07 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

“Said Nursî” atfı... (1)


A+ | A-

Başbakan Erdoğan’ın partisinin kongresindeki “Said Nursî” atfı, şüphesiz altı bin küsur sayfalık imanî ve İslâmî kültür külliyatı Kur’ân tefsiri Risale-i Nur eserleri müellifi Bediüzzaman’ın ismi üzerindeki tabunun kaldırılması bakımından takdire değer.

Said Nursî’nin ortaya koyduğu temel içtimaî fikirlerinin ve çözümlerinin tartışılmasını engelleyen ve ismi üzerinde oluşan önyargıların sorgulanması ve zihinlerdeki katmerli kayıtların çözülmesi açısından oldukça önemli.

Bol bol okuduğu Necip Fazıl’ın şiirlerinden sonra, Ahmet Yesevî, Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan, Hacı Bayram Veli, Yunus Emre ve Mevlânâ’nın peşinden Tatyos Efendi ve Cem Karaca’nın sayılmasındaki çarpıcı sıralama bir yana.

Erdoğan’ın Nâzım Hikmet’ten, Ahmet Kaya’ya kadar saydığı on dört ismin sonunda, özellikle “Seversiniz sevmezseniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz, görüşlerini kabul edersiniz etmezsiniz…” kaydını koyarak “Ahmed-i Hani”nin yanısıra “Bitlisli Said Nursi’siz bir Türkiye’nin mâneviyatı noksan kalır” cümlesi, elbette değerli.

“ÖNEMLİ ATF”IN ARKASI GELMELİ…

Ancak bu “önem”in arkası gelmelidir. Sâdece “isme atıf”la kalınmamalı; öncelikle ve Bediüzzaman’ın, bu ülke ve insanlık için önerdiği fikirleri gündeme alınmalıdır. Daha isminin bile kasten çarpıtılarak başka isimlerle karıştırıldığı Bediüzzaman’ın doğru okunması ve anlaşılmasına vesile edilmelidir.

Bunun için Said Nursî’nin bir asır öncesinden ifâde ettiği ve hayatının sonuna kadar bütün eserlerinde yer alan; iman ve İslâm esaslarına dair çağın bütün sorularına cevap veren tefsir ve Kur’ânî izâhlarına ilâveten, özellikle demokrasi, devlet, hürriyet, eğitim, milliyetçilik, vatan ve milletin birliği hakkındaki temel tespitlerin ve çözümlerin ele alınması gerekir. Fikirlerine ve tavsiye ettiği çârelere de atıfta bulunulmalıdır.

Aksi halde, ortaya koyduğu projelerine bigâne kalınarak salt “isme atıf”la iktifa edilmesi durumda, Said Nursî’nin târif ettiği, mârifet, san’at ve ittifak içinde hak ve hürriyetlerle neşv-û nemâ bulmuş gerçek bir demokratikleşme “noksan” kalır…

Diğer bir husus, bu “önemli atıf”ın, hiçbir zaman Bediüzzaman’ın vatan ve milletin selâmeti adına tatbikini istediği içtimaî tespitlerinin, kırılgan ve zayıf siyasî atraksiyonlu günübirlik politik hesâplara hebâ edilmemesidir. Said Nursî’nin belirlediği düsturlara ve tavsiyelere rağmen başgösteren nevzuhur yanlış siyasî oluşumları, “siyasal İslâm” ve versiyonu yeltenmeleri “onayladığı” anlamında çarpıtılmamasıdır.

Türkiye’nin bürokratik devlet hayatında bulunmuş ve 12 Eylül’den önce Demirel’in Müsteşarı Özal’ın yardımcılığını yapmış bir yazarın, “Şimdiye kadar hiçbir devlet büyüğünün bahsetmediği maneviyatımızı da Sayın Başbakan dillendirdi. Said-i Nursi hazretlerini bu şekilde dile getirmiş olması önemli” çarpıtması, bunlardan biri.

Yine her fırsatta siyasî iktidara övgüler yağdıran eski Marksist bir diğer yazarın, “Başbakan Tayyip Erdoğan, Adnan Menderes’ten sonra ‘Said-i Nursi’ adını resmen telâffuz eden ikinci başbakanmış” cümlesi, bunun bir diğer örneği…

İLK MUHTEVALI ATIF,

MENDERES VE DEMİREL’DEN…

Oysa herkes biliyor ki Türkiye’nin yakın siyaset ve devlet tarihinde “devlet büyüğü” ve “Başbakan” olarak Said Nursî’nin ismi, -iktidarının yedinci yılının sonunda ilk kez telâffuz eden- Erdoğan’dan önce de müsbet mânâda ve çok daha muhtevalı ifâdelerle dile getirilmişti.

Cumhuriyet döneminde Merhum Başvekil Adnan Menderes’ten sonra Başbakan Süleyman Demirel’in defalarca yaptığı Said Nursî atıfları ve değerlendirmeleri hâfızalarda ve arşivlerde.

Anarşi ve darbelerle, ara dönemlerle, demokrasinin inkıtaa uğratıldığı Türkiye’nin en zor ve sıkıntılı zamanlarında, Başbakan Demirel, Said Nursî’nin ismine ve fikirlerine atıfta bulunmaktan çekinmemiştir. “Che Guevara’nın ‘Bir şehir nasıl yakılır’, ‘Bomba nasıl yapılır’, ‘Adam nasıl kaçırılır’ eserlerinin satıldığı, Karl Marks’ın Manifestosunun serbestçe okunduğu bir Türkiye’de, Risale-i Nur okunmasını ve suç sayılmasını anlamak mümkün değildir” diyen ve Bediüzzaman’la birlikte Nur Risalelerini nazaran veren Demirel’dir.

Gerek iktidarda ve gerekse muhalefette Demirel’in siyasî hayatı boyunca çeşitli kapalı ve açık toplantılarda, meydanlarda Bediüzzaman’dan yaptığı özellikle vatanın ve milletin birliğine ve bütünlüğüne dair atıflar ve alıntılar bir tarafa…

On yıl devam eden Ankara-Kocatepe Camiindeki Bediüzzaman Mevlidine, “Büyük âlim ve büyük müfessir Bediüzzaman Said Nursî için okunacak mevlidi Allah kabul etsin. Hakkın savunucusu ve iyiliğin yol göstericisi olan Bediüzzaman Said Nursî’ye Allah rahmet eylesin” ibâresiyle telgraf gönderen tek siyasî lider Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Demirel’dir.

Peki, hiçbir dönemde Türkiye’nin politik hayatından kopmamış yazarların bunları bilmemeleri mümkün olmadığına göre, bile bile böyle bir çarpıtmaya başvurulmasının nedeni nedir? Bu siyasî çarpıtma, zaten içi dolduramayan “demokratikleşme” ve “açılım”a ne sağlar?

Mesele, Başbakan’ın ve siyasî iktidarın bu atıflardan politik rant ve hâsılat elde etmesi mi; yoksa siyasetin ve devletin Said Nursî’nin bir asır öncesinden belirlediği vatanın bütünlüğünü, milletin “millî muhabbet ve ittihadı”nı temin eden fevkalâde ehemmiyetli temel düşünce ve tespitlerinden yararlanılması mıdır?

Buna dikkat edilmeli…

07.10.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (06.10.2009) - Türkiye Afganistan’da cepheye mi sürülüyor? (2)

  (05.10.2009) - Türkiye, Afganistan’da cepheye mi sürülüyor? (1)

  (03.10.2009) - AKP iktidarının İsrail tezadı…

  (02.10.2009) - New York–Ankara çelişkileri…

  (30.09.2009) - Çarpıklıklarla dolu ABD ziyareti…

  (29.09.2009) - Rusya’nın İslâm dünyasıyla musâlâhası…

  (26.09.2009) - Kürtleri “temsil” iddiası…

  (25.09.2009) - Demokratikleşmeye evet, tefrikaya hayır… (2)

  (24.09.2009) - Demokratikleşmeye evet, tefrikaya hayır… (1)

  (21.09.2009) - “Büyük Bayram”ın müjdesi (2)

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.