Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Polisin işsiz kaldığı bir ülke



“Bugün kendi eşyamla yol arkadaşım olan eski bir Macar subayının eşyasını nakletmek için bir köylünün yol arabasını kiraladım. Sandıklar, port-mantolar, denkler, paltolar, kürkler, atkılar hep açıktaydı. Buralarda yatak hayal dahi edilemezken, gece üstüne uzanmak üzere biraz kuru ot satın almak isteyince son derece nazik bir Türk bana refakat teklifinde bulundu. Köylü de öküzlerini koşumdan çıkarıp bizi bütün eşyamızla beraber sokağın ortasında bıraktı. Ben onun uzaklaştığını görünce, ‘Burada birisi kalmalı!’ dedim.

Yanımdaki Türk hayretle sordu: “Niçin?”

“Eşyalarımızı beklemek için.”

Müslüman Türk şu cevabı verdi: “A! Ne lüzumu var. Eşyalarınız bir hafta gece gündüz burada kalsa bile dokunan olmaz.”

“Ben bu sözü kabul ettim ve döndüğümde her şeyi yerli yerinde buldum.”

Bu hatıra 19. yüzyılda Osmanlı ülkesine gelen bir İngiliz seyyahın Daily-News gazetesinde yayınlanan mektubundan bir bölüm. Seyyah mektubunda, “Bu olay bütün Londra kürsülerinden Hıristiyanlara ilân edilmelidir; içlerinden bazıları rüya gördüklerini zannedeceklerdir: Artık uykularından uyansınlar!” demeyi de ihmal etmez.

Bu satırlara 1855 yılında Paris’te yayınlanan La Truquie Actuelle isimli eserin 329-330. sayfalarında yazar A. Ubicini yer veriyor. İsmail Hami Danişmend de tercüme etmiş.1

A. Ubicini İngiliz seyyahın “Rüya göreceklerini sanacaklar” dediği hatıralarına yer verdiği bölümde şu cümleleri eklemeyi de unutmamış: “Bu muazzam payıtahtta [başşehirde] herkesce malûm namaz saatlerinde dükkânını açık bırakıp gittiği ve geceleri evlerin kapıları alelâde bir mandalla kapatıldığı halde, senede yalnız dört hırsızlık vak’ası bile olmaz. Ahalisi sırf Hıristiyanlardan meydana gelen Galata ve Beyoğlu’nda ise hırsızlık ve cinayet vak’aları duyulmayan gün geçmez.”

Şu satırlar da ünlü seyyah A. de la Motraye ait: “Hırsızlık İstanbul’da son derece nadirdir. Ben Türkiye’de takriben on dört sene kaldığım halde, bu müddet zarfında hiçbir hırsızın orada ceza gördüğünü işitmedim.”2

Hatıralarında Türklerin o kadar dürüstlük gösterdiklerini, hayran kalmaktan kendilerini alamadıklarını ifade eden III. Ahmed döneminde Türkiye’de bulunan Fransız general Comte de Bonneval, hırsızlığın Türklerde âdetâ meçhul olduğunu söyler.3

Ne dersiniz, dün böyleydik. Bugün ne hâle geldik? Nelerimizi kaybettik dersiniz?

Dipnotlar:

1. Eski Türk Seciyye ve Ahlâkı, s. 20-21. 2. Ag.e.e., s. 14. 3. A.g.e., s. 16.

03.12.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.12.2007) - Geleceğin Türkiye’si

  (01.12.2007) - Başörtüsü yasakçılığındaki çarpıklıklar

  (30.11.2007) - Başarıyı cezalandırmak

  (29.11.2007) - Örnek ticaret

  (28.11.2007) - Bu haksızlığa dur diyen yok mu?

  (27.11.2007) - Rahmetten uzak kalmak

  (26.11.2007) - Allah’ın gazabını celbetmek

  (25.11.2007) - Kazancın bereketlisi

  (24.11.2007) - Doğunun kurtuluşu

  (23.11.2007) - Terörü alt ederken

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri