02 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Faruk ÇAKIR

Farkında olmak için ne bekleniyor


A+ | A-

Adlî Tıp, son yılların en çok tartışılan kurumlarından biri. Zaman zaman öyle kararlara imza atılıyor ki, duyan da duymayan da şaşırıyor. Teknolojinin gelişmesi, “adlî tıp”ın raporlarını daha çok dikkate almayı da gerektiriyor. Gerçekten de geçmiş yıllarda filmlerde konu edilen hadiseler, bugün artık ‘adlî tıp’ vasıtasıyla aydınlığa kavuşabiliyor. Saç telinden ter kokususuna, bir damla kandan neredeyse teneffüs edilen havaya kadar pek çok şey, artık delil olarak kullanılıyor ve çetin dâvâların aydınlığa kavuşmasına yarıyor.

Bu yönüyle adlî tıp, adaletin tecelli etmesi için çok önemli. Böyle olduğu için herkesin gözü bu kurumda. Bu kurumda son günlerde medyaya ‘şok istifa’ olarak yansıyan yeni bir hadise daha yaşandı. Adlî Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun Başkanı Prof. Dr. Bayram Mert Savrun, 6 aydır sürdürdüğü görevini bıraktığını açıkladı.

Bu istifa, değişik değerlendirmelere sebep oldu. Prof. Mert Savrun’un bir gazeteye yaptığı açıklama dikkatimizi çekti. Adlî Tıp’ın işleyişiyle ilgili olarak bir değerlendirme yapan Savrun şöyle demiş: “Adlî Tıp Kurumu başkanı başta olmak üzere herkes sorumluluğunu yerine getiriyor. Büyük emek sarf ediyorlar. Ancak sorun çalışanlardan değil sistemden kaynaklanıyor. Sorunla raporların çıkmasını önlemek için incelediğimiz dosya sayısını sınırlandırdık. Günlük 15-20 dosyaya bakıyorduk. Böyle olunca yığılmalar başladı ve 2011’e gün vermeye başladık. (Kadro sayısı artırılsa?) Personeli istediğiniz kadar arttırın çözmek mümkün değil. Türkiye’nin her yanından dosya geliyor. Mahkemeler herhangi bir doktorun vereceği kararda dahi Adlî Tıp’ı tek müessese olarak görüyor, diğer bilirkişilere itibar etmiyor. Böyle olunca dosyalar yığılıyor.”

Durumun vahametini ortaya koyan bu açıklamadan sonra asıl can alıcı tesbit şu olmuş: “Kurulda çalışmaya başlayınca klinikte gördüğüm vak’alardan yola çıkarak cinsel istismar vak’alarıyla ilgili toplumda farkındalığı arttırmak istedim. Ama gördüm ki taciz inanılmaz boyutta yaşanıyor. Çok şaşırdım. Tacizlerin mağdurlar üzerindeki sonuçlarını gördüm, hepsi de çok ağır psikolojik sıkıntı yaşıyorlar. Cinsel istismar çok ciddî sıkıntılara yol açıyor. Büyük bir dram yaşanıyor ama kimse farkında değil.” (Vatan, 1 Ağustos 2009)

İsteyen ‘eğri’ otursun, ama lütfen herkes doğru konuşsun: Tacizler ve cinsel istismarların kaynağı nedir? Yaşanan bu büyük dramı Türkiye’yi idare edenler niçin görmek istemez? Bu güne kadar cinsel istismarın bu boyutlarda olduğunun farkında değil idiyseler, bugün itibarıyla haberleri oldu mu? Ne yapmayı düşünüyorlar? Cinsel istismar ve tacizlerin kaynağında müstehcen yayınlar vardır. Gerek televizyon ve gerekse gazetelerde her gün onlarca değil yüzlerce, belki de binlerce ‘cinsel uyarı’ alan ve sağlam bir inanç temeli de olmayan insanların bu yollara düşmesi ihtimal dahilinde değil midir?

İsteyen başka yerlerde çare arasın, ama cinsel istismar ve tacizleri sona erdirmek için atılması gereken ilk adım, müstehcen yayınlara engel olabilmektir. Engel olamıyorsanız, hiç değilse teşvik etmeyin! Bu arada, ‘çok satan gazete’lerin arasında, yaptıkları yayınlar sebebiyle cinsel istismar ve tacize destek verenlerin var olduğunu da görelim. Tabiî alkollü içkilerin de bu konuda pay sahibi olduğunu da hatırlayalım...

Bu devâsa problemler varken, başka işlerle meşgul olanları ibretle ve hayretle izliyoruz. Bu yara kanamaya devam ederken ekonomi tıkırında olsa ne fayda?

02.08.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (02.09.2009) - Neyin ‘pim’i çekildi?

  (28.08.2009) - Köy Ramazanları

  (22.08.2009) - Sıra, Türkiye'deki ‘ajan’larda

  (19.08.2009) - Çay üreticisinin derdi

  (17.08.2009) - Daha az makyaj, daha fazla eğitim

  (14.08.2009) - İslâm ülkeleri için de özgürlük!

  (11.08.2009) - Medresetü’z Zehrâ açılımı gerek

  (10.08.2009) - Brüksel’deki Hamza’lar

  (09.08.2009) - 40 yıl yetmez, 400 yıl kalın!

  (08.08.2009) - Öğrenciyi fişleyen anlayış

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.