25 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Süleyman KÖSMENE

Yerlerin ve göklerin yaratılışı


A+ | A-

Meryem Hanım: “1- İşaratü’l-İcaz’ın 237. sayfasında 2. Meselede yeryüzünün yaratılışı anlatılırken yeryüzünün yaratılma maddesi olarak “köpük”ten bahsediliyor. Bu ne demektir? 2- Yine İşaratü’l-İcaz’ın 250. sayfasında ‘Câılün’ kelimesi açıklanırken insan oğluna verildiği bildirilen “arzın tamiri” görevi ne demektir?”

Bediüzzaman Hazretleri bahse konu yerde, “İnkâr edenler görmedi mi ki, gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden koparıp ayırdık. Her canlı şeyi de sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?” 1 mealindeki ve “O’nun arşı su üzerindeyken, hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye sizi imtihan etmek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur.”2 mealindeki âyetleri tefsir ediyor.

Bu âyetler bize şu hususları bildiriyor:

1- Gökler ve yerler ilk önce bitişikti ve tek bir maddeden ibaretti.

2- Allah’ın arşı su üzerindeydi.

3- Allah her şeyi sudan yarattı.

Bedîüzzaman Hazretleri burada bildiriyor ki, Cenâb-ı Hak bir cevher yarattı. Ardından o cevhere tecellî etti ve bu cevherin bir kısmını buhar, bir kısmını sıvı kıldı. Sonra sıvı kısmı Allah’ın tecellisiyle köpük kesildi. Cenâb-ı Hak yeryüzünü ve yedi kat yerküreyi bu köpükten yarattı. Her bir yerküre için bir sema halk etti. Diğer yandan buharı yaydı, genişletti, yedi kat gökyüzünü böylece düzenledi ve içine yıldızları ekti. Yıldızlar tohumunun yaratılış emirlerine boyun eğmesiyle gökyüzü meydana geldi.

Bediüzzaman Hazretleri günümüz ilminin bu konuda şunları söylediğini de haber veriyor: Kâinât ilk önce basit bir cevherdi. Sonra bu cevher bir nev'î buhara dönüştü. Ardından o buhar yoğun bir sıcaklığa ulaştı. Sonra bu yoğun sıcaklık soğuyarak katılaştı. Sonra şiddetli hareketiyle bazı büyük parçaları fırlattı. O parçalar birleşerek gezegenler oluştu. Dünyamız da o gezegenlerden birisidir.

Bediüzzaman, ardından, bu iki görüşün “Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden koparıp ayırdık” 3 âyetiyle esasta birleştiğini, dünya ile birlikte güneş sisteminin Allah tarafından esir maddesinden yoğrulan bir hamurdan ibaret olduğunu, esir maddesinin maddeye göre akıcı bir su gibi varlıkların ve maddenin içine ve aralarına aktığını, “O’nun arşı su üzerindedir.” 4 âyetinin esir maddesine işaret ettiğini, esir maddesinin Allah’ın icatlarının tecellisine merkez olduğunu kaydediyor.

Burada bahsi geçen cevher, buhar, sıvı, köpük, yoğun sıcaklık ve katılaşmak tabirleri yaratılışı anlatan birer kozmik ünvandırlar. Bu ünvanlarla anlatılmak istenen, kâinâtın ilk maddesinin yoğun sıcaklıkla tetiklediği gaz kütlelerinin, Allah’ın emriyle kozmik bir çorba halinde dereceden dereceye ulaştığı, halden hale geçtiği, hep yeniden yeniye devreler, dönüşümler, başkalaşımlar gösterdiğidir. Her girdiği yeni şekil onu hayata bir adım daha yaklaştırmış ve nihayet yeryüzü bir beşik gibi insan hayatına elverişli hale gelmiştir.

İnsanoğlu yeryüzünün halifesi sıfatıyla yeryüzündeki her şeyi, kullanma yetkisine sahip olarak kullanıyor. Mahşerdeki büyük sorgusu bu yüzdendir. Doğru ve yerinde kullanıp kullanmadığından sorulacaktır. Taşlardan, mermerlerden evler, köşkler yapıyor, çeşit çeşit madenleri kullanıyor, araçlar gereçler yapıyor. Yaptığı araçlar ve gereçlerle yeryüzünün şeklini değiştiriyor. Düzenler yıkıyor, düzenler kuruyor. Maddeye şekil veriyor, mekâna şekil veriyor, zamanı dilediği gibi kullanıyor. Ömrünü harcadığı gibi, maddeyi de harcıyor, zamanı da harcıyor.

Sonunda kullandığı her şeyi Allah’a teslim etmekten başka çaresi olmayan insan, kullanım esnasında da kullandığı şeylerin Allah’ın mülkü olduğunu bildiği oranda kazançlı çıkıyor. Aksi takdirde hiçbir şey elinde kalmıyor.

DİPNOTLAR:

1- Enbiya Sûresi: 30, 2- Hûd Sûresi: 7,

3- Enbiya Sûresi: 30. 4- Hûd Sûresi: 7.

25.07.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.07.2009) - Kişi sevdiğiyle beraberdir

  (23.07.2009) - Vahdetü'l-vücut ve ölüm

  (22.07.2009) - Hile-i Şer'iye nedir?

  (21.07.2009) - Çocuk terbiyesi cennet adımlarındandır

  (20.07.2009) - İşârâtü’l-i'caz’da hidâyet kavramı

  (19.07.2009) - Adım adım Mi’raca adım adım cennete

  (18.07.2009) - Cemaatle namazda bazı hususlar

  (17.07.2009) - Zekât bereketi

  (16.07.2009) - Kısa kısa

  (14.07.2009) - Kur’ân’ın cihanşûmûl değerleri

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.