Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 13 Ocak 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Kısa... Kısa...



Abdullah Bey:

*"Kur'ân-ı Kerim'de Allah'ın güneşe, aya, zeytine ve değişik şeylere yemin ettiğini görmekteyiz. Allah başlıca hangi şeyler üzerine yemin etmektedir ve bunun hikmetleri nelerdir?"

İnsanoğlu tarih boyunca konuşmalarına ve sözlerine kuvvet vermek, muhatabını ikna etmek, sözlerinin doğruluğuna güvenilmesini istemek ve bunu sağlamak için yemini kullanmıştır. Yani yeminli ifadeler kullanmak insanoğlunun yabancısı olduğu bir üslûp değildir.

Kur'ân, âlemlerin Rabb'i sıfatıyla Allah'tan, kullarına gelen İlâhî kelâmlar mecmuâsıdır. Bizim fikir, algılama ve anlayış seviyemize inen Kur'ân-ı Hakîm'in, âyetlerinde ve beyanlarında yeminli ifâdelere yer vermesi de, bizim algıladığımız biçimde anlaşılırlığını, ciddiyetini ve sözlerinde hilâfı olmadığını sağlamak içindir. Cenâb-ı Hak, âyetlerini yeminle bazen teyit etmiş ve kuvvetlendirmiş; bazen de bir takım varlıkları yemin konusu yaparak değerine ve kıymetine işaret etmiş ve dikkatleri bu varlıklara çekmiştir.

Cenâb-ı Hak bizzat Kendi ismi üzerine yemin ettiği gibi1; peygamberlerine2, peygamberlerin yaşadığı veya vahyin geldiği beldelere3, meleklere4, Kur'ân'a5, kıyamet gününe6, kâinatta var olan önemli varlıklar üzerine, meselâ kaleme7, gökyüzüne8, güneşe9, aya10, geceye11, sabaha12, kuşluk vaktine13, ikindi vaktine14, yıldıza15, havaya16 ve bitkilere17 yemin etmiştir.

Bu yemin ifadeleriyle insanların âyetlere olan iman ve güvenlerini temin etmek, âyetleri kuvvetlendirmek, önemli varlıklar ve nesneler üzerinde tefekküre teşvik etmek, önemli nimetleri hatırlatmak; Kur'ân'ın, Kur'ân'ın verdiği haberlerin, kıyamet gününün, âhiret gününün, öldükten sonra dirilişin, sorgunun, Cennetin ve Cehennemin hak olduğu konusunda insanları iknâ etmek ve bunlarda muhtemel şek ve şüpheyi ortadan kaldırmak gibi hikmetleri ilk plânda tesbit etmek mümkündür.

***

İzmir/Bornova'dan okuyucumuz:

*"Kur'ân'da Allah'ın peygamberleriyle bire bir konuştuğu ile ilgili âyet var mıdır? Varsa nelerdir?"

Cenâb-ı Hak, Mütekellimdir. Yani konuşandır, kelâm, söz ve beyan Sahibidir. Peygamber görevlendirmek ve vahiy göndermek sûretiyle kelâmıyla ve konuşmasıyla insanlara istikamet veren Cenâb-ı Hak'tır.

Cenâb-ı Hak, şu âyetlerde Kendi Zat'ının kelâm ve söz Sahibi olduğunu beyan buyurmuştur:

* "Size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir kısmı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonra bile bile onu tahrif ediyorlardı."18

* "Onlar Allah'ın sözünü değiştirmek isterler."19

* "Puta tapanlardan birisi sana gelirse, onu kabul et. Tâ ki, Allah'ın kelâmını dinlesin."20

Cenâb-ı Hak, Hazret-i Musa'nın (as) Tur dağında vahye mazhar kılınışını ve Allah'ın kelâmına muhatap oluşunu şöyle beyan buyurur:

* "Musa tayin ettiğimiz vakitte gelince, Rabb'i onunla konuştu."21

* "Ey Musa! Seni gönderdiklerimle ve konuşmamla insanlar arasından seçtim."22

* "Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık. Bir kısmını ise sana anlatmadık. Allah, Musa ile gerçekten konuştu."23

Cenâb-ı Hak, peygamberlerin bir kısmı ile konuştuğunu şu âyette de beyan eder:

* "İşte bu peygamberlerden bir kısmını diğerlerinden üstün kıldık. Onlardan bir kısmı ile Allah konuştu ve derecelerini yükseltti."24

Şu âyet de Cenâb-ı Hakk'ın konuşmasının keyfiyeti hakkında bilgi vermektedir:

* "Allah bir insanla ancak vahiy sûretiyle veya perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderir; izniyle dilediğini vahy eder."25

Dipnotlar:

1- Hicr Sûresi, 15/92; 2- Yâsîn Sûresi, 36/1; 3- Tûr Sûresi, 52/1-3; Beled Sûresi, 90/1; 4- Sâffât Sûresi, 37/1; Nâziât Sûresi, 79/1-2; 5- Vâkıa Sûresi, 56/77;Tûr Sûresi, 52/2; 6- Kıyâmet Sûresi, 75/1; 7- Kalem Sûresi, 68/1; 8- Burûc Sûresi, 85/1; Târık Sûresi, 86/1; 9- Şems Sûresi, 91/1; 10- Şems Sûresi, 91/2; 11- Leyl Sûresi, 92/1; 12- Fecr Sûresi, 89/1; 13- Duhâ Sûresi, 93/1; 14- Asr Sûresi, 103/1; 15- Necm Sûresi, 53/1; 16- Zâriyât Sûresi, 51/1; 17- Tîn Sûresi, 95/1; 18- Bakara Sûresi, 2/75; 19- Fetih Sûresi, 48/15; 20- Tevbe Sûresi, 9/6; 21- A'râf Sûresi, 7/143; 22- A'râf Sûresi, 7/144; 23- Nisâ Sûresi, 4/164; 24- Bakara Sûresi, 2/253; 25- Şûrâ Sûresi, 42/51.

13.01.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (11.01.2008) - Bir milyar kilometrekarelik bir yörüngede yol almak

  (10.01.2008) - Rüyalarımız ve yorumlarımız

  (09.01.2008) - Fitn

  (08.01.2008) - Affedildiğimizi anlamak

  (06.01.2008) - Allah korkusu

  (05.01.2008) - Kısa... Kısa...

  (04.01.2008) - Kardeşlik ibadeti

  (03.01.2008) - Kâinatın nabzını tutan altı gün

  (02.01.2008) - Fal ve falcılık

  (01.01.2008) - İhlâs Sûresi

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri