"Gerçekten" haber verir 09 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.
 

M. Latif SALİHOĞLU

Aktütün'de kara dumanlar



Geçen sene yüreğimizi dağlayan "Dağlıca katliâmı" üzerindeki sis perdesi henüz kaldırılamamışken, şimdi de bir başka katliâmla yüreğimiz bir kez daha dağlandı.

Son katliâmın yeni adresi, bu kez Irak sınırına 4 km mesafede bulunan Aktütün karakolu...

Terör örgütünün baskınına uğrayan bu karakoldaki mâsum askerlerimizin on yedisi daha kara toprağın bağrına düştü. Acılı feryatlar arşa çıkarken, gözyaşları yine sel olup aktı.

Hangi merhametsiz yürek, hangi taşlaşmış yürek var ki, yaşanan manzara karşısında yanmasın, dağlanmasın...

Ahtapot gibi kolları bulunan terör odakları hariç tabiî. Onların zaten istediği bu ve hatta daha da beteri: Kan revân olsun. Ortalık kan gölüne dönsün. Kin, öfke, düşmanlık hisleri gözyaşlarıyla birlikte kabardıkça kabarsın.

Ancak, artık hiçbir şüphemiz kalmadı ki, mahiyeti kapkaranlık olan bu terör örgütü, aynı zamanda bir taşerondur. Biryerlerin, yahut birkaç yerin taşeronluğunu üstlenmiş olduğunu, bugün dünden çok daha perçinlenmiş bir kanaatle ifade edebiliyoruz.

Yine hiç şüphe yok ki, terör örgütü bunca işi tek başına yapmıyor, yapamıyor, yapamaz da. Dış odaklardan olduğu gibi, Ergenekon gibi iç odaklardan da onun mutlaka işbirlikçileri, destekçileri, stratejistleri, yahut yönlendiricileri var.

Ne var ki, bütün bunlar kalın ve kapkara bir duman tabakasıyla kaplanmış vaziyette. Etkili ve yetkili kurum ve kuruluşlar, bu karanlık dehlizleri bir türlü aydınlatamıyor.

Gariptir ki, adlî merciler bir yana, hiç olmazsa teknik bilgi noktasında konuşması gerekenler dahi suskunluk orucuna niyetlenmiş gibi duruyor.

Durum böyle olunca da, ne yazık ki, Aktütün hadisesini kaplayan kara dumanlar bir türlü izale olup gitmiyor.

Şimdi, bu ve emsâli cinayetlerde suçu ve ihmâli bulunanlar adeta es geçilerek, terör olaylarını önlemek için yeni çare arayışları gündeme getirilmeye çalışılıyor. Çalışılsın, buna itirazımız yok. İnşaallah müsbet ve hayırlı neticeler de alınır.

Dileğimiz, temennimiz şudur: Dışa karşı diplomasi silâhı en tesirli bir sûrette kullanılsın; içeriye yönelik ise, terörden beslenen karanlık dehlizler tek tek tesbit edilerek aydınlatılsın ve sür'atle gereği yapılsın.

Emin olun, eğer baltanın bir sapı da içerden olmasaydı, terör örgütü bu derece tesirli olup palazlanamazdı.

Tarihin yorumu 9 Ekim 1944

Anıtkabir'in temelini Saracoğlu attı

Ankara Rassattepe'de yapılması kararlaştırılan Anıtkabir inşaatının temeli Başbakan Şükrü Saracoğlu tarafından atıldı. (9 Ekim 1944)

Tâ 1941'den beri uzun süren araştırmalar ve yarışmaya açılan proje çalışmalarının ardından, M. Kemal için yapılacak Anıtmezar'ın nihayet Rasattepe'de inşa edilmesine karar verildi.

Toplam 750.000 m²'lik bir alan üzerinde inşa edilen bu yapı, tam okuz sene sürdü. Açılışı ise, 10 Kasım 1953.

Yarışmaya katılan yerli yabancı 47 proje içinde, hükümet komisyonu tarafından Prof. Dr. Emin Onat ve Doç. Dr. Ahmet Orhan Arda'nın projesi kabul edildi.

İnşaatta kullanılan çeşitli renklerdeki taş, mermer ve traverten, yurdun muhtelif bölgelerinden (Afyon, Çanakkale, Hatay, Adana, Bilecik, Polatlı, Çankırı, Kayseri...) getirtildi. Bunlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri, 40 ton ağırlığındaki mermer lahittir. Yekpare mermerden müteşekkil olan bu lahit, Osmaniye'den (Adana) getirtildi.

Tasarım ve proje safhası 4 yıl, inşaat müddeti ise 9 yıl süren Anıtkabir'in yekûn maliyeti hakkında derli–toplu ve güvenilir herhangi bir bilgiye ulaşamadık.

Netice: Projenin sahibi CHP olduğu gibi, inşaatın temelini de onlar atmış. Üstelik, İkinci Dünya Savaşının bütün şiddetiyle devam ettiği ve ülkemizde de açlığın, kıtlığın, yokluğun kol gezdiği o "kaht û galâ" günlerinde, bu projenin gerçekleştirilmesi için yüksek miktarda bütçe aktaran Halkçılar, dört aşamalı yürütülecek bu büyük inşaat ile alakalı hemen herşeyi 1950'den evvel tamamlamışlardı.

09.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.10.2008) - İttihat–Terakki iktidarının sonu

  (07.10.2008) - Bolşevik baykuşları

  (06.10.2008) - Damat Ferit, kurtuluş gününde öldü

  (04.10.2008) - İşte vahşi kapitalizmin çirkin yüzü: Kârı özelleştirir, riskleri ise kamulaştırır

  (02.10.2008) - Kudüs, yeniden Müslümanların

  (01.10.2008) - Lâle Devrini bitiren hadiseler

  (29.09.2008) - Zalimin pençesi Afganistan'da kırılır

  (26.09.2008) - Siyasette irtifa kaybı

  (25.09.2008) - Ekonomik kriz dalgası

  (24.09.2008) - Bunlar kaç kişi?

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır