"Gerçekten" haber verir 04 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Mustafa ÖZCAN

İsrail karakteri



Hüsnü Mübarek, Mehmet Ali Paşa döneminden beri Mısır’da en uzun dönem iktidarda kalan lider. Mısır’ın İttihatçıları sayılan 23 Temmuz 1952 darbesi/devriminin liderlerinden biri olarak; selefleri arasında iktidar rekoru kıran tek isim olmuştur. Nasır esrarengiz bir şekilde hayata veda etti. Sedat, Halit Şevki’nin kurşunlarıyla öldürüldü. Her ikisi de savaş yapmış liderlerdi. Mübarek, 1979 yılında yapılan Camp David anlaşmasından beri en istikrarlı dönemde iktidar oldu. Ama istikrar Mısır’a fayda ve yarar getirmedi aksine çürümeye neden oldu. Mübarek döneminde Mısır madden ve manen kalkınamadı aksine çöktü. Esasında Mısır’ı çökerten bir yerde Camp David süreci olmuştur. Mısır gevşedi ve safdışı oldu. Mısır’da peşpeşe gelen yangınlar da, ülkenin yeni bir devrimin eşiğinde olduğunu gösteriyor. Nitekim İngiliz gazeteci ve yazar John Brandly Mısır’ın yeni bir devrimin arefesinde olduğunu, ülkenin, halkın galeyanı sonucu, gelecek devrimle birlikte İhvan’ın eline düşeceğini öngörmektedir. Devrim ihtimalini varid görmekle birlikte İhvan’ın Mısır’ı yönetebileceği ehliyette olmadığını düşünüyorum. İhvan vizyoner hatta misyoner (davetçi) olmaktan çıkmış ve bu vasfını kaybetmiş, fikren ve kadro itibarıyla ihtiyarlamıştır. Sonra Mısır’da İhvan’ın cemaat tekeli kırılmış ve İslâmî hareket içinde organize güç olsa bile belirleyici olmaktan çıkmıştır. İhvan’ın yöntemi ve Mısır rejiminin istibdadı her iki tarafı da örselemektedir.

***

Mısır ile İsrail arasında 30 yılını dolduran barış soğuk barış olmaktan çıkamamış ve sıcak barış haline gelememiştir. Bunda İsrail’in karakteri etkili olduğu gibi Mısır ve İslami kamuoyunun etkisi de gözardı edilemez. Bu bağlamda, İsrail’in karakterini göstermesi açısından İsrail Evimiz Partisi Lideri Avigdor Lieberman’ın Mübarek’le ilgili açıklamaları tipik bir örnektir. Bilindiği gibi, en uzun dönem iktidar olan Mübarek İsrail’e bir kez olsun gelmemiş ve ziyarette bulunmamıştır. İsrailliler buna içerlemekte ve bunu aşağılayıcı bir davranış olarak görmektedirler. İşte sonunda Avigdor Liebarman patlamış ve Mübarek’in bu davranışı karşısında: “İsrail’e gelmezse cehenneme kadar yolu var” demiştir. Esasında Tevrat’ın talimat ve öğretileri doğrultusunda İsrail bölgedeki bütün ülke liderlerinden Ağlama Duvarı’na Yahudilerin yüz sürmesi gibi Knesset’e yüz sürmesini beklemekteler. Sedat bunu yapan ilk ve son lider olmuştur. Akabinde bunu Esad’dan ve diğerlerinden de beklemişler ama gerçekleşmemiştir. Lieberman’ın açıklamaları Mısır ile İsrail arasında yeni bir krizin habercisi olmuştur. Bundan bir iki yıl önce Refah Sınır kapısı çevresinde Filistinlilerin silah kaçakçılığı için tünel kazdığı iddiaları iki ülkenin liderlerini karşı karşıya getirmişti. Lieberman’ın açıklamaları bundan sonraki en hararetli krize neden olmuştur.

***

Lieberman’ı açıklamalarından sonra krizi yatıştırmak için Şimon Peres gibi İsrailli liderler devreye girmişler ve İsrail Evimiz Partisi liderini muahaze etmiş ve çekişmişlerdir. Liebarman bununla da kalmamış Sina’ya asker yığmak ve İsrail’le savaşmak için Mısır’ın fırsat kolladığını ileri sürmüştür. İngiliz gazetecinin Mısır yıkılıyor ve bir devrime gebe açıklamaları nerede, Liberman’ın hayalî açıklamaları nerede. Olsa olsa Liberman’ın açıklamaları Mübarek’in şartlarını gözetmeyen İsrail’in tipik karakteri ile açıklanabilir. Zaten 10 Şubat seçimlerini kazanması ihtimali olan veya kazanamasa bile kısmen başarılı olması beklenen Netanyahu hiç toprak ve taviz vermeden Arapları tavlayabileceğini ve Suriye ve Filistinlileri barışa ikna edebileceğini söylemiştir. İsrail derin hayallerde yaşıyor. Liebarman ile Netanyahu birbirini tamamlamaktadır.

04.11.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (03.11.2008) - ‘Poşetlik adam’

  (02.11.2008) - Çöküşün adayı!

  (31.10.2008) - Çift isimli tek parti sistemi

  (30.10.2008) - ABD seçimlerinin Deccal ve Mehdi’si

  (29.10.2008) - Şefika ve refika

  (28.10.2008) - 500 yılın sonu

  (27.10.2008) - McCain ile Obama arasında

  (26.10.2008) - Tonybee’den Bayrou’ya

  (24.10.2008) - Zealot ile Herodian arasında

  (23.10.2008) - Aşırılıkla suçlayana bakın

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır