15 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Cevher İLHAN

DTP’nin kapatılması ve “unsura mahsus siyasî kulüpler” (1)


A+ | A-

DTP’nin kapatılması, hükümetin sathî “açılım” perspektifiyle “demokratikleşme”nin önünü tıkadığının açık örneği oldu…

Türkiye’nin önünde başta “demokratik anayasa” olmak üzere, yargı reformu, siyaseti demokratikleştirecek siyasî partiler ve seçim sisteminin düzeltilmesi, inanç ve ifade hürriyetinin önündeki kısıtlamaların kaldırılması gibi bir dizi temel düzenleme duruyor.

Ne var ki, AKP siyasî iktidarı, evvela demokratikleşmenin zeminini teşkil edecek “sivil anayasa” resmen rafa kaldırıldı. Doğudan Batıya, kökenine ve kimliğine bakılmaksızın bütün vatandaşlara demokratik hak ve özgürlükleri temin edecek, toplumsal uzlaşmayı sağlayacak yasalar yerine, günübirlik görüntülerle “açılım”ı kotarma hevesine girdi.

Hükûmet, DTP’yi “muhatap” almak istedi; lâkin bizzat DTP eşbaşkanları, “terörün durdurulması” ve “teröristlerin silâh bırakması”nda “etkin ve yetkin olmadıklarını” itiraf ettiler. “Biz muhatap değiliz” deyip terör örgütü PKK’yı ve idam cezasını almış terörist başını çözüm için “adres” gösterdiler.

Başbakan ve hükûmet sözcüleri her fırsatta “muhatap millettir” deseler de, kırılgan süreçte MİT Müsteşarının İmralı’da terörist başıyla görüştüğü haberlerine, Öcalan’ın ayrıştırıcı tefrikalı “yol haritası”nın Başbakanlık’ta bekletildiği söylentileri, zihinleri karıştırdı…

TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERDE ÖNCELİKLER ATLANDI…

Siyasî iktidar, daha iç kamuoyunu ve muhalefeti ikna edemezken, baştan beri terör örgütünü koruyup kollayan, işgalindeki ve kontrolündeki bölgede her türlü lojistik destekte bulunan ABD ile “istihbarat paylaşımı” perdesinde terör örgütünün tasfiyesini müzâkere etti. Terör örgütüne silâh, para, ilâç temin eden, finans kaynaklarını, uyuşturucu ve nüfuz kaçakçılığını güvenceye alan Kuzey Irak yönetimini devre sokarak çözme yanlışına saptı.

Temel hak ve hürriyetlerde de öncelikler atlandı. Başta binlerce öğrenciyi mağdur eden yasadışı başörtüsü yasağı ve din eğitimi ve öğretimi önündeki sınırlamalar olmak üzere inanç hürriyeti önündeki kısıtlamalar kaldırılmadan, “Kürtçe tv” yayınına başlandı. Bütün diller önündeki engelleri kaldırmak, AB standartlarında taahhüd edilen düşünceyi açıklama, yayma ve basın özgürlüğü hep ertelendi; TRT-6 gibi bazı psikolojik makyajlarla yetinildi.

Sırf inancı gereği, Kur’ân âyetleri ve Peygamberimizin hadislerine göre deprem gibi umumî bir musîbete “İlâhî ikaz” tespitinin “suç” sayılıp yargılanması ve cezalandırılması çarpıklığına karşı, ceza kanununda gerekli tâdilat yapılmadı. Kur’ân kurslarında Kur’ân öğrenimi önündeki “yaş yasağı” kaldırılmadı. Katsayı haksızlığı, “yönetmelik”le değiştirme yanlışına girilerek içinden çıkılmaz hale sokuldu.

Terörün bitmesi ve teröristlerin dağdan inmesi, âdeta terör örgütünün insafına bırakıldı. Seyyar mahkemenin kurulduğu Habur’dan giriş yapanlar, “örgütün tâlimatıyla geldikleri”ni, “pişman olmadıkları”nı ve “Kandil’den mesaj getirdikleri”ni şovlarla açıklayınca tepikler büyüdü.

Terör örgütü dağılma aşamasında ise, teröristlerin en azından “pişmanlık yasası”ndan istifade taleplerini iletmeleri gerekirdi. Habur aktörleri, bunu dahi reddettiler. Buna rağmen ifâdeleri zabta geçirilmeyerek kabul edildiler…

Bu yetmedi; bu kez “Öcalan’ın cezaevi şartları” bahanesiyle ülke çapında yaygınlaşan taşlı, sopalı, havaî fişekli, molotoflu gösterilerin azdırıldığı kargaşada, Tokat-Reşadiye’de 7 askerin terör örgütünce şehid edilmesi, toplumda önü alınmaz infiâle sebebiyet verdirdi…

“AÇILIM”DA

DEMOKRATİKLEŞMEYE

DÖNÜLMELİ…

Bütün bunlara karşı müşahhas bir adım atılmadı. Geri çekilen ve “taş atan çocukların cezalarının hafifletilmesi”nin de içinde bulunduğu bazı kanunlarda değişiklikleri esas alan “torba yasası”nın Meclis komisyonunda görüşülmesi ertelendi.

Hükûmet, muhalefeti, sivil toplumu “ikna etmek” yerine yalnız terör örgütüne aracılık eden, örgütle irtibatlı mihraklarla işbirliğine başvurdu. Çoğu gözbayama gösterilerle çözümü daha da zora soktu. Gerginliklerle öfke ve kargaşayı daha da arttırıp derinleştirdi…

Siyasî partilerin özgürlük alanını genişletmek, siyaseti vesâyetten kurtaracak demokratikleşmeyi, siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırmayı hep öteledi. Kamuoyunu arkasına almadan, hatta iktidar partisini dahi ikna etmeden, yasal düzenlemeler yapılmadan “kısa yoldan” tek başına hükûmetin giriştiği “açılım”, milletin vicdanında mâkes bulmadı. DTP’nin “terör örgütü dayatması” gölgesinde kalan “açılım”, terörü bitirmediği gibi, tam bir çıkmaza itti…

Belli ki hükûmetin “açılım” plânı, programı yoktu. “Demokratik açılım”ı kapsamlı bir muhtevayla ele almadı. Kamuoyunun önüne ciddî bir proje koyamadı, müşahhas adımlar atamadı. Hasta uzun süre ameliyat masasında bekletildi ve enfeksiyon kaptı…

Cumhurbaşkanı Gül’ün de itirafıyla -bir türlü değiştirilemeyen- mevcut Anayasa ve yasalar gereği Anayasa Mahkemesi’nin DTP’yi kapatması üzerine, kargaşa ve kaos yurt sathına yayıldı; kavga bir nevi “hesaplaşma”ya dönüştü. “Millî birlik projesi”, milletin birliğini dağılma eşiğine getirdi. “Açılım”, ülkeyi barışa değil âdeta kaosa itti.

Gelinen noktada Gül, TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyelerini kabulde, “Anayasa değişikliği fırsatını heba ettik, kaçırdık” diyor. Oysa Türkiye’nin ayağına pranga vuran “darbe anayasası”nın değiştirilmesi fırsatı kaçmış değil. Zararın neresinden dönülse, yanlışa hangi safhada son verilirse kârdır. Demokratikleşmenin “açılım”a kurban edilmesinin hiçbir mazereti olamaz.

Yapılacak olan, yalnız bir bölgeye, bir etnik kökene, bir mezhebe mahsus değil, bütün Türkiye’nin demokratikleşmesi. Herkesi ve herkesimi içine alan, hak ve hürriyetlerini genişleten “açılım”ın olması. “Açılım”da “demokratikleşme”ye dönülmesi…

15.12.2009

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (12.12.2009) - Amerika ziyaretinden kalanlar (2)

  (11.12.2009) - Neyin “milâdı”?

  (10.12.2009) - Terör, tehdit, tezgâh ve tuzak…

  (08.12.2009) - “17 santim”e indirgenen “açılım”!

  (07.12.2009) - “Muharip asker” çarpıtması…

  (06.12.2009) - “Birinci Avrupa” ile “İkinci Avrupa” ayrışıyor

  (04.12.2009) - Türkiye, demokratikleşmede “ilerlemiyor”

  (03.12.2009) - Derin tahrikle provoke…

  (02.12.2009) - Hükümet “katsayı haksızlığı”na hazırlıksız

  (28.11.2009) - Bediüzzaman’ın müjdeli bayram tebriği…

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdullah ERAÇIKBAŞ

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Baki ÇİMİÇ

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  Gökçe OK

  Gültekin AVCI

  H. Hüseyin KEMAL

  H. İbrahim CAN

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Mehtap YILDIRIM

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Muzaffer KARAHİSAR

  Nejat EREN

  Nurullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Osman ZENGİN

  Raşit YÜCEL

  Recep TAŞCI

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Said HAFIZOĞLU

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Umut YAVUZ

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin YAŞAR

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İbrahim KAYGUSUZ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl