Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 07 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kazım GÜLEÇYÜZ

Gerçek demokrasi



Evvelce asker tarafından deruhte edilen darbe yapma işinin son dönemde yargıya devredildiği konuşulur ve tıpkı asker gibi yargının da eleştiriden kesinlikle haz etmeyen duruşu her fırsatta açığa vurulurken, gelişmiş Batı demokrasilerinde durum çok farklı.

TCK’nın hakareti cezalandıran 301 ve 125. maddeleri, yargı kurumlarına ve mensuplarına yönelik en sıradan eleştirileri dahi susturmak ve cezalandırmak için harıl harıl işletiledursun...

Ve yargıya intikal etmiş konularda, kamuoyuna mal olduğu halde ya baştan yayın yasağı konularak veya bir yasak olmamasına rağmen “yargılama sürecini etkileme” suçlaması ile açılan soruşturma ve dâvâların ardı arkası gelmezken...

Yahut Anayasa Mahkemesinden çıkan bir karar sonrasında herkesin, bütün kurum ve bireylerin hiç tartışmadan ve itirazsız o karara uymak mecburiyetinde oldukları iddia edilirken...

Batıdaki durum çok farklı.

Meselâ Amerikan filmlerinde hep görüyoruz:

Öyle dâvâlar oluyor ki, kamuoyunda aylarca tartışılıyor; taraflar oluşuyor; mahkemenin şu veya bu istikamette karar alması için kampanyalar açılıyor; açık hava toplantıları ve gösteri yürüyüşleri tertipleniyor; pankartlar taşınıyor; lehte veya aleyhte bütün fikirler açık bir şekilde sonuna kadar dile getirilip kıran kırana tartışılıyor.

Bütün aşamalarında halkın bilgi ve katılımına açık olan yargılama sonunda verilen karar bir kesimin adalet duygusunu zedelediği takdirde, bu da açık ve özgür bir şekilde dile getiriliyor.

Verilen karar eleştiriliyor, tartışılıyor, sonraki aşamalarda da aynı dikkat ve duyarlılıkla takip ediliyor, kararın istenen yönde düzeltilmesi amacıyla kamuoyu oluşturma ve iz sürüp yeni deliller bulma çabaları aralıksız sürdürülüyor.

Ama hiç kimse kalkıp da bütün bunlarla yargılama sürecine müdahale edildiği ve mahkemenin etkilenmeye çalışıldığı gibi bir suçlamaya yeltenmiyor. Aksine, yargı sürecinin kamuoyu katılımına bu derece açık olması ve şeffaf bir süreçte yürümesi demokraside ulaşılan merhalenin ifadesi ve tezahürü olarak yorumlanıyor.

Şu günlerde yine Amerika’da konumuzla çok yakından ilgili enteresan bir gelişme daha oldu.

California eyaletinde eşcinsel evliliğine izin veren bir kanunun yüksek mahkeme tarafından da onaylanması üzerine harekete geçen insanlar, düzenlemeyi referandum yoluyla iptal ettirmek için 700 bine yakın imza topladılar. Şimdi nihaî kararı referandum yoluyla halk verecek.

İşte gerçek demokrasi bu. Son söz halkın.

Öteden beri söylenir: Amerika’nın dünyadaki politikaları, tamamen sömürü ve hegemonya odaklı. Ama kendi içinde uyguladığı sistem, tıpkı Avrupa gibi, zaman içinde farklı kesimlerin çatışma ve mücadeleleriyle varılan uzlaşmalar sonucu, etap etap geliştirilerek bugünkü şekline getirilen, bilhassa birey hak ve özgürlüklerinin iyice yerleşip özümsendiği bir demokratik sistem.

Gerçi 11 Eylül, bu sistemin dışarıdan gelen Müslümanlar açısından ciddî şekilde zedelenmesine yol açtı, ama yine de bina edildiği temeller sağlam olduğu ve özellikle yerli Amerikan halkına bakan yönüyle büyük ölçüde ayakta durduğu için, başarıyla işlemeye devam ediyor.

Tabiî, kapitalist sistemden kaynaklanan hastalıkların ve manevî çözülmenin getirdiği sorunların bu demokrasiyi de içten içe çürütüyor ve çökertiyor olması, hadisenin ayrı bir vechesi.

Ahlâksızlığın, eşcinsel evliliği yasalaştıracak kadar gemi azıya alması ve üstelik bu durumun yüksek yargıdan vize alması karşısında toplumun “Bu iş bitti” deyip teslim bayrağı çekmek yerine, örnek bir duyarlılıkla harekete geçerek referandum yolunu açması ise, kıyamet alâmetlerinin çoğaldığı bir dünyada gelecek için ümit verici.

Amerika’nın kendi içerisinde uyguladığı demokrasiden hem toplum olarak, hem de sistem olarak almamız gereken çok önemli dersler var.

AB’den olduğu gibi...

07.06.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.06.2008) - AİHM çarpıtmaları

  (05.06.2008) - AİHM kararı

  (04.06.2008) - AKP de vebale ortak

  (03.06.2008) - Çoğunluk özgür mü?

  (01.06.2008) - Risale-i Nur kâfidir

  (31.05.2008) - Kemalizm: Kuru ve sığ

  (30.05.2008) - Vurgun çarkı

  (29.05.2008) - Bediüzzaman ve fetih

  (28.05.2008) - Yargı oligarşisi

  (27.05.2008) - “Laik azınlık”

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır