Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Mehmet KARA

Vitrin tamam da...



Türkiye seçimlere adım adım yaklaşırken ortalık tozduman.

Ankara’da yaşanan 6 kişinin ölümü ve 100’den fazla kişinin yaralandığı bombalı saldırı kafaları allak bullak etti. Güneydoğu’da terör olaylarının artmasından sonra artan şehit cenazeleri yürekleri dağlıyor. Ateş düştüğü yere yakıyor. Bütün bunlar arasında Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Emekli Orgeneral Edip Başer’in gazetelerde çıkan açıklamalarından sonra görevinden alınması zihinlerdeki soruları arttırıyor.

Bu karışıklık içinde partiler de seçim çalışmalarını yürütüyorlar. Partiler, 4 Haziran’da YSK’ya teslim edilecek adaylarını belirlemeye çalışıyor. Bütün partiler “vitrin” telâşına düşerken, vitrine alınan isimler şaşkınlık uyandırıyor. Bir dönem sağ partilerde etkin yerlerde olanlar sol partilerden, sol partilerde yöneticilik yapanların sağ partilerden aday olmalarını millet şaşkınlıkla izliyor.

Kendisini “muhafazakâr-demokrat” diye tanımlayan partilerin soldan vitrinine kattığı isimlere “seçim bildirgeleri”ni hazırlatacağı haberleri milletin kafasını daha da karıştırıyor. Bundan önce gömlek değiştiklerini söyleyenlerin bu seçimde de gömleğini değiştireceği gözleniyor. Bunun sebebinin “kendisini bir yerlere kabul ettirmek” mi, yoksa “merkez partisi olduğunu ispatlamak” için mi olduğu merakla takip ediliyor. Hem de seçim öncesi kapatma gibi senaryoların konuşulduğu bir ortamda…

Vitrinini zenginleştirmeye çalışan partilerin henüz bir program ortaya koymamaları ise ibretlik.

* * *

Seçimlere iki aydan daha az bir süre kalmışken, 16 Mayıs’ta görev süresi dolan Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in anayasa paketini imzalamada son günü beklemesi de bu karışıklığı ve belirsizliği artırdı. AKP’nin, veto edilebilecek, Anayasa değişikliği yasa teklifi için yeni senaryolar düşündüğü kulislere yansıyor. Bugün Anayasa Komisyonunda, yarın da TBMM Genel Kurulu’nda aynen geçirerek Köşk’e göndermesi plânlanıyor. Bu normal gözüken bir durum…

Ancak, Başbakan Erdoğan’ın TÜSİAD’ın toplantısında Sezer’in veto edebileceğini hesap ederek, “Demek ki, cumhurbaşkanının da ön kabulü var. O da halkın seçmesine ve 5+5’e karşı” diyerek tepki göstermesi ve paketin bölünerek yeniden görüşüleceğinin kulislerde konuşulması soruları arttırıyor. Çünkü böyle bir durumda, Cumhurbaşkanı tekrar görüşülmek üzere geri gönderebilir. Bu durumda 22 Temmuz’a yetişmesi neredeyse imkânsız gözüken paketin akıbeti iyice çıkmaza girer. Paketin Meclis’ten geçmesinde tam destek veren Erkan Mumcu da, “inşallah şakadır ”diyerek tepkisini dile getiriyor. Bu girişimler, “Maksat üzüm yemek mi, bağcı dövmek mi?” sözünü hatırlatıyor.

Bir başka sıkıntıda yasada 120 gün olan takvimin kısaltılıp kısaltılmayacağı konusu. Bu süre kısaltılmazsa, halk oylaması Eylül’ün sonlarını bulabilecek.

AKP’de bu konuda kafalar karışık. Nitekim TBMM Başkanı Bülent Arınç, yeni Meclis oluştuktan sonra cumhurbaşkanının Meclis tarafından seçilerek referandumun ertelenebileceğini veya Meclis’in cumhurbaşkanı seçmeyerek doğrudan referanduma gidilebileceğini söyleyerek karışıklığı dillendiriyor.

CHP’nin gerginliği arttırıcı girişimlerinden sonra baştan beri süreci iyi götüremeyen hükümet için bu konudaki tavrı “samimiyet testi” olacak.

Peki, 22 Temmuz’a yetişmez ve yetiştirilemezse ne olur?

Kulislere göre, toplantı yeter sayısının 184 olduğuna ilişkin Anayasa değişikliği gerçekleşmezse, yeni dönemde cumhurbaşkanlığından önce Meclis Başkanlığı seçiminde sıkıntı olur. Çünkü Meclis Başkanı da cumhurbaşkanı ile aynı şartlarda seçiliyor. İlk 2 oylamada 3’te 2, üçüncü oylamada yarıdan 1 fazla, dördüncü oylamada ise en çok oy şartı ortada duruyor. Şimdi soru şu: Başkanını seçemeyen Meclis, cumhurbaşkanı seçebilir mi?

Böyle bir durumda ise, son aylardaki karışıklık, seçimden sonra da artarak devam eder.

* * *

Bu aşamada vatandaş “Hayırlısı ile şu seçim olsa da taşlar yerli yerine otursa” diye duâ etmeye başladı.

Bunca senaryonun tartışıldığı bir ortamda Türkiye, seçim sürecini de, yeni cumhurbaşkanı seçme konusunda da demokrasiye yakışır olgunlukla halletmeli. Son aylarda büyük yara alan demokrasimiz daha fazla yara almamalı.

26.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.05.2007) - Rövanş

  (19.05.2007) - CHSC cephesi

  (13.05.2007) - “Yeter, söz milletindir”

  (12.05.2007) - Halktan korkmak niye?

  (08.05.2007) - Ankara nefes aldı, huzur buldu

  (06.05.2007) - Vekâlet...

  (05.05.2007) - Söz millette

  (02.05.2007) - Belirsizlik

  (29.04.2007) - Yeni bir süreç mi?

  (28.04.2007) - Meclis'te tarihî gün

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004