22 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Seçeceğiniz eş de tahkikî imana sahip olmalı


A+ | A-

Evlenmek isteyen öncelikle şu temel sorudan hareketle aday arayışına çıkmalı:

“Evleneceğim kişi tahkikî imana sahip mi?”

Şöyle düşünülebilir: Müslüman elbette inanır, bu ma’lûmu i’lam (bilineni bildirmek, tekrarlamak) değil mi? Onu ikincisi takip eder: Tahkiki imanın evlilik, aile hayatıyla direkt ilişkisi nedir?

İman, yalnızca “İnanıyorum!” sözcüğünden ibaret değil. İman;

• Manevî sahaya, tecrübe ötesi gayba (metafiziğe, görünmeze) inanma, Allah’ı, O’nun vahiyle bildirdiklerini kabul etme, onlara bağlanma ve böylece Allah’ın güvenliği altına girmekten doğan emniyet duygusudur. İman, kâinatın tesadüfen meydana gelmediğini, onu şuurlu bir varlığın yarattığına inanan kişinin, onun tesadüfen yok olmayacağına, dolayısıyla Allah’tan başka kimsenin onun yok edemeyeceğine, O’nun garantisi altına girdiğine olan güvenidir.1

Bilindiği gibi, iman, taklidi ve tahkiki olmak üzere iki çeşittir.

• Geleneksel, anne-babadan ve çevreden duyma, genel bir tasdikten ibaret olana taklidi iman denir. Böyle bir iman, basit rüzgârlar karşısında bile söner. Taklidi imanı mum ışığı gibidir. Muma “püf” dediğimizde söner. “Tahkikî” iman ise, zihnimizin basamakları tahayyül (hayal etme), tasavvur (tasvir etme), taakkul (akıl terazisine vurma), tasdik (doğrulama), iz’an (anlama, kavrama, idrak etme), iltizam (taraf ile teslim olma) teknelerinde tahlil edilir, senteze tabi tutulur, yoğrulur ve en son itikat 2(iman, yüksek inanç, kesin kanaat) kademesinde kalp, vicdan gibi duygularımıza mal edilerek özümsenir, meleke / maharet hâline getirilerek pratiğe dökülür.

Tahkikî iman delillere dayanır, tefekkür, araştırma ve inceleme ile elde edilir. Mum, el feneri, lüküs, ampul de ısı ve ışık verir, güneş de enerji yayar. Muma “püf” dediğimizde söner. Mum, el feneri, lüküs, ampul de ısı ve ışık verir. Güneşi ise, dünyanın en büyük fırtına ve kasırgaları asla yerinden kıpırdatamaz, söndüremez!

İşte, “meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve kadere inanıyorum” demek yetmez. Tıpkı, sağlıklı bir hayat sürmek için gerekli sağlık bilgilerini ve beslenme formüllerini ihtiva eden bir kitabı “biliyorum” deyip, onu raftan indirmemek içinde yazılanları anlayıp hayata geçirmemek gibi... Neden aile hayatında da tahkikî iman gerekli? Çünkü, amelin / aksiyonun / eylemin / filin itici gücü / enerjisi, inançtır, imandır. Vücudumuzu / organlarımızı sinir sistemimiz, onu da ruhumuz yönetir. Ruhumuzu duygularımız, duygularımızı düşüncelerimiz, düşüncelerimizi de inançlarımız / imanımız... Nasıl inanıyorsak öyle düşünürüz, nasıl düşünürsek kendimizi öyle programlarız... Eğer bir inançta veya sistemde iman boyutu yoksa veya ihmal edilirse, pratik hayata yansıması yoktur veya etkisizdir. Tıpkı tazyiksiz suyun şofbeni, voltajı düşük elektriğin herhangi bir elektrikli cihazı çalıştıramaması gibi…

İman; ibadetle pratik hayata yansıması halinde; dünya ve ahiret mutluluğuna vesile olduğu gibi, dünya ve ahiret işlerini tanzime de sebep olur. Yani, ferdin, aile ve toplumun huzur ve mutluluğu, düzeni tahkikî iman derecesindedir.

Zira, iman, hem nur, hem kuvvettir. Kuvvet enerji / güç; nur ise, feraset, aydınlık, ışık, hakikati gösteren projektördür. Nasıl ki, elektrik fırına nüfuz ettiğinde yemekleri pişirir; buzdolabında, soğutur, korur; ampulde aydınlatır, herhangi bir makine, motor veya cihaza girdiğinde onu çalıştırır. İman da manevî elektrik gibi, insan hayatının bütün safhalarına, toplumun bütün katmanlarına nüfuz ederek icraatını yapar. Zira, ruhumuzu, duygularımızı çalıştıran iman bizatihi ilme yönelmeyi, çalışmayı, dayanışmayı, kaynaşmayı, ilerlemeyi netice veren ibadetleri ifa etmemizi sağlayan bir güç kaynağıdır.

Dipnotlar: 1- Sözler, s. 647.; 2- Prof. Dr. Sabri Özbaydar, Psikoloji, s. 26.

22.07.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (21.07.2009) - Neden dindar bir eş seçmeli?

  (20.07.2009) - İslâmda kadın

  (19.07.2009) - Kendinize denk (küfüv) bir eş arayın

  (18.07.2009) - Çalışma ve niyetiniz ne ise, kısmetinize o çıkar!

  (16.07.2009) - Evlenecek adayların yol haritası veya işaret taşları

  (15.07.2009) - Ebeveynin misyonu

  (14.07.2009) - Meşrû ve sağlam bir âile yuvası kurulmazsa...

  (13.07.2009) - Aile ve toplum

  (12.07.2009) - Evlilik nedir?

  (11.07.2009) - Evliliğe merhaba diyebilirsiniz!

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.