"Gerçekten" haber verir 02 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

Dostlarla siyasetteki yol ayrımı



Demokrat Partiye alternatif olmaya çalışan Millet Partisi, 1950 seçimlerinde ortaya ciddî bir varlık koyamayarak erime sürecine girdi. 1954'te de kapandı.

Millet Partisini teşkilde eden dindar ve milliyetçi kadrolar, 1950'den sonra iki kola ayrılarak siyaset sahnesindeki varlıklarını korumaya devam ettiler.

Milliyetçi kanat, 1954'te kurulan Cumhuriyetçi Millet Partisinde birleşti.

Dindar kanat ise, daha erken davranarak 1951'de İslâm Demokrat Partisini kurmuştu. Bu partinin başında Cevat Rifat Atilhan vardı.

Parti olarak ayrılmakla birlikte, milliyetçilerle dindarların, ayrıca birleştikleri noktalar ile müşterek bazı hareketleri vardı. Meselâ: Demokrat Partinin aleyhinde olmak, Büyük Doğu, Sebilürreşad, Yeşil Bursa, Serdengeçti mecmualarına destek vermek ve Milliyetçiler Derneği bünyesi içinde ortak faaliyetlerde bulunmak gibi...

1952 yılı Kasım'ında gizli bir toplantı yapan Milliyetçiler Derneğinin Malatya grubu, yayın yoluyla dindarlara kin ve nefret kusan Vatan gazetesi başyazarı Ahmet Emin Yalman'ın vurularak öldürülmesine, tetikçinin ise henüz bir lise talebesi olan Hüseyin Üzmez'in tercih edilmesine "oy çokluğuyla" karar verdi. Kendisinin aleyhte oy kullandığını bize ifade eden Avni Hoca, Yalman'ın nerede vurulması gerektiği hususunun hiç konuşulmaması, ikinci büyük hata idi. Alınan kararı uygulamaya zaten hevesli olan Üzmez, Yalman'ı gidip Başbakan Menderes'in tam da yanıbaşında vurdu.

İşte, bu vak'adan sonra Menderes hükümeti ile radikal milliyetçi–muhafazakâr gruplar arasında ciddî bir ayrışma yaşandı. Millet Partisinin bakiyesi olan dindar ve milliyetçi siyasîler, Menderes ve DP'ye adeta düşman kesildiler. Üstelik, bu düşmanlıkları giderek arttı ve ihtilâl günlerinde son raddeye kadar çıktı.

Darbeciler Menderes hükümetini devirdiklerinde, müzmin Halkçılar gibi bu dinci ve milliyetçi gruplar da, adeta bayram ettiler; neredeyse zil takıp oynayacak kadar sevindiler.

RİSÂLE–İ NUR ÂLET EDİLEMEZ

Üstad Bediüzzaman, siyasî parti kurmadığı gibi, din adına parti kurmayı talebelerine de yasakladı. Ancak, bir vatandaşlık görevi olarak, Meşrûtiyet devrinde Ahrarlara, Cumhuriyet devrinde de Demokratlara destek verdi ve onlara "nokta–i istinat" olmak gerektiğini çevresine ders verdi.

Buna mukabil, Üstad'ın bazı dindar dostları eskiden olduğu gibi şimdi de "din adına siyasete girme" taraftarı oldular. Bu dostlar, hele İslâm Demokrat Parti de kurulduktan sonra, destek anlamında ciddî bir beklenti içine girdiler. Eşref Edib ve Necip Fazıl gibi dindar gazeteciler, Nur talebelerinin de "İslâmcı" bir partiyi desteklemeleri gerektiğini savundular. Bu mesele tâ Üstad Bediüzzaman'ın kulağına kadar intikal etti/ettirildi.

Bediüzzaman Hazretleri ise, din adına kurulan ve İslâmiyet nâmıyla hareket eden bir parti, herşeyi hatta kâinatta hiçbir şeye âlet olmayan Risâle–i Nur gibi sırf iman hakikatlerini ders veren eserleri dahi kendine âlet etmekten çekinmeyeceğini nazara vererek, dindar dostlarıyla siyasetteki yol ayrımını gayet açık ve net bir şekilde ortaya koyan bir mektup neşretti. İşte, şaşmaz bir pusulayı andıran o mektuptan ilgili kısacık bir bölüm:

"Aziz, sıddık kardeşlerim,

"Nur Risâlelerinin ve Nurcuların siyasetle alâkaları yok. Ve Risâle–i Nur, rıza–i İlâhîden başka hiçbir şeye âlet edilmediğinden, mümkün olduğu kadar Risâle–i Nur’un mensupları, içti-maî ve siyasî cereyanlara karışmak istemiyorlar. Yalnız Sebilürreşad, (Büyük) Doğu gibi mücahidler, iman hakikatlerini ehl–i dalâletin tecavüzatından muhafazaya çalıştıkları için, ruh u canımızla onları takdir ve tahsin edip onlarla dostuz ve kardeşiz; fakat, siyaset noktasında değil. Çünkü, iman dersi için gelenlere tarafgirlik nazarıyla bakılmaz. Dost–düşman, derste fark etmez. Halbuki siyaset tarafgirliği, bu mânâyı zedeler, ihlâs kırılır. Onun içindir ki, Nurcular emsalsiz işkencelere ve sıkıntılara tahammül edip Nuru hiçbir şeye âlet etmediler. Siyaset topuzuna el atmadılar." (Emirdağ Lâhikası, s. 281.)

Görüldüğü gibi, Bediüzzaman ve talebeleri, dindarlarla samimane dost ve kardeş olduklarını ifade etmekle birlikte, siyaset noktasında (daha açık bir ifade ile "siyasal İslâma olan tarafgirlik" noktasında) ayrı olduklarını ve bu meseleye farklı baktıklarını, gayet nezih, nâzik ve anlaşılır bir lisanla izah etmektedirler.

02.03.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (28.02.2009) - İlk icraat, ezanın serbest oluşu

  (26.02.2009) - İnönü, kurduğu tuzağa düştü

  (25.02.2009) - Namuslu seçim sistemi

  (24.02.2009) - Demokrasiye kerhen geçiş

  (23.02.2009) - Desteksiz atışlar

  (21.02.2009) - Göstermelik denemeler

  (19.02.2009) - Demokrasi ve ötesi

  (18.02.2009) - Lozan'ın hedefinde din ve demokrasi vardı

  (17.02.2009) - İşgalden istiklâle

  (14.02.2009) - Şiddetli sarsıntılar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır