"Gerçekten" haber verir 14 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kazım GÜLEÇYÜZ

AB ile gelen değişim



Ergenekon operasyonlarında somutlaşan veya öyle olması umulan “tasfiye ve arınma” sürecinin, Türkiye’nin AB adayı olmasıyla beraber sür’at kazandığı bir vâkıa.

İlk kez Susurluk olayı patlak verdikten sonra telâffuz edilmeye başlanan “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” ifadesi, Ergenekon’daki şok dalgalar birbiri ardı sıra geldikçe de tekrarlanıyor.

Gerçekten, 1999 Aralık’ında Türkiye’nin AB adaylığı Brüksel tarafından resmen açıklandıktan sonra başlayan süreç birçok şeyi değiştirdi.

Bu değişikliklerin bir kısmı, anayasada ve yasalarda gerçekleşti. Bunlara bağlı olarak, devlet içi kuvvet dengelerinde önemli oynamalar oldu.

Demokratik hesaplaşma geleneğine yabancı olan ve millete hesap vermekten haz etmeyen bürokratik zihniyet, kısmen dahi olsa zayıfladı.

Devlet içi bazı odaklardan destek alan birtakım çeteler ve mafya örgütlenmeleri çökertildi.

Seçimle gelen iktidarlara yönelik derin baskılar, önceki dönemlerdeki benzerlerine kıyasla, giderek daha da zorlaştı. Öyle ki, 28 Şubat modelini aynen sürdürmek dahi imkânsız hale geldi.

Özellikle 27 Nisan muhtırasına ve 367 kararına karşı 22 Temmuz’da sandıktan çıkan mesaj, siyaset dışı kalması gereken kurumların siyasete müdahalelerinin nasıl sonuç vereceğini bir defa daha bütün açıklığıyla herkese göstermiş oldu.

Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’ün 28 Şubat için “Zorunlu bir hareket tarzıydı, asla suçlamam” dediği halde, sonrasını anlatırken “Kimleri göndermekle kimlerin yollarının asfaltlandığını gördüm. Asker eli dokunmasının siyasetçiler için ne kadar ‘hayırlara vesile’ olduğunu öğrendim. Bu nedenle benim tarzım farklı oldu. Koruma kollama görevimi, kapalı kapılar ardında muhataplarımı ikna yoluyla gerçekleştirdim. YAŞ kararlarına şerh koyanları ‘Bu hareket irticayı cesaretlendirir’ diye alenen uyardım” (Murat Yetkin, Radikal 25.12.08) beyanları, değişimin askerî boyutunu çok iyi anlatıyor.

Sabah yazarı Mahmut Övür’ün, askerle yakın ilişki içinde olan, parti başkanlığı da yapmış önemli bir siyasetçiden aktardığı ilginç tesbitten hareketle yaptığı yorum da bunu tamamlıyor:

“Ordudaki kurmayların yüzde 30’u değişimden yana. Yüzde 70’i darbeci geleneği sürdürerek değişime karşı direniyor. AB sürecinden ve Türkiye’nin sivilleşmesinden rahatsız oluyor. Özkök kendi dönemindeki darbe girişimlerini önleyebildiyse, arkasındaki yüzde 30’luk güç sayesinde yaptı bunu. Ergenekon, ordudaki yüzde 70’ten güç alıyor.” (Neşe Düzel, Taraf, 12.1.09)

Şimdi paralel bir değişim, gerek 28 Şubat’ta, gerekse cumhurbaşkanı seçimi öncesinde askerle birlikte tavır koyan yargıda da yaşanıyor.

AKP hakkındaki dâvâda “kapatma” kararının çıkmaması bu noktadaki ilginç işaretlerden biri.

Ama o cenahta da içten içe derin bir çatışma sürüyor. Cumhurbaşkanının Dokuz Eylül Üniversitesine yaptığı rektör atamasını iptal eden yargı kararının bir üst mahkeme tarafından bozulması veya kapatılan beldelerle ilgili olarak Danıştay’la AYM, hattâ AYM Başkanı ile karşıt görüşteki üyeler arasında patlak veren hararetli tartışma, bu çatışmanın güncel ve sıcak örnekleri.

Bu tartışmaya girmekten kaçınan Yargıtay’ın, Ergenekon soruşturmasında işin ucunun Sabih Kanadoğlu’na dayanması üzerine YARSAV’cılar tarafından başlatılan ısrarlı tazyiklere rağmen mesafeli ve soğukkanlı tavrını bozmaması, öyle görünüyor ki, yeni dönemde yüksek yargı cenahında ağır basacak yaklaşımın işaretini veriyor.

Eğer Türkiye bu iki adresten, asker ve yargıdan siyasete yapılan müdahalelere son verebilirse, demokrasimiz çok önemli bir aşama kaydetmiş olur. Üniversite ve iş dünyası ile medyanın da bu olumlu gelişmeye ayak uydurması halinde demokratik siyasetin önü tamamen açılır.

Anketlerde halkın yüzde 60’ının görüşü olarak tesbit edilen AB ve demokrasi talebinin bürokrasiye de yansıması ise ülkeyi iyice rahatlatır.

14.01.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (13.01.2009) - Ergenekon’da son durum

  (11.01.2009) - Belâları hizmetle aşmak

  (10.01.2009) - TSK ve İsrail

  (09.01.2009) - İsrail’den Ergenekon’a

  (08.01.2009) - Hangi “ulusal çıkarlar?”

  (07.01.2009) - Türkiye ve İsrail

  (06.01.2009) - Zillet ve meskenet

  (04.01.2009) - Berzaha bir adım daha

  (03.01.2009) - İlginç paralellik

  (03.01.2009) - İlginç paralellik

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır