"Gerçekten" haber verir 31 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Mustafa ÖZCAN

Çift isimli tek parti sistemi



Dünyada bir Obamania rüzgârı esiyor. İslâm âlemi ve Avrupa Obama’ya hayran. Seçim yarışını nefeslerini tutarak izliyorlar. Obama mucizesinden bahsediliyor. Kimileri de çift kanatlı, ama tek kalpli ve bedenli sistemden dolayı Obama konusunda şüpheler irad ediyor ve ortaya atıyor. Gerçekten de değişimi şiar edinen Obama, ABD’yi ne kadar değiştirebilir? Bush hanedanlığının ABD’yi dibe vurdurmasından sonra Obama, ABD’nin siyah Gorbaçov’u olabilir mi? Elbette ki bu, niteliklerine ve sistemin direncine bağlı bir durum.

Obama ile McCain karşılaştırıldığında kimse arada fark bulunmadığını ve Obama’nın McCain’den daha şahin olduğunu söylemiyor. Bu hususta bir ihtilâf yok. Lakin cevherî ve temel meselelerde Obama’nın, Amerikan sistemi içinde alacağı yol ve mesafe tartışma konusu. Yahudi asıllı ünlü muhalif ve dilbilimci Naom Chomsky sistem sebebiyle Obama’nın beklenen adam olmadığını ve ancak farkını detaylarda ve ikincil meselelerde ortaya koyabileceğini ve değişim sloganında sistemin özüne inemeyeceğini savunuyor. Bununla birlikte seçildiğinde ilk siyahî başkan olacak olan Obama’nın bizatihi seçilmesi de sessiz ve yavaş bir devrim sayılabilir. Daha 40 yıl önce ABD’de ırk ayrımcılığının tortuları yaşanıyor ve eski Güney Afrika ırkçı beyaz azınlık rejimine benziyordu. Hatta o sıralarda pekâlâ ABD’ye ırkçı beyaz çoğunluk rejimi de denebilirdi. O sıralarda, Obama’nın seçmenlerine okuduğu ‘Bir rüyam var’ hitabesini yapan Martin Luther King, bu tahammülsüz ırkçı rejim tarafından ortadan kaldırılmıştı. King Hıristiyandı ve Müslüman cepheden gelecek vaad eden Malcolm X de aynı şekilde Amerikan derin devletinin içten taşeronları tarafından tasfiye edilmiş ve kim vurduya gitmişti. Şimdi King’in halefi sayılabilecek Obama’ya da aynı tahammülsüzlükle Müslüman diyorlar.

***

Dolayısıyla ortada bir mucize varsa bu Obama mucizesi değil zamanın mucizesidir. Dolayısıyla bir radyo konuşmamda söylediğim gibi ‘Obama engellenebilir, ama Obamalar engellenemez…” Zira ortadaki değişim Obama’ya ve sisteme bağlı bir değişim değil, zamana bağlı bir değişimdir. Bu değişim sistem istediği için olmamıştır. Bilâkis sisteme rağmen olmuştur. Bundan dolayı Naom Chomsky meseleyi tahlil ederken ‘sistem ve konjonktür’ diyalektiğini unutmuş görünüyor. Sistemin ve düzenin işleyişte yatay bir etkisi var ama zamanın da dikey bir etkisi bulunuyor. Realite veya gerçek ikisinin çarpışmasından, ilişkisinden ve dinamizminden doğuyor.

Sosyal meselelerde matematik keskinliği veya mekanizm yoktur. Dolayısıyla komplo teorileri ancak mekanik ve matematiksel bir ortamda fonksiyon icra edebilir ve başarılı olabilir. Bu açıdan kim yaparsa yapsın 11 Eylül (komplo olsun veya olmasın) ABD’nin sonunu getiren bir sürece dönüşmüştür. Ali Larijani de yaşanan küresel ekonomik buhranı 11 Eylül sürecine bağlamıştır. Mesela Haricilerin komplo ile Hazreti Ali (ra), Muaviye bin Ebu Süfyan (ra) ve Amr ibnu’l As’ı (ra) öldürme teşebbüsleri sadece Hazreti Ali’nin (ra) şehadetiyle sonuçlanmış diğerleri ise sıyrıklarla ve ufak tefek berelerle teşebbüsten kurtulmuşlardı. Ve 17 Ramazan sonrası siyasi ortam hiç de Haricilerin tasavvur ettikleri gibi olmamış kendi kafalarına göre Müslümanları birleştirmek isterken Emevilerin kefesini güçlendirmişlerdir. Eski liderleri Hazreti Ali’yi (ra) ortadan kaldırarak kendilerini de bitiren süreci açmışlardı. Emevi idaresi de bu komplocuların eski arkadaşlarını yani Haricilerin bir kısmını paralı askeri hâline getirmişti. Bundan dolayı komplo ve teorileri her zaman olmuştur ama yağdan kıl çeker gibi başarılmış komplo teorileri ya hiç yoktur ya da azdır. Kem söz sahibine attir misali komplolar da döner dolaşır daha ziyade sahiplerine zarar verir.

***

Noam Chomsky, Der Spiegel dergisine yaptığı değerlendirmede ezcümle şunları söylüyor: “The United States Has Essentially One-Party System” yani “Esasta ABD sistemi tek partili bir sistemdir.” Çift partili görünmesine rağmen tek partilidir. Bu, dönüşümü ve rahatlamayı sağlar ve bir parti iktidarı tarafından yıpratılan Amerikan imajı arkasından yeniden toparlanır. Gerçekten de Ralp Nader üçüncü bir isim ve parti olmaya çalışmışsa da bunu hiçbir zaman başaramamıştır. Belki de başarısızlığı sistemin bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Vietnam’dan çekilmek de; riski olmayan Nixon’un halefi atanmış Gerald Ford tarafından gerçekleştirilmiştir. Chomsky Der Spiegel dergisine ayrıca ABD’de yapılan seçimlerin iki ayrı paradigmanın mahsülü değil sistem içi partilerin ve daha doğrusu iki farklı adayın yarışı olduğunu söylemiştir. Söylediklerinde elbette ki doğruluk payı var. Sözgelimi Demokratlar ile Cumhuriyetçilerin Irak konusunda ayrı telden çaldıklarını, ama temel fikirlerinin aynı olduğunu savunuyor. Demokratlar külfeti sebebiyle çekilmeyi teklif ederken Cumhuriyetçiler bedeli ağır olsa da eninde sonunda savaşı kazanacaklarını umuyor ve bu hesaba binaen çekilme yerine kalma politikasını savunuyorlar. Chomsky partilerden veya adaylardan hiç birisinin meseleye farklı ve ahlâkî ve hukukî zaviyeden bakmadığını söylüyor. Sözgelimi hiçbirisi Irak’a yönelik Amerikan işgalini saldırganlık olarak nitelendirmiyor. Ayrıca Obama, Irak’tan çekildikten sona Afganistan’a yoğunlaşmak istiyor. Son sıralarda İran noktasında tezleri birbirine yaklaşmış ve her iki taraf da alt düzeyde de olsa İran’la görüşmeye iknâ olmuş vaziyettedir. Hatta Chomsky konuşmalarında McCain’in daha sahici ve dürüst olduğunu ve Obama ile aralarındaki farkın proje farkı değil şahsiyet farkı olduğunu söylediğini hatırlatmaktadır. McCain temel meselelerde iki parti arasında bir farkın olmadığını ifade etmiştir. Bu anlamda, Obama’nın “establishment” yani kurulu düzenle ilişkilerindeki açığı Yardımcısı Biden kapatmaya çalışacaktır.

Obama mucizesinin hayâl mi yoksa gerçek mi olduğunu herhalde 4 Kasım seçimlerinden sonra göreceğiz. Fazla beklememiz gerekmeyecek.

31.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (30.10.2008) - ABD seçimlerinin Deccal ve Mehdi’si

  (29.10.2008) - Şefika ve refika

  (28.10.2008) - 500 yılın sonu

  (27.10.2008) - McCain ile Obama arasında

  (26.10.2008) - Tonybee’den Bayrou’ya

  (24.10.2008) - Zealot ile Herodian arasında

  (23.10.2008) - Aşırılıkla suçlayana bakın

  (18.10.2008) - Terk edenler ve reddedenler

  (17.10.2008) - Fehmi Huveydi’nin mugalataları

  (16.10.2008) - Mesafe kapatılamayacak kadar derin

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır