10 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Hasan GÜNEŞ

Ruhun tatili


A+ | A-

Bereket ve rahmet ayı Ramazan iyice yaklaştı. Yaz artık bitiyor. Yazla birlikte tatiller de bitiyor. Ramazanı daha zinde ve sağlam bir zihin ve kalble karşılayacağız İnşallah. Bazı duygularımız belki de dinlenmenin ulvî ve nezih keyfini sadece Ramazan’da tadacak.

Tatilde zihinlerimizi ne kadar dinlendirebildik, ruhumuzu ve kalbimizi ne kadar tazeledik? Şüphesiz dinlenmek de çok kolay değil. Hayat hep inşaat işçiliği gibi değil! İşten sonra sırtüstü yatınca her şey bitmiyor. Hani meşhurdur, Sokrat tatilden dönen bir arkadaşıyla karşılaşmış. Arkadaşı “Hiç dinlenemedim” diyerek şikâyet edince, Sokrat: “Tatile, muhtemelen kafanı da götürmüşsün” demiş. Tatile neleri götürdük, neleri bıraktık? Dönüşte nelerle nasıl geldik?

Binlerce sene öncesinin tatili ile şimdiki tatil ne kadar farklı ise, kafanın içinde dolaşan problemler de o kadar farklı ve o kadar karmaşık. Hele zamanımızın tatilleri ekseriyetle kendisi de ayrı bir problem olduğu için zihinleri dinlendirmek ve tazelemek iyice zorlaşıyor.

Evet tatile kafayı götürmemek mümkün mü? İş veya meşguliyetlerle ilgili problemleri yerinde bırakıp yeni bir sayfa açıp rahat bir tatil yapmak kolay mı? Aslında Sokrat, kafa gittiği zaman içindekiler de mutlaka gidecek diye düşünmüş. Kafatasını kesip bırakmak mümkün ama kafayı ya da aklı bırakmak mümkün değil. Evet kafayı boşaltmak imkânsız. Gerçekte de mesele insanın yapısıyla ilgili. İllâ kişinin Sokrat ve arkadaşı gibi filozof olması ve derin konularda akıl yürüten çalışmalar yapması şart değil. Risâle-i Nur’da da ifade edildiği gibi, insan akıl sahibi olduğu için, geçmiş ve gelecekle alâkadardır. Geçmiş hadiselerin tortuları zihninde insanı rahatsız etmeye devam eder. Gelecekten ise duyduğu endişe şu fâni dünyada ebedî kalacakmış gibi planlar yapıldığı için büyüktür, korkutucudur ve yıpratıcıdır.

Demek ki, konu sadece tatil ile ilgili değil. Kişinin tatilde gerçekte dinlenebilmesi için, yıl boyu hatta ömür boyu, faaliyetleri ve yaşantısı için düzgün bir hayat felsefesi ve istikametli bir rota belirlemeli. Tıpkı bir maraton koşucusu gibi nefesini uzun vadeli bir koşuya hazırlamalı ve uzun bir mesafeyi yönetmek için program yapmalı. Büyük hedefler için büyük sermayeyi, küçükler için ise küçük sermayeyi tahsis etmeli.

Hatırlanacağı üzere Risâle-i Nur’da, “Ölüm ve âhireti düşünmeden hayatın her türlü zevk ve lezzetini almak istiyoruz” diyenlere cevap olarak, bunun mümkün olmadığı, çünkü insanın akıl sahibi olduğu izah edilir ve “Aklını çıkar at, hayvan ol!” denilir. Sokrat’ın ifadesiyle kafa varsa akıl da içinde olacak ve o da beraber gelecek. Tabiî insan olmak kaydıyla.

Kafayı bırakmak ya da aklı çıkarıp atmak mümkün olmadığına göre ne yapmalıyız?

Bir insan, içinde farklı kabiliyetler ve statülerde yüzlerce çalışanı olan muhteşem bir saray hatta bir fabrika gibidir. Veya mühim bir seferi icra eden bir ordu gibidir ve insan onda bir kumandan-ı azamdır. Çalışanları, akıl, kalb, ruh ve dimağ gibi had ve hesaba gelmez maddî-manevî cihaz ve duygulardır. Bilindiği gibi Risâle-i Nur’da bu hususları detaylı olarak izah eden bahisler vardır. İnsan bu şehirde, bu fabrikada veya bu orduda iyi yönetici olmalı. Her bir cihaz ve duyguya uygun işler vermeli, aralarında iyi bir koordinasyon sağlamalı. Görünüşte kolay göründüğü için diğerinin işini kapan, ya da tembellik ve ihmal ile görevini terk eden veya işe nereden başlayacağını bilemeyenleri eğitmeli ve yönlendirmeli. Şüphesiz bunun için onları iyi tanımalı.

Meselâ geç kabul etmekle birlikte, kabul ettiği şeyleri kolay kolay terk edemeyen ve sevdiği şeye karşı her şeyini feda edip sımsıkı sarılan kalbe, her işi özellikle dünyevî ve fâni işleri vermemek gerekiyor. “Dünyayı kesben değil, kalben terk etmek lâzım” ifadesinde olduğu gibi, “Samed âyinesi olan kalbi” bâki şeylere yönlendirmek gerekiyor. Her fâni şey onu, bırakın yormayı, bir diken gibi batmakta ve yaralamaktadır. Onun dinlenmesi ebedî ve bâki olanları sevmesindedir.

Hikmet hazinelerinin bir anahtarı olan akla, tabiat karanlıklarında iş vermemek gerekiyor. Ya da Sokrat ve bir kısım arkadaşlarında olduğu gibi, yeryüzünde, açık havada büyük mesafeler alması mümkün olan aklı, yer altı dehlizlerine sokup karanlık ve bataklıklarda boğulmaya mahkûm etmemek gerekiyor. Ya da kalb ve ruhun bir çırpıda uçup geçeceği engin denizlerde, derin vadilerde ve büyük uçurumlarda aklı yalnız bırakmamalıyız.

Belki de, en çok çalışırken dinlenmeyi bilmeye ve öğrenmeye ihtiyacımız var. Bu da yerinde bir iş dağılımı ve sağlam bir tevekkül ile mümkün.

10.08.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (08.07.2009) - Beyazlaşma ve Batılılaşma

  (28.06.2009) - Sarayın efendisi

  (21.06.2009) - ŞİDDET VE EĞİTİM

  (15.06.2009) - Yetmiş bin perde

  (31.05.2009) - İNSANLIĞI DİRİLTMEK

  (27.11.2008) - Faaliyet ve câzibe

  (06.11.2008) - Kâinat kitabının nuru

  (26.10.2008) - Medeniyetler çatışması ve kriz

  (08.06.2008) - Öğretmen ve fenlerin dili

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.