11 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Ali FERŞADOĞLU

Evliliğe merhaba diyebilirsiniz!


A+ | A-

Çoğunluğu gençlerin oluşturduğu bir sohbette, “Evlilik ve aile ile ilgili yazılarınızı merakla takip ediyoruz. Tabiî olarak da evlilik konusunu düşünüyoruz. Ancak, nereden başlayacağımızı tam olarak kestiremiyoruz. Ne tavsiye edersiniz?” şeklinde bir sual yöneltildi…

Önce şu soruların cevaplarından başlamayı tavsiye ettik:

“Ailenin insanlık, toplum ve Müslümanlıktaki değeri nedir? Niçin evlenmeliyim? Evlilik, evcilik oyunu mu, yoksa imtihan mı? Bu dünyaya niye gönderildim? Yemeye-içmeye mi, evlenmeye mi, eğlenmeye mi; yoksa sınanmaya mı? Aile yuvası kurmadan huzur ve mutluluğu yakalayabilir miyim?..” Sonra ilâve ettik:

“Acaip bir san'at ve kudret mu'cizesi olarak yaratılan insanın istidat (potansiyel halindeki yetenekleri), duygu ve cihazlarına baktığımızda şunu anlarız:

“Bunlar şu kısacık ömür ve hele hele yeme-içme ve kuvve-i şeheviyenin tatmini için verilmiş olamaz. Çünkü bu işleri, özellikle hayvanlar çok daha iyi yapmaktadır. Öyle ise, bu kadar ihtimam ve bu muhteşem cihazlar, başka ulvî gayeler için olmalı. Aklımız, mantığımız, vicdanımız, dünyaya gönderilişimizin başka bir gayesi olduğunu söylüyor. Öyle ise, yaratılışın ana gayesi, iman ve ibadetle sonsuz mutluluğu kazanmak için imtihan olmalı…”

Evlilik ve aile de iman ve ibadetin bir parçası olduğunu, Taberani’nin naklettiği hadis-i şeriften de çıkarabiliriz:

“Evlenen, îmanın yarısını tamamlamış olur, kalan yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!”

İmtihanı kazanmanın yolu ise, ruh/duygularımızı Kur’ân’ın edep çerçevesinde eğitip, nefsimizi terbiye ile tekâmül ettirmekten geçer. Bu eğitim ve terbiyenin ilk, en tesirli mekânı, aile yuvasıdır.

***

Fani dünyanın, fani makamları için açılan “yeterlilik, üniversite, işe girme” vs. imtihanlarına var gücümüzle çalışırız. Öylesine ki, bu imtihanlardan birisine hazırlananlara, “Gel dostlarımızı ziyaret edelim, hem de gezmiş oluruz veya şu işi yapalım, sen de dinlenmiş olursun!” denildiğinde, “Bu imkânsız, gelemem, şunun şurasında kaç ay kaldı, istikbalim sözkonusu!” diyerek reddederler. Ve dur durak bilmeksizin imtihan için çalışırlar!

Halbuki, sonsuz bir mutluluk, gerçek istikbal için hayatımızın her safhasında, her halimizle imtihan olmaktayız. Sağlıkla, hastalıkla, zenginlikle, fakirlikle, varlıkla, yoklukla…

Ve evlilikle, aile yuvası kurmakla ve çocuklarla, çocuksuzlukla imtihan ediliriz:

“Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. Bakalım sabredecek misiniz?”1

Anne-babalar; “Nasıl bir eşsiniz ve nasıl bir eş adayı yetiştiriyorsunuz?” diye imtihan olurken, gençler de:

“Nasıl bir eş olacaksınız ve nasıl bir eş arıyorsunuz?” imtihanıyla karşı karşıyasınız…

“Öyle ise gençler! Hem gençliğinizden, hem de aile yuvası kurmadan imtihan olacağınızı düşünerek hareket etmelisiniz…”

***

Sakın, aile yuvasının sorumlulukları, kimi zaman kaidelerine uyulmadığı için yaşanan problemleri veya şartları ağırlaştırmamızdan doğan aksaklıklar sizi evlenmekten alıkoymasın. Bir zaman, taksitle ev, araba alan gence sormuştum:

“Korkmuyor musun; nasıl ödeyeceksin?” Tereddütsüz şu cevabı verdi:

“Arkamda hali vakti yerinde anne-babam, akrabalarım var, çalıştığım koca şirket var, neden korkacağım!”

Şu halde masraflarından ve geçim şartlarının ağırlığından çekinip evliliği asla geciktirmemeli. Zira, Ganiyy-i Mutlak, Kadir-i Mutlak ve merhametliler merhametlisi Erhamürrâhimîn olan Rabbimiz her an yanımızda. Ki, şöyle vaad ediyor:

“Aranızdaki bekârlardan elverişli olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olan ve her şeyi bilendir.”2

Ve eğer, “Eh, artık okulu bitirdim, askerliğimi yaptım, mesleğimi elde ettim, aile geçindirecek bir iş kurdum veya buldum. Evliliğin de bir imtihan olduğunun şuuruna vardım!” diyebiliyorsanız, ne bekliyorsunuz?

Kârsız bekârlığa “Elveda!”, kârlı evliliğe “Merhaba!” deyip hazırlıklara başlayabilirsiniz!

Dipnotlar:

1- Kur’ân, Furkan, 20.; 2- Age, Nûr, 32.

11.07.2009

E-Posta: [email protected] [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.07.2009) - İnançsız filozof da olsa, cahil ve kördür!

  (08.07.2009) - Ele geçirememek nasıl inkâra sebep olur?

  (07.07.2009) - İnkârcı filozofların iddiaları delil olamaz!

  (06.07.2009) - Yokluk ispat edilebilir mi?

  (05.07.2009) - İnkâr ve çeşitleri

  (04.07.2009) - İspat ve ispat çeşitleri

  (02.07.2009) - “Eşim; anne, baba ve kardeşlerine maddî destekte bulunuyor!”

  (01.07.2009) - Fıtrata indirilen yeni moda darbesi: Estetik ameliyatları

  (30.06.2009) - Şeytanlar niçin yaratılmış?

  (29.06.2009) - Cin çarpması

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.