05 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Hasan GÜNEŞ

Nurlu fetih nesli


A+ | A-

Bayramda gazetemiz ilginç bir manşet atmıştı: “Lenin meydanında bayram namazı”. Bir zamanlar dünya gündeminin en önemli aktörlerinden olan ve “Din öldürülecektir” diyen bir liderin ismiyle meşhur meydanda mü’minler bayram namazı kılıyorlardı. Dünya değişiyor ve daha da değişecek.

Sovyetlerin birer birer işgal edip, en büyük meydanlarına Lenin’in ismini verdikleri İslâm devletlerinin başşehirleri ve Moskova’daki Kızıl meydan, mabetsiz rejimin aynı zamanda mabedi idi. Belki de Âlemlerin Rabbinin huzurunda saf tutarak ibadet eden mü’minlere karşı basit bir özenti, küfürâlûd bir taklit olarak meydanlar dolduruluyor, rejimin ceberutiyeti ve zulmü ilân ediliyor, yüreklere korku salınıyordu. Her sene işgalin ve ihtilâlin yıl dönümünde, kurtuluş bayramı olarak çoluk-çocuk, sivil-asker katı bir disiplin altında gövde gösterisine tabi tutuluyor, komünizmin demir yumruğu zihinlere kazınıyordu.

Rablerinin huzurunda sulh ve selâmet, huzur ve teslimiyet içinde karıncanın dahi hukukunu ihmal etmeyen bir dinin müntesiplerinin ibadet ve kullukları nerede, zulüm ve zorbalıkla, güç ve kuvvetle, silâh ve postalla, gurur ve kibirle, zorla getirdikleri insanlarla gövde gösterisi yapan bir rejim nerede?

İnsanlar değişime hızla alışıyor. Daha önceden imkânsız dedikleri, hayalcilikle suçladıkları gayretleri sonradan herkesten daha hızla kabullenebiliyorlar.

Bir zamanlar bu değişimi tahmin edebilen, sezen ve ümid edebilenlerin sayısı tarih boyunca olduğu gibi yine azınlıkta idi. Çok değil, yirmi-otuz sene öncesinde, bırakın kızıl meydanlarda ve Lenin meydanlarında namaz kılmayı, İslâm’ın en önemli merkezlerinden olan ve hâlen o misyonun önemli bir kısmını devam ettiren İstanbul’un Taksim meydanı bile tehlikede idi. Mânevî değerlere olan husûmet ve muhalefeti ile meşhur bir partinin çok sayıda temsilcisi ve milletvekiliyle iştirak ettiği dev bir mitingde bir İslâm şehri kızıl bayraklar altında kızıl meydana dönmüştü. Şartların olgunlaşmasını bekleyenler, derinlerdeki hesaplar ve mânevî değerlerin terk edilmesi sonucu meydana gelen kaos, sadece Türkiye’yi değil bütün dünyayı da acze ve çaresizliğe düşürmüştü. Gerçi bu kadar geçen zamana rağmen, Taksim’de Cuma ve bayram namazları için hâlâ yer bulmakta zorlanıyor olsak da, “dünyanın son komünist devleti” diyen eski başbakan kadar kötümser değiliz.

Büyük ümitleri olanlar azınlıkta demiştik. Azınlıkta da olsa hiçbir zaman yok olmadı. İslâm var olduğu müddetçe ya da kıyamete kadar o ümid hiç kaybolmayacak. Evet o karanlık ve zor dönemlerde bile ümidimizi hiçbir zaman kaybetmedik. O zamanlar periyodik olarak kutlanan Fetih gecelerinde, “Nurlu fetih nesli geliyor” türküsü ya da marşında, “Fethedeceğiz Moskova’yı, Paris’i” sözlerine salondakilerin tamamıyla birlikte bütün gücümüzle nefesimizin yettiği kadar eşlik ediyorduk. Dışarıdan gelenlerin ekseriyeti bizden şevk alırken ve “bir bildikleri var” derken bir kısmı da, “nasıl bu kadar iyimser olabileceğimizi” sorarak hayretlerini ifade ediyorlardı.

Bir tarafta, her sene kızıl meydanda dev araçlarla resm-i geçite katılan, Yerkürenin her tarafına ulaşabilen nükleer başlıklı füzeler, birbirinden öldürücü ve yıkıcı silâhlar, okyanuslarda deniz altı ve deniz üstü dev gemiler ve uçak filoları… Diğer tarafta ise Kur’ân ve Kur’ân nurları ve onun fedakâr ve ihlâslı talebeleri…

Evet İslam’ın fethi böyle… Kalblerin ve gönüllerin fethi… Afganistan işgaline karşı yapılan nefsî müdafaayı hariç tutarsak kavgasız, dövüşsüz kazanılan muazzam bir fetih…

O zor ve karanlık dönemde en büyük dayanağımız ve ümit kaynağımız Bediüzzaman Hazretlerinin Sözler’i idi. Çünkü o: “Şu istikbal inkılâbâtı içinde en yüksek gür sadâ İslâm’ın sadâsı olacaktır” diyordu. Ayrıca, komünizm yıkıldıktan sonrası için de şu müjdeyi veriyordu: “Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Olsa olsa küfr-ü mutlakı kıran ve hak ve hakikate dayanan ve hüccet ve delile istinat ve aklı, kalbi ikna eden Kur’ân ile musâlâha veya tabi olabilir” demişti.

Binlerce câmi ve medreseyi yıkan, geri kalanlarını da müze veya depo yapan Moskova, şimdi, İslâm üniversitelerinin ve binlerce caminin açılmasına müsaade ediyor, hatta destek veriyor. Yine bir zamanlar Türkiye’deki İslâm ve iman hizmetlerine bile engel olmaya çalışan Moskova, şimdi İslâm ile ilgili konferanslar ve kongreler organize ediyor, musalaha ve kurtuluş için çareler arıyor.

Yine bir zamanlar İstanbul’daki kızıl meydan provalarına en üst seviyede temsilci gönderen Moskova, şimdi “Şu perde-i müstebidane yırtılacak, takallüs edecek, ben de gelip burada medresemi yapacağım” diyen Bediüzzaman Hazretlerinin talebesini, konferans ve kongrelerine temsilci olarak resmen dâvet ediyor.

Şüphesiz müjdeler bu kadar değil. Nurlu fetih neslini, kıyamete kadar devam edecek olan daha büyük hizmetler bekliyor.

05.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (14.09.2009) - Yaz üçgeni

  (31.08.2009) - Ramazan ve rahmet sofrası

  (17.08.2009) - Şark açılımı ve Medresetü’z-Zehra

  (10.08.2009) - Ruhun tatili

  (08.07.2009) - Beyazlaşma ve Batılılaşma

  (28.06.2009) - Sarayın efendisi

  (21.06.2009) - ŞİDDET VE EĞİTİM

  (15.06.2009) - Yetmiş bin perde

  (31.05.2009) - İNSANLIĞI DİRİLTMEK

  (27.11.2008) - Faaliyet ve câzibe

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.