Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Mayıs 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Cevat ÇAKIR

Dağı, taşı ağaçlandıralım



Yukarıdaki ifadeler Çevre Bakanına ait. “Betonlaşmaya inat yeşil İstanbul” projesi kapsamında İstanbul’daki bir törende bu ifadeyi kullanmış. Ayrıca Hz. Muhammed’in (asm) “Yarın kıyametin kopacağını bilseniz, elinizde fidan varsa dikiniz” hadisini de hatırlatarak “Bizde ağaç sevgisi çok az, ağacı sevmemiz lâzım” demiş.

Gerçekten, günümüzde altı bin yerde kullanılan ağacın değerini bilmiyoruz. Bilmediğimiz için de yeterli ağaç sevgisi yok. Sevgi ve bilgi olmayınca ağaç sadece yakılan bir ‘odun’ olarak görülüyor. Böyle olunca da ‘eli baltalılar’dan kurtulamıyoruz. Nitekim yurdumuzda çıkan orman yangınlarının yüzde 99’u insanlar tarafından ve bunun da yüzde 42’sinin de kasten yapıldığı ifade ediliyor. (1)

Ağaç sevgisinin temelinde, onların da ibadet yapıyor olmalarının anlaşılması çok önemli bir konudur. Kur’ân-ı Kerim’de “Gövdesiz bitkiler ve ağaçlar da Allah’a secde ederler”(2) diye buyurulmaktadır. Hz. Ebu Bekir savaşta askerlerine şu emri vermiştir: “Hurma ağaçlarını sökmeyiniz ve onları yakmayınız. Hiçbir meyve ağacını kesmeyiniz.”(3) Said Nursî Hazretleri evinin önündeki çınar ağacı için, “Ben bu çınar ağacını Yıldız Sarayına değişmem, bu çınar benim için 1000 altından kıymetli” demiştir.(4)

Halifesini tayin etmek isteyen Sümbül Efendi bir gün müridlerini etrafına toplar ve onlara şöyle der: “Kim dergâhı en iyi şekilde süslerse, onu benim yerime halife yapacağım.” Bunun üzerine müridlerinden her biri, çeşitli çiçekler toplayarak bir köşeyi süslerler. Yalnızca içlerinden biri, Merkez Efendi, sadece kurumuş bir çiçek koparıp getirerek bir köşeyi de o süsler. Etrafa göz gezdiren Sümbül Efendinin gözü Merkez Efendi’nin köşesine takılır. Sonra ona sorar, “Herkes yemyeşil çiçekler getirirken sen niçin kuru bir çiçek dalı getirdin?” Merkez Efendi şeyhine şu cevabı verir: “Efendim ibadet halinde olan yeşil çiçekleri ibadetlerinden alıkoymak istemedim. Bu ibadetini bitirmiş olduğundan bunu getirdim.” (5)

Ağacı koruma noktasında ‘dün’le ‘bugün’ü bir kıyas yapacağız. 1940 ila 1986 yılları arasında 36 bin orman yangını meydana gelmiş. Bununla 1.5 milyon hektar orman alanı yok olmuş, bu da ormanlarımızın yüzde 6’sının yok olması demek. Bu yangınların yüzde 42’sinin de kasıtla yapıldığını dikkate aldığımızda çok kötü bir sonuç ortaya çıkmaktadır.

İngiliz kadın seyyah Lady Craven, “Türklerin tabiat güzelliklerine o kadar hürmetleri vardır ki, eğer bir ağaç bulunan yere ev yapacak olurlarsa, damlarının en güzel ziyneti saydıkları bu ağaca kâfi gelecek bir boşluk bırakırlar. İşin doğrusunu isterseniz, güzel bir ağaçlıkla mukayese edin de, sonra bana Türklerin haklı olup olmadıklarını söyleyin” demiştir.

Dr. Brayer de, İstanbul’daki anılarından bahsederken şunları söylüyor: “Bir gün bir Hıristiyan hastamın bahçesinde gezinirken ailesinin kalabalıklaşmış olduğundan bahsederek, evine bir daire daha ilâve etmek istediğini, fakat beş altı ağaç yıkmak icap ettiği için arzusunu yerine getirmesine mani olan müşkil bir vaziyet içinde bulunduğunu söyledi ve sözüne şöyle devam etti: ‘Bu ağaçların mevcud olduğunu Müslüman komşularımın hepsi biliyor ve hepsi her gün görüyor. Şimdi bunların yerine ev yaptırdığımı görecek olurlarsa, neden ağaçları yıkmaya cü’ret ettiğimi gelip benden sorarlar ve beni hakir görürler ve rezil ederler. Müslüman Türklerin asırlardan beri gölgesinde dinlendikleri bu güzel tabiat mahsullerine karşı besledikleri hürmet sayesinde Türkiye’de altı, sekiz ve hatta on kadem kutrunda çınarlar vardır.” (6)

Bir de bu günü düşünmeli…

Dipnotlar:

1. Çevre Bilimleri, 47; 2. Rahman Sûresi, 6; 3. İslâm ve Ekoloji. 80; 4. Son Şahitler, 459; 5. İslâm ve Ekoloji, 87; 6. a.g.e, 97

12.05.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (27.04.2008) - Ekmek savaşı

  (18.02.2008) - Yağmur duâsından kar duâsına

  (24.01.2008) - Dumancıların vay haline

  (06.01.2008) - Köyümüzün kedileri

  (25.12.2007) - Bir kazakla 27 yıl

  (11.12.2007) - Millî ağaçlandırma seferberliği

  (29.09.2007) - Duman avcısı Mahmut

  (25.08.2007) - Barajlar otlak olurken

  (15.06.2007) - Mukaddes temizlik emri

  (30.05.2007) - En makbul ikram

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT