Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Ecel birdir, değişmez



Bir hadis-i şerifte buyurulur ki: “Cenâb-ı Hak bir kulun ecelini bir yerde takdir etmişse, orada onun için bir ihtiyaç çıkarır, onu oraya doğru sevk eder.”1

Hz. Hüseyin’in eceline doğru gidişinde de aynı hakikati görüyoruz. Kufe yolunda Mukatil Oğulları köşküne geldiğinde bir rüya görüyor Hz. Hüseyin. “İnnâ lillâh… Biz Allah’tan geldik ve Ona dönüyoruz” meâlindeki âyeti okuyor ve rüyayı öldürüleceklerine yorumluyor.

Bunun üzerine oğlu Ali, “Babacığım biz hak bir dâvâ üzerinde değil miyiz? Allah sana kötü birşey göstermez” diyor, Hz. Hüseyin (ra) de, yeminle, “Biz hak dâvâ üzerindeyiz” diye karşılık veriyor. Oğlu, “Babacığım, öyleyse biz bu yolda ölüp gitsek de gam değil!” diyor, o da oğluna duâda bulunuyor.

Evet, önemli olan hak yolda olmaktı. Ve nihayet tasalı, mihnetli, belâlı yer anlamına gelen Kerbela’ya geliyorlar ve orada mukadder, yürekleri, vicdanları sızlatan acı son gerçekleşiyor.

Yedi yaşında bir çocukken Hz. Hüseyin, Cebrail’le birlikte görüşmekte iken Efendimizin (asm) yanına girmişti. Resûl-i Ekrem (asm) onu kucağına aldı, öptü, sevip okşadı. Onun bu sevgisini gören Hz. Cebrail, “Onu çok mu seversin?” diye sormuş, Allah Resûlü de (asm), “Evet” diye cevap vermişti. “İyi amma, ümmetin onu öldürecektir” dedi Hz. Cebrail. “Demek onu öldürecek olanlar mü’minler ha!” “Evet.” Hz. Cebrail, “İstersen sana onun öldüreleceği yeri de göstereyim” demiş, Efendimiz de (asm) “Olur” deyince Cebrail oradan getirdiği ıslak, kızıl bir toprağı Peygamberimize (asm) vermiş, Ümmü Seleme Validemiz de onu elbisesinin eteğine koymuştu.2

Hz. Ali’nin Sıffîn’a giderken Fırat kıyısında mataracasına “Biraz dur” demiş ve başından geçen bir olayı anlatmış: “Birgün Resûl-i Ekremin (asm) yanına gitmiştim. Gözlerinden yaşlar boşanıyordu” diyor. Kendisini bu derece ağlatan bir şey mi olduğunu sorduğunda, “Evet, biraz önce Cebrail yanımdaydı. Hüseyin’in Fırat kıyısında şehit edileceğini haber verdi. Onun toprağından sen de koklar mısın?” dedi. “Evet dedim” diyor, “Bir avuç toprağı uzattığında da gözyaşlarıma hâkim olamadım” diyor Hz. Ali.3

İşte Hz. Hüseyin bu olaydan tam elli sene sonra Hîcrî 61. yılda şehitliğe yükseleceği bu kızıl topraklara doğru koşuyordu adetâ. Maksadı istibdadı önlemek, hürriyet-i şer’iye gibi yüce bir gayeyi gerçekleştirmek, Emevîlerin ırkçılığa dayalı siyasetleri yerine İslâm kardeşliğini yerleştirme uğruna şehitliği yakalamaya doğru koşmuş, bütün gelişmeler onu o noktaya götürmüştü.

Bediüzzaman Hazretleri, “Eğer denilse bu kadar haklı ve hakikatli olduğu halde, neden muvaffak olmadı. Hem neden kader-i İlâhî ve rahmet-i İlâhiye fecî bir akibete uğramasına müsaade etmiş?” şeklindeki iki sorudan birincisine Hz. Hüseyin’in yakın taraftarlarında değil de cemaatine katılan sair milletlerde, yaralanmış millî gururları sebebiyle Arap milletine karşı bir intikam fikri içinde bulunduğunu, bunun da Hz. Hüseyin ve taraftalarının sâfî ve parlak mesleklerine halel verip, mağlubiyetlerine sebep olduğunu belirtiyor.

İkinci soruya, yani kader noktasından feci âkibetin hikmetine ise daha önce dikkat çektiğimiz gibi Hz. Hasan ve Hüseyin’in geçici dünya saltanatı yerine parlak ve sürekli mânevî saltanata lâyık ve aday olduklarını söylüyor.4

Sıradan valiler yerine evliya aktaplarına merci olmak kadar üstün bir makam düşünülebilir mi?

Dipnotlar:

1- Camiü’s-Sağir, 1:232.

2- Müsned, 1:85.

3- Müsned, 3:242.

4- Mektûbât, s. 58-59.

15.03.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.03.2008) - Kader hükmedince

  (13.03.2008) - İstibdada karşı

  (12.03.2008) - Sadıklarla yalancılar

  (11.03.2008) - Vefasızlığın böylesi

  (10.03.2008) - Gerçeği haykırmak

  (09.03.2008) - Allah’ın rızasına ermek

  (08.03.2008) - En hayırlı insanlar

  (07.03.2008) - İmanın tadına ermek

  (06.03.2008) - Hizmet aşkı

  (05.03.2008) - Adalet terazisini düşününce

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri