin Fatih’ine sormuş: “Sence dünyanın en büyük mutluluğu nedir?” diye. Dahi talebe de, “İnsanın hem mahrum, hem de muhtaç olduğu şeye kavuşmasıdır hocam” diye cevap vermiş.

İhtiyaç duyup da mahrum kaldığımız, elde edemediğimiz nice nimetler var. Bunlara kavuşmak gerçekten bizim için en büyük mutluluk.

Elsiz ayaksız bir insan için el, ayak; gözsüz bir insan için göz, deli için—faraza bilebilseydi—akıl, müzmin bir hastalığa yakalanan için sağlık, parasız pulsuz bir insan için para ne kadar büyük bir ihtiyaç ve bunlara kavuşmak da o kadar büyük bir mutluluk.

Herbirimizin değişik arzu ve emelleri var. Ne var ki imtihan sırrı gereği kimilerine bu dünyada kavuşamıyoruz, kimilerini de Cenâb-ı Hak ihsan ediveriyor.

Arzularımıza kavuşmak bizi mutlu eder şüphesiz. Ama iştiyakla istediğimiz ve elde ettiğimiz birşey bizi geçici bir süre mutlu etse de hakkımızda hayırlı olup olamayacağını da bilemiyoruz.

Böylesi nimetlere kavuşanları kıskanmak da gerekmiyor. Eğer kişi o nimetlerin hakkını verebiliyorsa onu değil kıskanmak, tebrik ve takdir etmek gerekir. Hakkını veremiyor, sorumluluğu altında eziliyorsa ona değil imrenmek ve kıskanmak, ancak acımak gerekir. “Dışı seni yakar, içi beni yakar” kabilinden nice şaşaalı konumlarına rağmen mutlu olamayan insanlar var.

Onun için biz Rabbimizden daima hakkımızda hayırlısını isteriz ve biliriz ki, “Hayır Allah’ın murat ettiğindedir.” İlmi sonsuz olan Allah bizim ısrarla isteyip durduğumuz o nimetin bizim hakkımızda hayırlı olup olmayacağını daha iyi bilmekte, ona göre vermekte veya vermemektedir. Allah’ın takdirine rıza gösteren insan çalışır çabalar, Allah ne ihsan etmişse “Demek hakkımda hayırlısı buymuş” diye şükreder; ihsan etmediğinde de isyan etmez, yine “Hayırlısı buymuş” diye sabreder.

Hazineleri sonsuz olan, yoktan yaratan, ihsan, ikram ve lütfu bol olan Allah’tan elbetteki isteyeceğiz. Hayırlısıyla, hakkını ödeyebileceğimiz kaydıyla isteyeceğiz. Yoksa o nimet nikmet olacak; dünya ve ahirette yük getirecekse istemeyeceğiz.

Sonra onca nimete sahip olup da onların kıymetini bilebiliyor, hakkını ödeyebiliyor muyuz ki daha büyüklerini istemeye yüzümüz olsun?

Cenâb-ı Hak bazı nimetlerden bazı kullarını mahrum bırakarak aslında bizlere ihsan ettiği bu nimetlerin anlam ve değerini hissetme, şükretme dersi de vermiş oluyor.

08.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (07.02.2007) - Kötülükle muhatap olunca

  (06.02.2007) - Hırstan ölmek

  (05.02.2007) - Sonsuz saadet uğruna

  (04.02.2007) - Daha iyiye, daha güzele

  (03.02.2007) - “Saadet mülkü”ne oturabilmek

  (02.02.2007) - Peygamber evi

  (01.02.2007) - “Kanaat et, şâhâne yaşarsın”

  (31.01.2007) - Ne mutlu o kimseye!

  (30.01.2007) - Ne kadar dindarız?

  (29.01.2007) - Bugün Aşûra Günü

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahaddin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004